Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2017 Salı

Antioksidan etkili muzlu ve mangolu smoothie


Muz da mango da bol miktarda vitamin, mineral ve antioksidanlar içerir.

Diğer birçok meyveye göre pahalı olmasına rağmen leziz tadıyla vazgeçilmezler arasında olan muz, zengin vitamin ve mineral içeriği sayesinde adeta şifa deposu. Muzun içeriğindeki mineralleri diğer meyvelerde bulmak oldukça zordur. Soğuk kış günlerinde soğuk algınlığı, grip, nezle ve enfeksiyonlara karşı vücudu korur. İştahsızlığa iyi gelir, antioksidandır, hücrelerin ömrünü uzatır, yaşlanmayı ve vücudun erken kırışmasını önler. Saçların güçlenmesine yardımcı olur, saç kırılmasını önler. Mide rahatsızlıklarına iyi gelir, sinir sistemini rahatlatır.

30 Ocak 2017 Pazartesi

Kış depresyonundan kurtulmanın yolları


"Mevsimlerin bireylerin hayatındaki önemi yadsınamayacak kadar çoktur. Güneşli ve ılıman havalar bireylere pozitif enerji verirken, sert iklim koşulları ile bireyler depresif bir ruh haline bürünebiliyorlar. Bu şartlara bir de kronik stres gibi faktörler eklendiğinde kış depresyonu kaçınılmaz oluyor” diyen Dr. Mehmet Yavuz, bu buhran halinin neden yaşandığı ve aşılabilmesi için neler yapılması gerektiğine dair açıklamada bulunuyor.

29 Ocak 2017 Pazar

Detoks ile bağışıklık sisteminizi güçlendirin


İnsan vücudunun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemi, özellikle kış mevsiminde hastalıklara karşı direnç sağlarken, soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmada önemli bir rol oynuyor. Sık sık hastalanıyor, tükenmek bilmeyen uçuklardan şikayet ediyor ve kendinizi halsiz hissediyorsanız, bu belirtiler bağışıklığınızın düşmüş olabileceğini gösteriyor. Peki, kışın sağlıklı kalabilmek ve bağışıklığımızı güçlendirerek hastalıkların önüne geçmek için neler yapmamız gerekiyor?

18 Ocak 2017 Çarşamba

Paraguay Çayı Faydaları



Paraguay Çayı kullanım alanları ve faydaları sebebiyle son yıllarda ünlüler tarafından sıklıkla tüketilmesi ile ülkemizde de popüler olmaya başlamıştır. Paraguay Çayı faydaları saymakla bitmez. Paraguay çayının yararları çok olduğu için hem tüketimi hem de satışı artmıştır. Mate çayı ülkemizde de pekçok yerde uygun fiyatı ile tüketilebilmektedir. Peki nedir bu Paraguay Çayı?

Aslında Mate olarak bilinen bir bitkinin yaprakları kullanılarak yapılan bir çaydır. Paraguay çayı yaprağı ayrıca yerba mate, Paraguay Tea, Brezilian tea, South American Holly olarakta bilinmektedir. Paraguay Çayı bitkisi iklim olarak orta tropik iklimi sever ve bu bölgelerde yetişir. Dolayısıyla yüksek sıcaklık ve yaklaşık olarak yıllık 1300mm den fazla yağış alan yerlerde yetişir. Mate çayı bazı ülkelerde ülkemizde siyah çay tüketimi gibi oldukça yaygın olarak sevilir ve tüketilir. Özellikle Paraguay, Arjantin, Brezilya ve Uruguayda çok fazla tüketilir. Paraguay çayı bu anlamda Güney Amerikanın milli çayı diyebiliriz. Bu kıtaya ayak basan avrupalılar bu bitkiyi yerlilerin yeşil altını olarak adlandırmışlardır. Paraguay Çayı çok fazla faydası olan, hem zayıflama hem enerji sağlaması hem de kansere karşı etkisi ile öne çıkan bir bitkidir.

