27 Eylül 2014 Cumartesi

Ciltte 25 yaş dönüm noktası

cilt-bakimi-zararlari
Vücudunuzu kaplayan, düzenli olarak bölünebilen ve birbirine sıkı sıkıya bağlı, sağlam cilt hücreleri ile doğarsınız. Ancak cilt sadece koruyucu bir zarf değildir. Tıpkı akciğerleriniz, karaciğeriniz ve beyniniz gibi onun da işlevleri ve yapması gereken görevleri vardır. Vücut ısınızı düzenler, duyularınızı iletir, soğuk bir esintiyi hissedebilmenizi ya da sıcak bir ocaktan uzaklaşmanızı sağlayarak yanmanızı engeller.

Ayrıca cilt, önemli bir savunucudur. Narin genetik yapısını radyasyondan korumak için pigment üretir. Bazı cilt hücreleri, asker görevi görerek saldırganlara karşı koruma sağlar. Gerektiğinde diğer hücreleri koruyucu protein salgılamaları için alarma geçirir ve vücudun bağışıklık sistemini uyarır. Cilt, görevlerini yerine getirirken aynı zamanda kendini de kuvvetlendirir.

Yağ bezleri sebum salgılayarak, cildin üzerine tutunan yağlandırıcı bir etki yaratır ve dahili nemlendirme sisteminin nem düzeyini dengede tutmasını sağlar. Cilt sürekli kendini onardığı ve yenilediği için eskimez veya bozulmaz. Serbest radikalleri bastırmak için doğal antioksidan dolaşımı yaratır ve her bir hücreye ihtiyacı olanı verebilmek için besinleri parçalayarak önemli moleküllere ayrıştırır.

Deri en büyük organdır
Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 16'sını oluşturan deri, en büyük organdır. Yüzünüzde bulunan derinin her 25.4 milimetre karesinde yaklaşık 65 tüy, 100 yağ bezi, 650 ter bezi, 78 sinir alanı ve 19 kılcal damar bulunur. Cilt bir çeşit fabrikadır. Cildin; hücre ve onları bir arada tutacak materyalleri üretmek için şeker, su ve proteinlere ihtiyacı vardır.

Metabolizmasını korumak için yağ ve amino asitlere, yapısını korumak için B vitaminlerine, mikro minerallere ve bunun gibi başka şeylere ihtiyaç duyar. Ayrıca bu yapıların bir çeşit biyolojik paslanma durumuna maruz kalmasını önlemek için de antioksidanlara ihtiyacı vardır. Diğer organlarınızın aksine cildiniz göz önündedir. En azından cilt yüzeyini gözle görebilirsiniz. Renginden ve yapısından cildin canlı ve sağlıklı olup olmadığını bir bakışta söyleyebilirsiniz. Aynı zamanda kaç yaşında olduğu ile ilgili tahminde de bulunabilirsiniz. Hepimiz hayata, benzer yapısal ve hücresel donanımla başlarız.

Bir bebeğin nemli, yumuşak, pembemsi tombul yanakları karşı konulmaz güzelliktedir. Çoğu zaman bu güzelliği dokunarak hissetmek isteriz. Her ne kadar zamanla ergenlik sivilceleri bozulmalara neden olsa da cilt, diriliğini ve canlılığını 25 yaşına dek korumaya devam eder. Fakat bu noktadan 60 yaşına kadarki süreçte cilt fark edilir bir çöküş yaşar.

Yaşlanan cildin rengi matlaşarak sararır
Destekleyici yastık görevi gören yağ yapı, kemikler ve altındaki dokular büzüldüğü için yaşlı bir insanın cildi incelir ve gerilir. Cilt alttaki kaslardan ve yüzdeki dokulardan ayrıldığında alın, elmacık kemikleri ve çene çizgisinden aşağı sarkar. Rengi matlaşır, hatta sarımsı bir hal alır. Yüzeyinde koyu lekeler ve karaltılar ortaya çıkar.

Bu da bazı pigment üretici hücrelerin yaşlandığını ve diğerlerinin de kaybı telafi etmeye çalıştığını gösterir. Ancak her yaşlı insanın cildi böyle görünmez. Yaşlı olduğu halde cildi hâlâ güzel olan birini düşünün. Elbette, yağlarda kaybolmalar ve dolayısıyla ve bazı sarkmalar oluşmuştur, ancak cildin rengi belirgindir ve sağlıklıdır.

Cildinize nasıl baktığınız önemli
Ebeveynlerinizden aldığınız genler yaşlandığınızda cildiniz de dahil olmak üzere tüm organlarınızın nasıl çalışacağını büyük ölçüde belirler. Genetik faktörleri saymazsak, cilt yaşlanmasında en önemli etkenin; kendinize içeriden ve dışarıdan nasıl baktığınız olduğunu düşünüyorum. Kalıtımsal miraslarınız başlangıç noktası olabilir ancak miras olarak aldığınız genlerin risklerini değiştirebilirsiniz.

25 Eylül 2014 Perşembe

Demet Kutluay - Kakule Çayı

kakule-cayi
Kakule çayı faydaları anlatmak bitecek gibi değil. Mide bulantısı, gaz ve şişkinliğe iyi geliyor.Baş ağrısı ve soğuk algınlığında da etkili bir bitki. Ayrıca hezayıflamaya yardımcı oluyor. Sağlığa bir çok faydaları var.

Sağlığa bir çok faydaları var.
Sinizüte iyi gelir, gaz sancısı ve hamsızlığa birebirdir.Nefisi açar, geniz akıntısına faydalıdır.
Ayrıca Kakule çayının bir diğer özelliği de Aynen kahve gibi uyarıcı etkisi vardır. Ve kahve gibi de çarpıntı yapmaz.
Zinde kalmak için 3-4 Kakule çekirdeğini ağzınıza atın zinde kalın.

