soğuk su kaynakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
soğuk su kaynakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ağustos 2012 Perşembe

Bolu İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

bolu-tarihi-turistik-yerleri
Lacivert ve yeşil rengin hakim olduğu doğal güzelliklerle bezenmiş Karadeniz Bölgesi'nin Batı Karadeniz Bölümünde yer alan Bolu, karlı dağları, zengin ormanları, şirin akarsu ve gölleri, soğuk su kaynakları, bol otlu yaylaları, eşsiz kumlu plajları, şifalı sıcak su kaynakları, kaplıcaları, fizik tedavi merkezi ve dinlenmek için ideal turistik tesisleri ile şirin bir beldemizdir.

Bolu ili toprakları, batıdan Sakarya ve Bilecik, güneybatıdan Eskişehir, güney güneydoğudan Ankara, doğudan Çankırı, kuzeydoğudan Karabük ve kuzeyden Zonguldak illeri ile çevrilidir. Kuzeyde Karadeniz'de 30 Km. uzunlukta bir kıyıya sahiptir.

İl topraklarının kapladığı alan 11.200 Km2 Türkiye yüzölçümünün % 1,44 ünü oluşturur. Kocaeli ve Sakarya illeri ile aynı enlem üzerinde yer alan Bolu'nun en batı ve doğu ucu 30o .30ı ve 32o .42ı doğu boylamları arasında olup yaklaşık 186 Km. uzunluktadır. İlin en güney ve en kuzey uç noktaları da 40o .07ı ve 41o .06ı kuzey enlemleri arasında yer alıp, kuzey-güney uç noktaları arası da yaklaşık olarak 111 Km. uzunluktadır.

Şehrin içinden geçen Otoyol başkent Ankara'yı İstanbul'a bağlar. Türkiye'nin en yoğun trafiğine sahip olan bu yol, iki kalabalık yoğun nüfuslu kentin arasında bir dinlenme ve turizm şehri özelliğine sahip olan Bolu'ya ayrı bir önem katmıştır.

SICAK SU KAYNAKLARI VE KAPLICALAR
Türkiye'de 84 yerde görülen sıcak su, kaplıca ve şifalı sulardan çeşitli şekillerde yararlanılmaktadır. Bunların klorlu bikarbonatlı demirli ve kükürtlü bileşikte olanları mevcuttur. Bolu ili kaplıca ve şifalı sıcak su kaynakları bakımından zengindir. Bolu kaplıcalarının en güzel ve gelişmişi şehir merkezine 5 Km. uzaklıkta güneyde Seben Dağları eteklerinde yer alan güzel manzaralı ünlü Kökez içme suyu ile bir piknik özelliği de taşıyan Büyük ve Küçük Kaplıcalardır. Şehir merkezine düzgün bir asfalt yolla bağlı olan kaplıcalar yanında bir Fizik Tedavi Hastahanesi de bulunmaktadır.

Evliya Çelebi' nin de ünlü Seyehatname'sinde beğenerek bahsettiği Bolu Kaplıcalarının ısı dereceleri değişiktir. Büyük kaplıcanınki 40-44 derece Küçük kaplıcanınki ise 40-46 derecedir. Bileşimlerinde demir ve kükürt yer alan bu suların radyoaktivitesinin 10 olduğu romatizma, siyatik, böbrek, kadın ve cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir. Bu kaplıcaların eski çağlardan beri kullanıldığı ve sayılarının daha fazla olduğunu belirten yıkıntı ve izler vardır. İleride daha da değer kazanacak olan kaplıcalara bir üçüncüsünün ilavesinin yerinde olacağı düşünülmektedir. Bolu'nun Çaygökpınar-Demirciler köyleri arasında Baş değirmen mevkiinde yerden çıkan bir sıcak su, soğuk suya karışarak akmaktadır. Burada eski çağlara ait kaplıca havuz ve kurna yıkıntıları görülmekte olup etüd edilmeğe değer niteliktedir.


Bağlum (Pavli ) Kaplıcası: Seben ilçesinin 14 km. güneyinde bir vadi içindedir. Yazın gidilebilir. Küçük bir oteli ile lokantası vardır. Bir havuz ve bir kurnadan ibarettir. Su binaya 5 m. yakınından gelir. Kamp yerleri güzel ve dere kenarındadır. Her gün biraz daha gelişmekte olup su sıcaklığı 75o ve hafif gazlıdır.

Babas Kaplıcası: Mudurnu'nun 5 km. doğusunda çamlar arasında yer alan üç kaplıca olup birinin adına Sağlık Hamamı denir. Büyük ve küçük iki havuzludur. Oteli küçüktür.

Sarot Kaplıcası: Mudurnu'dan 30 km. uzaklıktaki Sarot Köyünün 500 m. kadar batısındadır. Su 100 m. açıktan akar, hamamda bir havuz ve soyunma yeri vardır. Kaynakları değişiktir. Su sıcaklığı 38-63o dir. Suları kükürtlü ve radyoaktif olan kaplıcaya ait otel ve lokantalar vardır.