Paraguay Çayının Faydaları

Paraguay çayının yaprakları yemeklerde kullanıldığında son derece doğal bir besin olmaktadır.
Mate çayı uyarıcı, kafein ve tanen içermektedir. Tadı ise normal çaydan daha az buruk bir tadı vardır.
Gelişme bozukluklarının giderilemsinde kullanılır.
Kanı temizler, kalbi rahatlatır ve saçları kuvvetlendirir.
Zihin açıcı etkisi vardır.
Yorguluğun giderilmesinde çok etkilidir.
İştahın dizginlenmesinde çok faydalıdır. Bu sebeple kilo vermede kullanılır ve zayıflamaya yardımcı olur.
Strese karşı etkilidir. Stresi azaltır.
Midedeki yaralara ve iltihaplara karşı kullanılır.
Uykusuzluk sorununuz varsa faydası ardır.

Demlenme ve İçim

Urugay Çayı için demlik olarak kurutulmuş su kabağı, bölgede yetişen sert kabuklu meyvaların kurutulmuş kabukları, gümüş, cam veya uygun metal kaplar kullanılır.
Bu kaplara ‘mate’ adı verilmektedir.
Demlemeden önce kap ~ 65oC lik bir suyla çalkalanıp ısıtılır.
Yerba mate yani Uruguay çay yaprakları kaba konur.
Çay üzerine kaynar vaziyette olmayan sıcak su dökülür.
Çay içilmeden önce bir iki dakika demlemeye bırakılır.
Çay içimi bombilla denilen çubuklarla olur.
Çubuklar yaprakların ağza girmesine engel olur.
Hazırlanan deme konulmadan önce bombilla 85oC civarında sıcak su ile çalkalanması gerekmektedir.
Genellikle sade olarak içilmekle beraber, isteğe göre süt, şeker veya limon ile farklı bir lezzet katılarak içilebilinir.

17 Ocak 2017 Salı

Soğan Suyu Kürü Yapılışı ve İyileştirici Etkileri


Başlıkta da belirttiğimiz gibi soğan suyu kürü bu sıralar oldukça popüler olan, neredeyse her derde doğal yollardan çözüm olan doğal bir antibiyotik. Özellikle adet düzensizliğine iyi geldiği için ve siz değerli okurlarımızın da ilgisini çekebileceğini düşündük ve soğan suyu kürünün yapılışını sizlerle paylaşacağız.

Yapılışı:
Orta boy bir soğanı alıyoruz ve üstteki ince kahverengi kabuğunu soyuyoruz. Soyduktan sonra dörde bölüp 1,5 bardak suya koyuyoruz ve su kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra alıyoruz. Soğuduktan sonra içime hazır oluyor. işte bu kadar basit ve şifaları, özellikle bayanlara olan şifaları saymakla bitmez.

Neye iyi gelir?
Özellikle kadın hastalıklarında büyük rol oynayan soğan kürü adet düzensizliğine, yumurtalık kistine, miyom oluşumuna engel olur. Bunların yanında rahim kanseri riskini önler, çikolata kistini, rahim duvarı kalınlaşmasını önler var ise miyomları ortadan kaldırmada da büyük etkisi vardır.

14 Ocak 2017 Cumartesi

Mevsim geçişlerinde dökülen saçlara kekikli reçete


1’er tutam kekik ile fesleğeni 300 gram saf zeytinyağıyla karıştırın. Bu karışımı kısık ateşte 40 dakika benmari usulü pişirin. 8 saat demlenmesini bekledikten sonra içine 1 çorba kaşığı da bal katıp saç diplerinize masaj yaparak sürün. Ardından da başınızı sıcak havluyla sarın. 2 saat bu şekilde bekledikten sonra saçlarınızı saç tipinize uygun bir şampuanla yıkayın. Bu formülden haftada en az 1 kez yararlanmalısınız.

8 Ocak 2017 Pazar

Sararmış dişlere doğal bakım kürü


Diş sararması, genellikle ağız hijyeninin tam olarak sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkar. Siz de dişlerinizin sararmasından şikayetçiyseniz, bakım kürünü uygulamadan önce dişlerinizi düzenli olarak fırçalamanız gerekiyor.

İşte ihtiyacınız olan malzemeler:

2 tatlı kaşığı karbonat
2 çay kaşığı limon suyu
2 damla zeytinyağı

Nasıl uygulanır

Malzemeleri bir kabın içerisinde karıştırın. Daha sonra diş fırçanızı bu karışıma batırın ve dişlerinizi fırçalamaya başlayın. Düzenli kullanımdan sonra etkisini göreceksiniz. Haftada 2-3 kez uygulayabilirsiniz.