Aktara gittiğinizde çok kuru ve kararmış olan kakuleyi almayın, rengi yeşile çalan kakule idealdir.

Demet Kutluay’ın Kakula Çayı tarifi
Bir miktar portakal kabuğunu, ve bir miktar tarıçını kakule çayı ile kaynatın ve afiyetle için.

24 Eylül 2014 Çarşamba

Süt Kesiği İle Vücut Bakım

sut-kesigi
Aşağıdaki karışımı blenderdan geçirin... Karışımı afiyetle tüketin. Selülit ,kilo problemi olanlar sabah kahvaltılarında tüketebilirler... Vücudu sıkılaştıran süper bir karışımdır... Çocuklar, ergenler, orta yaşlılar ve yaşlılarda güvenle kullanabilirler.

Malzemeler:
1 su bardağı süt kesiği, (Süte limon sıkıp, kestirdikten 1 tutam sonra suyunu süzerek elde edebilirsiniz).
- Maydanoz,
- Bir kaç dal dereotu,
- 1 kaşık bal,
- 1 bardak ayran,
- 1/2 çay bardağı su

23 Eylül 2014 Salı

Ayaklarınızın bakımını ihmal etmeyin

iyon-Ayak-Detoks-ile-Toksinlere-Elveda
Diz, dirsek ve topuklar vücudun sürtünmeye en fazla maruz kalan bölgeleridir. Bu nedenle de kısa zamanda sertleşerek, kurur ve koyu bir renge bürünürler. Bu görüntüyü sadece 3 adımda yok edebilir, ipek gibi bir cilt, yumuşak diz, dirsek ve çatlaksız topuklara kavuşabilirsiniz.

Ovun
Diz, dirsek ya da ayak topuklarınızı avucunuza aldığınız bir miktar temizleme ürünüyle temizleyin. Uygulama yaptığınız bölgeyi yumuşacık bir sünger ya da bez yardımıyla yuvarlak hareketlerle yavaşça ovalayın. Böylece o bölgedeki ölü hücrelerden arınmış olacak ve daha parlak ve yumuşak bir görünüm elde edeceksiniz.

Soyun
Yalınayak gezmek ayaklarınızda çatlak oluşumuna neden olabilir. Bunu önlemek için, banyo sırasında ponza taşıyla topuğunuzu iyice ovalayın. Diz ve dirseklerinizde oluşan sert tabakayı yok etmek için ise, badem yağının içine eklenmiş bir tatlı kaşığı limon suyunu beze sürüp o bölgeye sarın ve 20 dakika bekleyin. Hem renginin açıldığını hem pürüzsüz olduğunu göreceksiniz.

Nemlendirin
Sürtünmeye en çok maruz kalan diz, dirsek ve topuk bölgelerinde oluşan çatlakları ve sertleşmeleri yok etmek için nemlendirici bir yöntem. Bunun için, bal ve badem yağı kolaylıkla ulaşabileceğiniz mükemmel birer yardımcı. Her banyodan sonra bu bölgelere sürmeyi ihmal etmezseniz yumuşak ve pürüzsüz bir cilde sahip olacaksınız.

22 Eylül 2014 Pazartesi

Saç Tipinize Uygun Bakım Önerileri

lob-sac-kesimi
Saçlarınız için en önemli tek şey temel bakımdır. Saçlarınızın kırılmaması ve dökülmemesi için ıslak bırakmayın ve mümkünse kırıklarınız varsa eğer kuaförünüze gidip saçlarınız kestirin. Yıpranmış, kuru ve güçsüz saçları; yumuşak ve sağlıklı bir hale getirmenin zamanı geldi.

• Kuru ve Kıvırcık Saçlar: Saçı her gün yıkamak,saçı kuru ve kıvırcık yapar.Belli günlerde saçlarınızın parlaması için saç uçlarına saç kremi ile birlikte bakım uygulayın. Eğer kafa deriniz yıkamalar arasında çabuk yağlanıyor ise şampuanı saç tepenize uygulamaya ve saç kremini saç uçlarına uygulamaya özen gösterin.

•Yağlı Saçlar: Yağlı saçlar için üretilmiş şampuan ve saç kremini kullanın,talk pudrası ile kafa derisine parmak uçlarınız ile masaj yapın ve saçlarınızı tarayarak pudrayı yayın. Yağ azaltıcı aloe vera bakımı saçınızda biryantin olduğu zaman daha elverişli olacaktır.

•Güçsüz, Düz ve İnce Saçlar: Eğer saçlarınız çok ince ise az arıtıcı formüllü bebek şampuanını kullanın. Saçınıza zarar vermeden kıvırcıklaştırmak için saçlarınız iyice nemini aldıktan sonra bigudileyin ve 10-20 dakika bekletin. Eğer buklelerinizin belirgin olmasını istemiyorsanız saçlarınızı yıkadıktan sonra saç şeklindeki tokalardan takabilirsiniz. Eğer bigudi kullanmanız gerekiyorsa saçınıza nazik bir şekilde buhar sıcaklığı uygulayın.

•Yıpranmış Saçlar: Yıpranmış saçlar, genellikle boya ve perma gibi kimyasal işlemler sonrası ortaya çıkar. Kına gibi doğal alternatifler saçı çok fazla yıpratmaz. Güneş ışınları ve çevre kirliliği de saçların kuru,kolay kırılır ve zayıf olmasına sebep olur. Saçın ıslak olması en güçsüz halidir. Saçınızı kuruyunca tarayın ve geniş dişli bir tarak kullanın.