Çatak Hamamı: Göynük'ün 30 km. yanında Çatak Köyü yakınındadır. Hamam kubbeli bir haldedir. Radyoaktif özellik taşıyan suyu kalsiyum bikarbonatlı olup hem içilir hem yıkanılır. Sıcaklık derecesi 32o olan suda biraz azalma olmuştur.


MADEN SULARI: Bolu'da bilhassa Düzce ve Bolu ovalarını çevreleyen dağlar ormanca zengin olup yağışların toprağa kolayca sızmasını sağlayarak yer altı su tabakasının zenginleşmesini sağlarlar. Bu sulardan bir kısmı diplere kaymadan yamaçlar boyunca yüzeye çıkarak çeşitli tatlı su kaynakları ve pınarları oluşturur. Buna karşın sular faylı bölümlerde toplanmışsa altta mağmadan gelen kızgın gazların etkisi ile ısınır ve bazı mineralleri eriterek bünyelerine alıp yeryüzüne çıkarlar. bu durumda sıcak su kaynakları ile maden suları oluşur. Bolu'da da maden sularına rastlanır. Çünkü arazi tektonik çöküntü ve faylarla parçalanmıştır.

Maden sularının en önemlileri şunlardır:
a) Ömerler Maden Suyu: Bolu'ya 16 km. Abant yolu üzerindedir. Sıcaklığı 14o dir. Bileşiminde kalsiyum bikarbonat ve magnezyum yer alır. Radyoaktivitesi 6,4 olup mide ve böbrek rahatsızlıklarına iyi gelir. Modern şişeleme tesisleri ile çevre illere dağıtımı yapılmaktadır.

b) Akkaya Maden Suyu: Bolu'ya 6 km. mesafede bir tepeden çıkar. Sıcaklığı 20o olup karbonik asit bakımından zengindir. Su, taraçalı bir yüzeyden akarken içindeki karbon gazının uçması ile eriyik halindeki kireç açığa çıkarak dalga dalga traverten örtüler oluşturmakta ve ünlü Pamukkale' ye benzeyen görüntüler ortaya çıkmaktadır.

c) Kaplıca yolu üzerinde Bolu tarafında birkaç yerden çıkar. Bol kükürt ve hidrojeni ihtiva eder. İçilmesi tavsiye edilmez. Berk Köyünde çıkan maden suyundan acı su bazlaması yapılır. Ekmek hamurunu kabartmada kullanılır. Hidrokarbonatça zengin ve kalevidir. Radyoaktivitesi 6,8 dir.

d) Kınık Maden Suyu: Köy yolu üzerinde soldadır. Fazla kullanılmaz radyoaktivitesi 2,5 olup ekonomik değeri pek yoktur.

BOLU'DA TURİZM

Bolu, tarihi ve kültürel zenginlikleri yanında, sonsuz doğal güzellikleri ile de kış ve yaz turizminde ülkemizin önemli bir turistik merkezi niteliğindedir.

Bolu, Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan itibaren başkent Ankara'ya olan yakınlığı ile turizmde avantajlı bir konumda bulunmaktaydı. Özellikle Abant ve Esentepe Bolu'nun adeta simgesi durumuna gelmişti. Sonraki yıllarda Ege ve Akdeniz'in çekiciliğinin artması ve ulaşımının kolaylaşması Bolu için bir dezavantaj durumuna gelmişse de özellikle son yıllarda Kartalkaya, Kaplıcalar, Gölcük, Abant, Yedigöller, Gerede gibi merkezler turistik cazibelerini yeniden kazanarak yerli ve yabancı turistlerin akınına uğramışlardır. Ayrıca geçmişte Bolu, Abant ve Akçakoca'da birkaç küçük tesis mevcutken, özellikle 1990'lı yıllardan sonra Bolu'nun her yerinde yeni ve kaliteli tesislerin sayısı hızla artarak bugünlerde 3051 adet turistik belgeli yatağa ulaşılmıştır. Yatırım belgeli tesislerin tamamlanmasıyla bu sayı daha da artacaktır.

Coğrafi konumu itibariyle Bolu, Ankara ve İstanbul gibi iki büyük metropole olan yakınlığı ve bu yakınlığı Ankara'yı 1.5, İstanbul'u 2.5 saate indiren otoyol geçişi ile büyük bir avantaja sahip bulunmaktadır.

Kış ve dağ turizmi , yayla turizmi, sağlık turizmi, deniz, kamp ve av turizmi imkanlarının bulunması ve Turizm Bakanlığımızdan belgeli tesislerin var oluşu, ilimizin turizm alanındaki çekiciliğini her geçen gün artırmaktadır. Köroğlu Dağlarının turizme açılması bunu daha da pekiştirecektir.

Bolu turizminin ülkemiz turizmi içerisindeki önemi, çevre bilinci içerisinde turistik , doğal ve tarihi güzelliklerimize sahip çıkılması ile artarak devam edecektir.