Not: Karışımı dişlerinize uygularken fırçayı çok bastırmamanızı öneririz. Aksi durumda dişleriniz karbonattan dolayı çizilip hasar görebilir.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Elma İle Gelen Güzellik Ve Sağlık

elmali-maske
Elma ve elma sirkesinin doğal güzellik ve sağlık kaynağı olduğunu biliyormuydunuz? Cilt bakımı, saç bakımı, sivilce, ciltteki lekeler, şişmanlık, varis tedavisi. Bütün bunlar için ihtiyacınız olan şey yalnızca elma. Özellikle elma sirkesi sağlıkla parlayan saçlar, lekesiz bir cilt ve ince, güzel bir vücuda kavuşmanı için önemli rol oynar.

Kepekli Saçlar İçin Elma Sirkesi
Saç bakımı ve saçınızdaki kepekler için saçlarınızı yıkadıktan sonra son durulama suyuna yani 1 litre suya 1 çay bardağı elma sirkesi koyun ve saçlarınızı bu su ile durulayın. Bu işlemi bir süre her saçınızı yıkadığınızda uygulayın. Saçlarınız kepekten arınacak ve parlaklaşacaktır.

Sivilceler İçin Elma Sirkesi
1 çay bardağı elma sirkesine yarım çay bardağı su ekleyin ve bir parça pamuğu bu karışıma batırıp sivilce üzerine bir süre kompres yapın. Faydısı olduğunu göreceksiniz.

Cilt Lekeleri İçin Elma Sirkesi
Bir kaba yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi koyup kaynatın. Daha sonra bu su ile yüzünüze buhar banyosu yapın. Ayrıca yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü 3-4 günde bir silebilirsiniz. Cilt lekeleri için oldukça faydalı.

Fazla Kilolar İçin Elma Sirkesi
Bir bardak suyun içine 1-2 tatlı kaşığı elma sirkesi koyun. İçine 1 tatlı kaşığı bal ekleyip sabahları düzenli olarak aç karnına için. Fazla kilolarınıza faydası olduğunu göreceksiniz.

Varisler İçin Elma Sirkesi
Yumuşak bir havluyu elma sirkesinin içine batırıp sıkın ve havluyu bacaklarınızın varısli olan bölgesine sarın. Bacaklarınızı yüksek bir yere kaldırarak yaklaşık 45 dakika kadar dinlendirin. Bu işlemi mümkünse sabah akşam tekrarlayın.

20 Mart 2014 Perşembe

Dudak Hastalıkları ve Bakımı

Dudak-Bakimi-5
Dudaklar yüzümüzün en önemli temel parçalarından biridir. Yemek yeme, su içme, konuşma gibi temel fonksiyonları vardır. Konuşmadığımızda dahi yüz ifademiz açısından önemlidir. Ama dudak bakımına genelde çok özen gösterilmez.

Dudakları etkileyen sağlık sorunları doğumsal ve edinsel olmak üzere iki ana guruba ayrılabilir. Bu yazıda edinsel dudak sorunları ve genel dudak bakımını ele alacağız.

En sık gördüğümüz edinsel dudak sorunu Keilit olarak isimlendirilen dudağın enflamatuar (İltihabı yanıtlı) hastalığıdır.

Keilit'e yol açan ana etkenler
* Dudak çatlakları; Genellikle çok soğuk iklim veya kuru sıcak rüzgarlı durumlar gibi çevresel etkenlere bağlı oluşur. Dudaklar bu durumda yaralı, çatlamış ve kabuklanmış bir hal alır. Çoğu insan bu kabuklanmayı azaltmak için diliyle dudağını ıslatır. Fakat her ıslanma sonrası dudak daha da kurur. Tekrarlanan tükürükle ıslatmalar nedeniyle dudak çatlağı daha da kötüleşir.

Bu durumun tedavisinde öncelikle dilimizle dudağı ıslatmanın engellenmesi gerekir. Çevresel etkenlerin olumsuzluğunu azaltır ve sık vazelin veya dudak balsamı gibi yağlı ürünlerle dudağı nemlendirirsek bu sorunu kontrol edebiliriz.

* Dudak egzaması; Deri kuruluğu olan kişilerin dudaklarında da kurumaya yatkınlık olabilir. Bu durumda dudaklar içinde dudak nemlendiricilerinin sık kullanımı gereklidir.