•Yüzücülerin Saçları: Yüzücüler deyince aklımıza yeşil,kuru ve klorlanmış saçlar gelir.Bu yüzden bone kullanın ve havuzdan çıkınca mutlaka saçınızı şampuanlayın ve kreminizi kullanın. Haftada bir kere yüzücüler için üretilmiş derin koruyucu bakım ürününü kullanın.

21 Eylül 2014 Pazar

Mevsime Göre Saç Bakımı

saç_bakımı
Daha güzel saçlara sahip olmak herkesin hayali... Ancak bu hayale ulaşabilmeniz için biraz çaba gerekir. Yeter ki saçlarınızın ihtiyaç duyduğu bakımı doğru zamanda uygulayın, farkı hissedeceksiniz.

Değişen mevsimlerle birlikte vücudumuzu korumak için giysilerimizi, cildimizi korumak için cilt bakım ürünlerimizi değiştiririz. İşte tıpkı bu örneklerde olduğu gibi saçlarımızın da ilgiye ve korunmaya ihtiyaçları vardır. Her saç, farklı mevsimlerde farklı bir bakıma ihtiyaç duyar... Çünkü farklı problemler farklı çözümler gerektirir...

Bahara ışıltılı saçlarla girin
Bütün bir kış boyunca eğer saçlarınıza özel bir itina göstermediyseniz, şimdi onların kurumuş ve yıpranmış olduklarını eminiz fark etmişsinizdir. Bu nedenle bahar ayları saçlarınız için bayram havasında geçmeli. Zira eğer onları güçlendirecek ve canlandıracak formülleri bulamazsanız, yazın kavurucu güneşi saçlarınızı daha da içinden çıkılmaz sorunlara itecektir. Ekstra bakımlarla saçlarınızı kurtarmak için önünüzde 3 aylık bir bahar dönemi var. Peki, öncelikle ne yapmalısınız? Unutmayın ki saçlarınızın da cildiniz gibi yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Saçlarınızın iç yapılarında, geçirdikleri işlemler karşısında zayıflamalar meydana gelir, saç boyları ve uçlarında çatallaşmalar olur. Artık saçlarınız kırılmaya daha da fazla müsaittirler. Bunun sonucunda ise esneklik ve güzelliklerini kaybederler.

Saçlar uzadıkça yıpranma oranları artar. Çatallaşmalar saçların uçlarından başlayarak üst noktalarına doğru tırmanır. Bu türden sorunlarla karşılaştığınızda ilk iş olarak bir kuaföre gidip, saçlarınızdaki kırıkları aldırmalı ve hatta saç boyunuzu sağlıklı kısımlarına kadar kısaltmalısınız. Daha detaylı ve profesyonel bir yardım için saç bakım merkezlerine başvurabilirsiniz. Saç boyunuz kısaldıktan sonra onları bir süre için aşırı fön ısısından korumaya çalışın. En azından kendilerini biraz olsun toparlayıncaya kadar. Bu arada saç türünüze uygun bakım ürünleri kullanmayı da ihmal etmemelisiniz.

Yaz aylarında özel koruma
Yaz aylarında saçlarınızın en büyük düşmanları; güneş ışınları ile deniz ve havuz suları... Bütün bu zararlı etkenler saçlarınızın kurumasına, renklerinin açılmasına ve uçlarının kırılmasına neden oluyorlar. Dolayısıyla saç uzmanları deniz ve havuza girerken bone kullanımını öneriyorlar. Böylelikle saçlarınız deniz suyunun tuzundan ya da havuzun klorundan etkilenmiyor, saç renginiz düzensiz bir biçimde açılmıyor. Yaz mevsiminde özellikle boyalı saçlara sahipseniz bone kullanımını ihmal etmemelisiniz. Zira boyalı saçlar, havuz suyuyla temas ettiklerinde ortaya hiç de iç açıcı görüntüler çıkmıyor. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyan UV filtreli, koruyucu özellikli şampuanlar ve bakım ürünleri de saçların doğal yapısını korumada etkili oluyorlar.

Sonbaharda saç dökülmelerine dikkat!
Deniz, klor ve güneşin saçlar üzerindeki yıpratıcı etkilerinden bahsetmiştik. Dolayısıyla yaz mevsiminde korumasız bırakılan saçları sonbaharda, kötü bir görünümle birlikte sağlık sorunları bekliyor. Zira mevsim değişikliği zaten saçların dökülmelerine yol açıyor. Kuru ve cansız saçlar ise mevsim değişikliğinin etkilerinden fazlasıyla nasiplerini alıyorlar. Saçlar matlaşıyor, saç boylarında ise çatallaşma ve kırılmalar göze çarpıyor. Bütün bunları engellemek için yaz aylarında saçları korumak gerekiyordu. Peki, şimdi ne yapılabilir?

Öncelikle saçlarınızın durumu gerçekten çok kötüyse bir saç uzmanına görünmenizi tavsiye ederiz. Büyük bir ihtimalle saç boylarınızı mümkün olduğu kadar kısaltmanız gerekecek. İkinci aşamada ise yoğun nemlendiricili bakım maskeleri saçlarınızın imdadına yetişecek. Düzenli olarak saç dökülmesine karşı güvenilir bir ürünün kullanılması da kaçınılmaz. Böylelikle hem saçlarınızı yazın bıraktığı kötü izlerden kurtaracak, hem de kış aylarına karşı güçlendirmiş olacaksınız.