* Kontakt keilit; Kimyasal alerjen maddelerle temas sonucu gelişen alerjik hastalıktır. Bu tür sorunlara en sık sebep olan etkenlere örnek olarak ruj, dudak nemlendiricileri, diş macunu, ağız dezenfektanları, cıva içerikli diş dolguları, piercingdeki metaller sayılabilir. Bu sorunda dudaklar kızarık, şişkin, kabuklanma veya bazen su dolu kabarcıklar içeren yaralar şeklinde görülebilir.

Tedavisinde kortizonlu ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Fakat, asıl tedavi etkenin saptanması ve uzaklaştırılması ile olur.

* İlaca bağlı keilit; Bu durum genellikle ağız yoluyla alınan bir ilaç sonrası gelişen bir kızartı ve su dolu kabarcık içeren bir durumdur. Genellikle aynı ilacın tekrar alımı ile sorun yeniden aynı yerde belirir. Bu sorunun tedavisinde etken olan ilacın bir daha alınmaması önemlidir. Oluşan yaralar genellikle ilaç kesildikten sonra kortizonlu kremler ile kısa sürede geriler.

* Dudak kenarı çatlağı (Anguler keilit); Bu sorun iki farklı şekilde görülebilir. Bu sorun iki dudağın birleştiği noktalarda gelişir. Bakteriyel veya mantar enfeksiyonları sonucu oluşabildiği gibi, vitamin eksikliği veya dişlerle ilgili sorunlara bağlı olarak gelişebilir. Tedavide altta yatan etken temel alınır.

Sonuç olarak dudak bakımında iyi nemlendirici özelliği olan yağlı dudak balsamları veya vazelin gibi ürünler kullanılmalı, alerjiye sebep olabilecek durumlar veya maddelerden sakınılmalıdır.

19 Ocak 2014 Pazar

Güzellik, Sağlık ve Beslenme

hint-yagi-guzellik
Güzellik anlayışı çağdan çağa ve toplumdan topluma değişiklik gösterdiği halde, günümüzde eği­tim düzeyinin yükselmesi ve nüfus içinde eğitimliliğin yaygınlaşması, insanların, gü­zelliğin değişmez önkoşulunun ana rahmi­ne kadar geri giden ve tüm yaşam boyunca sürmesi gereken bir dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı olduğu konusuna eğilmelerini ve giderek benimsemeye baş­lamalarını sağlamıştır.

Gerçekten doğru beslenme rejimi uygulamaksızın ne güzel ve çekici olabilmek mümkündür, ne de cinsel etkinliğin sürekliliğini sağlayacak bedensel alt yapıya sahip olmak.

İnsanlar hakkındaki ilk değerlendir­memizi genellikle onların yüz çizgileri ya da vücut şekilleri gibi dışsal özelliklerine bakarak yaparız. Onların çekicilikleri konusundaki yargımızı da büyük ölçüde böyle geliştiririz. Bu davranışın doğru ya da yanlış olduğu bir yana, birçok insanın bu varsayımdan yola çıkarak hareket ettiği ve dış görünümlerinin üzerine titrediği açıktır.

Aslında güzel bir dış görünümün doğru beslenmeden geçtiği bilinirse, bu çabalar için daha geçerli ve saygın bir gerekçe sağlanmış olur. Gerçekten de güzel bir cilt, parlak saçlar ya da selülitsiz bacaklarla yediklerimiz arasında doğru­dan bir bağ vardır.
Sağlığına ve güzelliğine dikkat eden bir kimsenin rejiminde proteinin çok önemli bir yeri vardır. Proteinin başlıca görevi yeni doku yapmak ve aşınanları onarmak­tır. Tırnaklarda, saçta ve deride gözle görüldüğü üzere, vücudumuz sürekli pro­tein kaybetmektedir. Hem bu kayıbı karşılamak, hem de enerji sağlamaya yardım etmek üzere bol miktarda protein almamız gerekir. Neyse ki protein kaynak­ları çok çeşitli ve zengindir. En başta et, yumurta, süt ve süt ürünleri sayılmalıdır. Ancak baklagillerin ve fındık, fıstık gibi besinlerin de protein bakımından zengin oldukları unutulmamalıdır.