Saçlarda kış bakımı
Soğuk kış aylarında saçlarınızı bekleyen koşulların mükemmel olduğu söylenemez. İsli ve ağır havadan yalnızca cildiniz değil, saçlarınız da etkilenir. Soğuğun ne derece büyük bir düşman olduğunu anlamak için aynaya bakmanız yeter. Hele bir de saçlarınız sağlıklı değilse, o zaman işiniz var demektir. Sonbaharda başlayan saç sorunları, kışın gelmesi ile birlikte giderek artar. Örneğin; yağlı saçlardaki yağ oranı yükselir, kuru saçlar ise daha da kurur. Mevsim değişikliğinin saç dökülmesini hızlandırdığı yine unutulmamalıdır. Kış aylarında saçlarınızı yıkadıktan sonra iyice kurutmadan dışarı çıkamazsınız ve doğal olarak yoğun fön ısısı da saçlarınıza zarar verebilir. Peki, saçlarınızı bütün bu olumsuz etkenlerden korumak için neler yapabilirsiniz? İşte size bazı ipuçları...

Saçlarınızı daima az şampuan kullanarak yıkayın, çok fazla şampuan kullanıldığında saçlarınız daha temiz veya bakımlı olmuyor. Buna karşın fazla miktarda kullanılan şampuan iyi durulanamadığı takdirde kepek sorunuyla karşı karşıya kalıyorsunuz: Avucunuza aldığınız şampuanı bir miktar ılık suyla sulandırıp, saçlarınıza güzelce yayın.

Saçınızı yıkadıktan sonra mutlaka bakım yapan bir saç kremi uygulayın. Kremi henüz nemli saçlarınıza yaydıktan sonra, yumuşak bir havlu yardımıyla tampon yapın. Etkisini göstermesi için en az 2 dakika kadar bekleyin.

Nemini kaybetmiş her boyda saça, özellikle uç kısımlara özen göstererek maske uygulayabilirsiniz.

Maskenin etkisini artırmak için, saçınızda beklettiğiniz süre içinde neler yapabilirsiniz? Başınıza bir bone giyin. Sıcak bir ortamda, örneğin kalorifer yanında oturarak bekleme süresini doldurun.

Konsantre ürünler veya ampul kullanıyorsanız, kutu üzerinde belirtilen doza mutlaka uyun. Saç derisine parmak uçlarınızla uzun uzun masaj yaparak iyice nüfuz etmesini sağlayın. Böylece saçınız kısa süre içinde yaz aylarında kaybettiği eski güç ve yumuşaklığına kavuşacaktır.

20 Eylül 2014 Cumartesi

Boyalı Saçların Bakımı

boyali-saclara-bakim
Hayatının bir döneminde saçını boyamayan hemen hemen yok gibi... Oysa iş sadece boya yapmakla kalmıyor, sonrasında boyalı saça gerekli özeni göstermek gerekiyor. İşte boyalı saçların bakımıyla ilgili başlıca soruların yanıtları...

1. Boyanırken saç temiz mi yoksa kirli mi olmalı?
Saçınızın temiz ya da kirli olması farketmez. Her iki durumda da iyi sonuç alabilirsiniz. Ancak boya yapmadan önce saçınızda jöle, biryantin, sprey, köpük gibi saç şekillendiricileri varsa fırça yardımıyla temizlemelisiniz. Çünkü şekillendiriciler saça yeterli miktarda boyanın nüfuz etmesini engeller. Boyanın kalıcılığı kısa süreli olur.

2. Saç boyası saçı döker mi?
Boya, saçı dökmez. Mevsim değişikliği, fizyolojik rahatsızlıklar, düzensiz beslenme gibi koşullar saçın dökülmesine neden olur.

3. Cilde bulaşan boyalar nasıl temizlenir?
Saç boyasını uygulamaya başlamadan önce saç diplerine nemlendirici krem uygulanabilir. Bekleme süresi sonunda saçlar yıkanmadan önce veya yıkandıktan sonra nemli bir pamukla boyanın ciltten temizlenmesi kolaylaşır. Nemlendirici krem uygulaması unutulursa, sabunlu bir bez ya da pamuklu yardımı ile boya temizlenebilir.

4. Kaş ve kirpik boyanabilir mi?
Kaş ve kirpikler hiçbir boya ile boyanmaz. Eğer kaşlarınızı boyamak istiyorsanız, özel olarak hazırlanmış kaş- kirpik boyalarını kullanın.

5. Boya ne kadar zamanda uygulanmalı?
Saç, ayda yaklaşık 1 cm uzar. 4 ila 5 hafta ara ile saç diplerini boyamak ve saç uçlarına rötuş yapmak gerekir.

6. Kına olanlar boya yapabilir mi?
Kına saçı kaplar ve saç üzerinde bir tabaka oluşturur. Kınayı saçtan çıkarmak ise mümkün değildir. Bu nedenle saçınızda kına varsa saç boyası kullanmayın.

7. Saç renginin daha belirgin olması için saç boyasından fazla oksidasyon kremi kullanılırsa ne olur?
Boya kutusunun içindeki reçetede yazılan miktar ve oranlar en sağlıklı sonucu almak için idealdir. Bu nedenle farklı bir karışım tavsiye edilmez.

8. Renk seçerken nelere dikkat etmeli?
Saçı renklendirmeden önce istenen sonuca ulaşmak için elde edilmek istenen rengin çok iyi saptanması gerekir. Renk saptaması yaparken daha önce boyanmamış saçlar için; saçlarda beyaz yoksa veya azsa, doğal renginden bir ton açık renk seçilmelidir. Daha önce boyanmış saçlar aynı renge veya koyu renge boyanabilir. Ancak boyalı saçları olduğundan daha açık renge boyamadan önce dekolore (saçın rengini açma) işleminin uygulanması gerekir. Bu şekilde arzulanan saç elde edilmiş olunur.