Şekerlere ve nişastalara verilen teknik ad, karbonhidrattır. Karbonhidratların başlıca işlevi enerji sağlamak olmakla birlikte, yağ metobolizması gibi vücudun işlev işini gerçekleştiren başka bazı görev alanlarında da etkindir. Meyve ve sebze­lerde çeşitli şeker türleri bulunmaktadır. Nişastayı ise temel olarak tahıllardan alırız. Ayrıca patates gibi kök sebzelerinde, tohumlarda ve baklagillerde de önemli miktarlarda içerilir.

Karbonhidrat tüketi­mi en fazla dikkati isteyen beslenme alanıdır. Gündelik harcanan enerjiyi karşı­layan karbonhidrat miktarının üstü yağ asidine dönüşüp sonunda yağ tabakaları olarak vücutta kalacağı için bu konuda dikkatli olmak hem vücudun iç ve dış sağlığı açısından hem de güzellik açısından belirli bir duyarlılık gerektirir.

Unutulma­malıdır ki, karbonhidrat eksikliği de ağız kokusundan öte, böbreklere fazla yük binmesine ve beyin işlevlerinin aksamasına yolaçar. Zihinsel boyutu güdük kalmış bir güzellik de pek özenilecek birşey değildir. Bugün beslenme uzmanlarının vazge­çilmez olarak niteledikleri bir besin türü de lifli ya da posalı maddelerdir.

Karbonhid­ratların sindirilemeyen lifli biçimi olan bu besin maddesinin sindirim sistemi içindeki rolü ve bununla bağlantılı olarak dişlerdeki çürüklerden obesliğe ve şeker hastalığına, safra kesesi bozukluklarından kalp rahat­sızlıklarına ve bağırsak kanserine kadar uzanan etki alanı, niye vazgeçilmez olduğunu ortaya koymaktadır. Bu öne­miyle karşıt bir şekilde, lifli yiyecekler uygarlaşmayla birlikte beslenme rejimle­rindeki yerlerini kaybetmektedirler.

Yiye­ceklerin giderek daha fazla işlenmesi ve incelmesi (rafineleştirilmesi), içlerindeki lif oranını büyük ölçüde düşürmektedir. Örneğin un ve şeker gibi besinler, bizim soframıza geldiklerinde lif içereklerinin hemen hepsini kaybetmişlerdir. Oysa doğal hallerinde bunlar lif bakımından zengin besinlerdendir. Bu nedenle yine bol lifli olan meyva ve sebzeleri, kuru yemiş ve çerezleri pişirmeden çiğ olarak yemek çok yerinde bir davranış olur. Bunları pişir­mekten, hele konserveleyip yemekten kaçınmak gerekir.

Pürüzsüz bir cildin temel önkoşulu, düzenli bir sindirim sistemidir. En yoğun enerji kaynağı, yağlardır. Büyümeyi sağlayan çeşitli asitleri içeren bu önemli besin grubu, kaymak, tereyağı, margarin ve iç yağında gözle görülür halde bulunurlar. Oysa örneğin sütte, peynirde, yumurta sarısında fındık, fıstık ve çikola­tada örtülü biçimdedirler. Gerekli miktar­da alındığı takdirde yararlı olduğu Mide, fazlasının karaciğeri yorduğu, kalp rahat­sızlıklarına yol açabildiği bilinmektedir. Yağlı ciltleri olanlar ve şişmanlamaya yatkın kimselerin bu besini ölçülü almaları gerekmektedir.

Saydığımız besinlerin dışında, gündelik olarak çok ufak miktarlarda alınan, ancak eksiklikleri ciddi hastalıklara ve bozukluk­lara yol açan mineraller bulunur; çekicili­ğimizi yakından ilgilendiren bu bileşimle­rin etki alanı, kemik ve diş yapımızdan (kalsiyum, florin) ten rengimize (demir), cilt nemliliğimize (sodyum ve potasyum) kadar uzanır.

Yine mineraller gibi organik bileşimler olan ve az miktarlarda alman vazgeçilmez elementler, vitaminlerdir. Vitaminlerin önemi, vücut işlevlerinin sürmesini sağlayan enzimlerin yapılmasını gerçekleştirmekte yatar. Güneşin doğrudan deri üzerine etkimesiyle elde edilen D vitamini dışında tüm öbür vitaminler vücudumuza aldığı­mız yiyeceklerde bulunur.

Sağlıklı ve güzel bir görünüm için temel oluşturan vitamin­lerin herbirinin ayrı bir önemi ve etkisi vardır.