Saçlarınızın parlak ve sağlıklı kalmasını sağlayan bakım tavsiyeleri.Saç bakım ürünlerini kuru saça değil, nemli saça uygulayın. Böylelikle daha kısa sürede, daha iyi sonuç alırsınız. Saçınızdaki dalgaları canlandırmak için, saç köpüğünü tenis topu büyüklüğünde elinize sıkın ve diplerden dışa doğru nüfus etmesini sağlayın. Eğer saçınızı yıkayacak vaktiniz yoksa ve saçınız kısaysa, saçınızı biraz ıslatın, geriye doğru tarayın ve sadece alnınızın üstündeki saçlara sprey sıkın. Eğer saçlarınız uzun, kalın telli ve düzse, at kuyruğu yapmanızı tavsiye ederiz.

Eğer uzun ama sorunsuz saçlara sahipseniz, o zaman kafanızı yere doğru eğin, saç spreyi sıkın ve saçlarınızı geriye doğru atın. Topuz yapmayı da düşünebilirsiniz. Eğer saçlarınızın kısa sürede düzene sokulmaya ihtiyacı varsa, saçlarınızı yıkayın ve sadece kahküller ile yüzünüzün üzerine dökülen kısımlara fön çekin.

Bayanlar kendi görüntünüze uygun saç kesimi için eğer herhangi bir fikriniz yoksa ve kararsızsanız kendi kuaförünüze güvenin ve kendinizi ona bırakın... İster inanın ister inanmayın bacak bacak üstüne atıp, karışmadığınızda kesim sonrasında farklı ve farklı bir görüntüye kavuşabilirsiniz.

İlk defa gittiğiniz bir kuaföre öncelikle Saçlarınızı boyatmadan, düzleştirmeden veya perma yaptırmadan önce, saçlarınızın yapısıyla ilgili konuşun. Bu uygulamaları daha önce yaptırdıysanız ve herhangi bir sorunla karşılaştıysanız anlatın. Böylece kuaförünüz saçınıza uygulayacağı malzemelerle ilgili daha kolay karar verebilecektir.

Her yıkamadan sonra saçlarınızın rengi giderek solar...

Haftada iki kere saç rengini artıran ve kökleri güçlendiren bir şampuanla masaj yaparak uygulayın

Daha çok parlaklık için daha az şampuan... Saçlarınız yağlanmadıkça her gün yıkamayın. Saçları hergün şampaunla yıkamak saçları koruyan, besleyen ve parlak gösteren doğal yağını yok eder. Eğer saçlarınız kuru, yıpranmış ve boyalıysa saçlarınızı 2 gün yıkamayın. Eğer saçlarınız normalse bir veya iki gün yıkamayabilirsiniz. Saçlarınız şeklini kaybediyorsa sadece su ile durulayın.

Her zaman saçlarınızı yıkarken masaj yaparak yıkayın bu kan dolaşımınızı hızlandırarak saç köklerinin hızlı uzamasını sağlar...

Saç bakım ürünlerini kuru saça değil, nemli saça uygulayın. Böylelikle daha kısa sürede, daha iyi sonuç alırsınız. Saçınızdaki dalgaları canlandırmak için, saç köpüğünü tenis topu büyüklüğünde elinize sıkın ve diplerden dışa doğru nüfus etmesini sağlayın. Eğer saçınızı yıkayacak vaktiniz yoksa ve saçınız kısaysa, saçınızı biraz ıslatın, geriye doğru tarayın ve sadece alnınızın üstündeki saçlara sprey sıkın.

Eğer saçlarınız uzun, kalın telli ve düzse, at kuyruğu yapmanızı tavsiye ederiz. Eğer uzun ama sorunsuz saçlara sahipseniz, o zaman kafanızı yere doğru eğin, saç spreyi sıkın ve saçlarınızı geriye doğru atın. Topuz yapmayı da düşünebilirsiniz.

Eğer saçlarınızın kısa sürede düzene sokulmaya ihtiyacı varsa, saçlarınızı yıkayın ve sadece kahküller ile yüzünüzün üzerine dökülen kısımlara fön çekin.

19 Eylül 2014 Cuma

Menekşe Yağı İle Saç Bakımı

menekse-yagi-sac-bakimi
Saçlarımızın güzelliğimizin tamamlayıcısıdır. Kadın olsun erkek olsun saçlarıyla uğraşır canlı ve bakımlı görünmesi için ellerinden geleni yaparlar. İşte size canlı ve gür saçlar için 2 öneri.

Saç Dökülmelerine karşı
Özellikle saç dökülmelerinde kullanılan en eski metotlardan biri olan menekşe, saça eski canlılığını kazandırır.
Sadece saç dökülmelerinde değil,saçlarınızın canlı ve sağlıklı olması için de menekşe yağından faydalanabilirsiniz..
Bir çorba kaşığı susam yağını, iki çorba kaşığı menekşe yağı ve bir yumurta sarısıyla karıştırıp saç diplerinize sürüp1 saat bekletin ve yıkayın. Bu kürü haftada 2 kez uygulayabilirsiniz.

Yapısal olarak zarar görmüş ve çok fazla hırpalanmış saçlar için:

İkinci ve yine çok etkili bir formül ise; 40ml. hintyağı ile 20ml. tatlı badem yağını karıştırıp benmari usulü(buharda) ısıtın. Isınan bu karışımı saç diplerinize ve uçlarına iyice yedirip bir saat bekletin ve yıkayın. Son durulama suyuna(1 litre) 5 damla badem yağı damlatın ve 1 çorba kaşığı da elma sirkesi ekleyiverin. Bu su ile saçlarınızı durulayın. Badem yağı sirke ile dengelendiği için, bitlenmezsiniz.Saçlarınız pırıl pırıl ve yumuşak olur. Saç dökülmeleriniz de bu yağ bakımını uyguladıkça ortadan kalkacaktır..!

Sirke kokusunu ise düşünmeyin, 1 litre suda hiçbir şey gibidir. Koksa da bir müddet sonra kokusundan eser kalmaz.

Küçük bir not : Hem menekşe yağı içeren formülü, hem de badem yağı içeren ikinci formülü kullanayım derseniz; hafta içerisinde bir gün menekşeli olanı, bir başka gün de badem yağlı olanı uygulayabilirsiniz.

Saç bakımını evde kediniz yapın...

dogal-sac-maskeleri
Saçlarnız dökülüyormu? Kepek mi var? Cansız ve mat mı görünüyor. İşte saçlarınız için derlediğimiz saç bakım maskelerini deneyin...

1. Kalendula, papatya vb. karışımı – kepeklerden arındırır ve saç köklerini güçlendirir.
Kalendula - 2 yemek kaşığı
Papatya - 2 yemek kaşığı
Lavanta Çiçeği - 1 yemek kaşığı
Kekik Otu - yarım yemek kaşığı

Bitkilerin üzerine 1.5 litre kaynar su ekleyin, üzerini kapatıp 20 dakika demlemeye bırakın. Saçlarınızı bu karışımla yıkayın. Bu karışım açık renkli saçlar için uygundur. Saçları kepekten arındırır ve saç köklerini güçlendirir.

2. Şerbetçiotu kozalağı, devetabanı vb. karışımı – kepekleri temizler, kan dolaşımını hızlandırır, saç dökülmesini durdurur.
Devetabanı yaprakları - 2 kaşık
Meşe kabuğu - 2 kaşık
Şerbetçi otu kozalağı - 2 kaşık
Nane - 1 kaşık

Bitkilerin üzerine 2 litre kaynar su ekleyin, üzerini kapatıp 2 saat demlendirin. Saçlarınızı bu karışımla yıkayın ve kurutmadan kendi halinde kurumaya bırakın. Bu karışım için ikinci bir reçete daha var: bitkilerin üzerine 1 litre kaynar su ekleyin, 1 saat demlendirin, soğutup süzün, saçlarınıza ve saç diplerinize pamuk yardımıyla uygulayın, saçlarınızı eşarp veya atkıyla sarın, 15-20 dakika bekletin. Daha sonra kalan karışımı saçlarınızın tamamına yedirin, kurumaya bırakın.

3. Isırgan otu kökü ve Latin çiçeği meyveleri karışımı – kan dolaşımını hızlandırır ve kepek oluşumunu önler.
Eşit miktarda ısırgan kökü ve latin çiçeği meyvelerini karıştırın, 0.5 litre alkol ekleyin, 1 ay bekletin. 5 günde bir şişeyi çalkalayarak karıştırın. Haftada 2 defa bu karışımı saçlarınıza uygulayın.

4. Isırgan otu – saç derisi kaşıntısına karşı.
250 ml elma sirkesini kaynama derecesine kadar ısıtın (ama kaynatmayın) ve içine bir avuç dolusu ince kıyılmış ısırgan otu yaprağı ekleyin ve soğuyana kadar demlendikten sonra süzün. Saçları kafa derisine masaj yaparak durulayın.

5. Devetabanı, papatya ve sarı kantaron karışımı – haftada 2-3 defa kullanılır.
Devetabanı yaprakları - 2 yemek kaşığı
Sarı kantaron - 1 yemek kaşığı
Papatya - 1 yemek kaşığı

Bitkileri karıştın, 1 litre sıcak su ekleyin, demlendirin, soğumaya bırakın. Bir pamuk yardımıyla saç derisine uygulayın. Saçlarınızı yıkamadan kurumaya bırakın, bu karışımı haftada en fazla 2-3 kez kullanabilirsiniz.

6. Atkuyruğu ve ısırgan otu kökü karışımı
Tarla at kuyruğu - 1 yemek kaşığı
Isırgan kökü - 1 yemek kaşığı

Bitkilerin üzerine 5 kaşık alkol ekleyin, kapatın, karanlık bir yerde 1 hafta muhafaza edin. Sonra süzgeçten geçirin. Saçlarınızı yıkamadan önce pamuk yardımıyla maske olarak uygulayın.

7. Pıtrak ve devetabanı karışımı. – saçların ipeksi, dolgun olması için kullanılır.
Pıtrak otu - 3 yemek kaşığı
Devetabanı yaprağı - 2 yemek kaşığı
Ihlamur çiçeği - 1 yemek kaşığı
Nane yaprağı ve çiçeği - 1 yemek kaşığı

Bitkilerin üzerine 1 litre sıcak su ekleyin, kapağını kapatın, 40 dakika demlendirin, ılık karışımla saçınızı yıkayın.

8. Adaçayı, gül vb. karışımı
Adaçayı yaprağı - 2 yemek kaşığı
Karahindiba yaprağı - 1 yemek kaşığı
Dul avrat yaprağı - 2 yemek kaşığı
Gül yaprağı - 1 yemek kaşığı
Lavanta çiçeği - 1 yemek kaşığı

Bitkileri karıştırın, 2.5 litre kaynar su ekleyin, üzerini kapatın, soğuyana kadar bekletin. Karışımla saçlarınızı yıkayın.