Güzel tırnakların sırrı iyi baKimdan önce iyi beslenmede yatar. B komleks vitaminleri olmaksızın bunu çözmek ola­naksızdır. Duru ve taze bir ten ve parlak, iyi gören gözler A, B ve C vitaminleri olmaksızın düşünülemez. Bu vitamin -güzellik ilintisini daha bir sürü örnekle desteklemek mümkündür. Ancak vitamin­lerin de belirli bir denge içinde alınması gereklidir. A ve D vitaminlerinin, fazla alındıklarında zehirlenme etkileri vardır. Zaten vitaminleri de öbür besin maddele­rini de fazla değil, gerekli miktarda ve dengeli bir biçimde almak önemlidir. Bunlar vücudumuzu kendi başlarına değil, tüm öbür maddelerle bir bütünlük içinde etkilerler.

Günümüzde teknolojinin gelişmişliğiy­le bağlantılı olarak, soframıza gelen yiyeceklerin de işlenmişliği artmaktadır. Oysa bu sayede çok daha ince bir tad ve görünüm kazanmakla birlikte, besin de­ğerlerinden çok şey yitirmektedirler. Hatta içlerine katılan bir takım kimyasal madde­ler ve koruyucular nedeniyle yalnızca değersizleşmemekte, aynı zamanda zararlı bir hale de gelmektedirler.

Dolayısıyla sağlıklı bir yaşam sürdürmek için beslenme konusunda üstünkörü bilgilenmek yeterli olmamakta, bundan öte, besinlerde bulu­nan yararlı maddeleri, bunlardan en iyi ne şekilde yararlanılabileceğini ve değerleri­nin nasıl korunabileceğini bilmek gerek­mektedir. Yapacağınız seçimde, belli bir yiyeceğin çekiciliği değil, dengeli beslen­meniz açısından taşıdığı değer önemli olmalıdır.

Rejim dendiğinde genellikle akla gelen, zayıflama amacıyla başvurulan kısıtlı yemeklerdir. Oysa az da yesek, çok da hepimiz belli bir rejim uygulamaktayızdır. Çünkü rejim, vücuda alınan yiyeceklerin tür ve alınma kalıbını belirten bir kavramdır. Benimsenen rejimi belirleyen çeşitli etmenlerden en önemli üçü, bir yiyeceğin bulunurluğu, kişinin ekonomik konumu ve geleneklerdir. Bunların getir­diği belirli sınırlamalara karşın, vücût ve yüz güzelliğini ve gençliğini olumlu olarak etkileyen yiyecek bileşimlerini hazırlamak her zaman mümkündür.

Akılda tutulması gereken nokta, öğünleri hazırlarken taze yiyeceklerin tercih edilmesi ve çiğ meyva ve sebzelere mutlaka yer verilmesidir.
Her ne kadar makyaj ve estetik müdahaleler önemli bir çare gibi görünü­yorsa da, güzellik ve cinsel çekiciliğin kalıcı olmasını sağlamak, temelde dengeli bes­lenmeye Ve beslenme konusunda bilgiye dayanarak hareket etmeye bağlıdır.

Güzelliğin ancak sağlıklı, ruh ve beden sağlığıyla birarada varolabileceği günü­müzde her geçen gün daha çok kimse tarafından anlaşılmaktadır. Özellikle ka­dınların beslenmelerine, kilolarına gittikçe artan bir dikkat göstermeleri, maddî olanakları çerçevesinde dengeli bir beslen­me rejimi izlemeleri, fazla kilolarını atmak için rejim yapmak, jimnastik yapmak, masaja, saunaya gitmek gibi etkinlikler içine girmeleri bu durumun belirtileridir.

Sinir gerginliğinin, ruhsal .sıkıntıların, bunalımların güzelliği olumsuz bir şekilde etkilediğini, ciltte bozukluklara, sivilcelere yolaçtığım daha önce dile getirmiştik. Öte yandan kötü beslenmenin de (örneğin, çok fazla yağlı, kızartma, karbon-hidratlı, şekerliftuzlu yiyeceklerle beslenmenin cildi bozduğu, sağlıksız ve göze çirkin gelebilen bir şişmanlamaya yol açtığı, hareketsizliğin ilerleyen yaşla birlikte hantal bir vücut mey­dana getirdiği, günümüzde artık günlük gazetelerde bile hemen her gün oldukça ay­rıntılı bir şekilde işlenen gerçeklerdir.