9. Havuçlu limonlu karışım – mide, böbrek rahatsızlığından dolayı saç sorunu yaşayanlar kullanabilir
Havuç suyu - 3 yemek kaşığı
Limon suyu - 6 damla

Karıştırın ve saçları kötü uzayan çocuklarınıza içirin. Havucu bol miktarda kullanın, haşlayın, havuç köfteleri yapın, havuç çayı demleyin. Bunları iç organ rahatsızlığından dolayı saçları sorunlu uzayan kişilerde kullanın.

10. At pıtrağı, eğir ve söğüt reçetesi. – kuru ve yağlı saçlar için uygundur
At pıtrağı kökü - 2 yemek kaşığı
Eğir kökü - 1 yemek kaşığı
Söğüt kabuğu - 1 yemek kaşığı

Bitkilerin üzerine yarım litre ayçiçeği yağı ekleyin, üzerini kapatıp 7 gün karanlık bir yerde saklayın. Daha sonra sıcak buharda 10 dakika tutun, 3 saat daha bekletin. Sonra süzüp kavanoza alın. Saç derisine haftada 2-3 kez uygulayın.

11. Soğan kabuğu, eğir kökü ve hatmi kökü karışımı. – saçlara ipeksi görünüm verir ve kepeklerden arındırır.
Kuru soğan kabuğu - 1 adet
Eğir kökü - 2 yemek kaşığı
Hatmi kökü - 2 yemek kaşığı

Bitkilerin üzerine 300 ml sıcak su ekleyin, 10 dakika buharda bekletin, daha sonra çıkarıp 2 saat dinlenmeye bırakın. Saçlarınızın rengi açıksa, karışımı saç derisine uygulayın. Saç renginiz koyuysa, saçlarınızı yıkadıktan sonra kurutmadan karışımı saçlarınıza uygulayın ve kurumaya bırakın.

12. Kırmızı biber reçetesi. – kan dolaşımını hızlandırır, saçları canlandırır, ipeksi görünüm verir.
Saçlarınız hızla dökülüyorsa sıradakileri uygulayın: 1 ölçü kırmızı sivri biberin üzerine 8 ölçü alkol ekleyin, 25 gün karanlık bir yerde dinlendirin, 5 günde bir çalkalayarak karıştırın. Süzün. Karışımdan bir miktar alın, üzerine 10 ölçü su ekleyin karıştırın. Pamukla saç derisine uygulayın.

13. Kalendula, papatya vb. karışımı. – açık renkli saçlar için
Solucanotu çiçeği - 1 ölçü
Kalendula (aynı safa) - 1 ölçü
Papatya - 1 ölçü
Alıç çiçeği - 1 ölçü
Pelin otu - 0,5 ölçü

2 yemek kaşığı karışıma 0,5 litre kaynar su ekleyin, 30 dakika kapağını kapatıp demleyin, süzüp saçlarınızı ortaya çıkan çayla yıkayın. Ayda 3-4 kez kullanılabilir.

14. Yumurta sarısı ve akı
Saçları yumurta sarısı ve akıyla yıkayabilirsiniz. Saçlarınızı ılık suyla ıslatın ve saç derinize yumurta karışımını sürün. 5 dakika bekletin. Daha sonra aşağıdaki şekilde hazırlanmış çayla saçınızı yıkayın.
Gül yaprağı - 1 tatlı kaşığı
Nane - 1 tatlı kaşığı
Adaçayı - 1 tatlı kaşığı

Bitkilerin üzerine 300 ml kaynar su ekleyin ve 5 dk bekletin. Saçlarınızı bu çayla yıkayın. Kurutmayın, kendi haline bırakın.

15. Saçları güçlendirmek için diğer tarifler ve tavsiyeler.
Birkaç kuru soğanı rendeleyin, saçlarınıza maske yapın. 10 dakika bekletin, saçlarınızı yıkayın.
1 yemek kaşığı oğul otu ve bir yemek kaşığı huş ağacı yaprağının üzerine sıcak su ekleyin, 15 dakika bekletin, süzüp saçlarınızı bu suyla yıkayın. Kurutmayın. Saç beslenmesi ve kan dolaşımı hızlanacaktır.
Kış için at pıtrağı kökleri hazırlayın ve karanlık bir yerde saklayın. Bu kökleri hem yağlı, hem de kuru saçlar için kullanabilirsiniz. 10-15 gram at pıtrağı kökünün üzerine 250 ml sıcak su ilave edin, buharda 20 dakika demleyin. Ortaya çıkan çayı saçlarınızı yıkamadan 30 dakika önce saç derisine sürün. Bu işlemi özellikle kışın, vücudun daha az vitamin aldığı dönemde yapmanız olumlu sonuçlanacaktır.
Yazın saçlarınızı manolya yapraklarından hazırlanmış çayla yıkayabilirsiniz. 2 adet orta büyüklükteki manolya yaprağını ince kıyın, sıcak su ekleyin, 30-40 dakika kapağını kapatarak demleyin. Ayda 2-3 kez saçınıza uygulayın.
At pıtrağı yapraklarını kış için hazırlayın. Bir yemek kaşığı at pıtrağı yaprağına 1 bardak kaynar su ekleyin, 20 dakika kapağı kapalı şekilde dinlendirin. Saç derisine uygulayın.

16. Şerbetçiotu kozalağı, sarı kantaron vb tarifi – yağlı saç derisi ve yağlı seboreik dermatit için.
Şerbetçiotu kozalağı - 2 yemek kaşığı
Sarı kantaron - 2 yemek kaşığı
Ihlamur çiçeği - 3 yemek kaşığı
Üvez yaprağı - 1 yemek kaşığı
Hepsini karıştırın, 1 litre kaynar su ekleyin, 1 saat kapağını kapatıp üzerine de havlu örterek demleyin. Süzüp pamuk yardımıyla saç derisine sürün.

17. Meşe kökü, eğir ve sarı kantaron reçetesi. – yağlı ve kepekli saçlara ve yağlı seboreik dermatite karşı
Sarı kantaron - 2 yemek kaşığı
Meşe kökü - 2 yemek kaşığı
Eğir kökü - 3 yemek kaşığı.

1.5 litre sıcak suyu bitkilerin üzerine ekleyin, kapağını kapatıp buharda 10 dakika demleyin. Pamuk yardımıyla saç derisine uygulayın, yıkayın ve kurumaya bırakın.

18. Civan perçemi, veba otu vb. karışımı – kepeklere karşı
Civan perçemi çiçeği - 1 yemek kaşığı
Veba otu yaprağı - 1 yemek kaşığı
At pıtrağı yaprağı - 1 yemek kaşığı
Pıtrak - 3 yemek kaşığı

Bitkilere 2 litre kaynar su ekleyin, kapağını kapatıp 30 dakika demleyin. Sonra ılık karışımla saçınızı yıkayın, kurutmadan kendi haline bırakın.

19. Kepeklerin arındırılması ve saç uzaması için reçete.
Saç derisine pamuk yardımıyla hafifçe masaj yaparak 1 yemek kaşığı kuru soğan suyunu yedirin. 10 dakika sonra saç derisini 1 yemek kaşığı aloe suyuyla silin. Sonra aşağıdaki karışımı hazırlayıp saçlarınızı yıkayın.
Civan perçemi - 1 yemek kaşığı
Isırgan otu yaprağı - 2,5 kaşığı
Nane veya melisa - 1 yemek kaşığı

Bitkilere kaynar su ekleyin, kapağını kapatıp 10 dakika demleyin. Süzüp saçlarınızı yıkayın. Saçlarınızın güçlenmesi için soğan kabuğu demini de kullanabilirsiniz.

20. Limon suyu reçetesi. – kelliğe karşı kullanılır
3 kaşık limon suyuna 100 gram alkol ekleyin. 7 gün bekletin. Saç derisine pamuk yardımıyla uygulayın.

21. Havuç yaprakları – nane reçetesi. – kuru kepeğe ve kuru seboreik dermatite karşı.
Havuç yaprağı - 3 yemek kaşığı
Nane - 1 yemek kaşığı

Bitkileri 200 ml kaynar suda, kapalı olarak 20 dakika dinlendirin. Süzüp pamuk yardımıyla saç derisine uygulayın. Daha sonra 200 ml daha sıcak su, 1 yemek kaşığı limon suyu ekleyin. Karışımla saçlarınızı ıslatın. Saçları kendi halinde kurumaya bırakın.

22. At pıtrağı ve ısırgan karışımı. – kuru kepeğe ve kuru seboreik dermatite karşı.
At pıtrağı kökü - 1 yemek kaşığı
Isırgan kökü - 0,5 yemek kaşığı

Bitkilere aynı ölçüde ayçiçeği yağı ekleyin, 3 hafta karanlık bir yere kapatın. Saç dersine ve saçlara uygulayın. Haftada 1-2 defa kullanın.

23. Isırgan ve maydanoz karışımı. – kuru kepeğe ve kuru seboreik dermatite karşı.
Isırgan kökü - 1 yemek kaşığı
Maydanoz kökü - 1 yemek kaşığı

Köklere 6 kaşık keten yağı ekleyin, 14 gün bekletin, tabağa boşaltıp bir pamuk yardımıyla saç derisine uygulayın. Yağ ılık olmalıdır.
Kuru seboreik dermatit iyi bir tedavi talep eder. En önemlisi neden oluştuğunu bulmaktır. Kendiniz teşhis koymaktan kaçının, çünkü saç derisi çeşitli hastalıklardan kaşıntıya maruz kalabilir.

24. Isırgan otu, yağ ve alkol – kuru seboreik dermatite karşı.
1 yemek kaşığı ısırgan yapraklarına 100 ml kaynar su ekleyin, 15 dakika demleyip süzün. 50 ml alkol, 50 ml bitkisel yağ ve bir yumurta akı ekleyin. Hepsini iyice karıştırın. Saç derisine uygulayın. Kaşıntı ve kepeği saçlarınızdan uzaklaştıracaktır. Saçlarınızı yıkayıp&n limon suyuyla durulayın.

Saç Dökülmesine Bitkisel Çözümler
Dengesiz beslenme, kalitesiz saç boyası kullanımı, ilaç tedavisi, zararlı güneş ışınları, klorlu su gibi etkenlere bağlı olarak saçlarınız matlaşıp, dökülebilir. Bitkisel çözümlerle saç dökülmesini önleyebilir gür saçlara kavuşabilirsiniz.

Saç diplerini güçlendirmek için dışarıdan ve içerden destek sağlayabilirsiniz. En büyük destekçiniz yemeklerde severek kullandığımız şifalı bitki olan sarımsak. Bugüne kadar denediğiniz tüm yöntemleri devre dışı bırakacak kadar etkili bir yöntem olan sarımsakla yeni saçlarınıza merhaba diyebilirsiniz. Uygulama yapmak için sarımsağı havanda dövün. Saçınızın dökülen bölgelerine ezilmiş sarımsağı masaj yaparak sürün. Yarım saat bekledikten sonra doğal ve saç tipinize uygun bir sabun ya da şampuanla yıkayın. Kuru saçlar için zeytinyağı, yağlı saçlar için papatya özlü sabunlar uygundur. Saç derinizin nefes almasını sağlamak ve arındırmak için uygulayabileceğiniz diğer bir yöntem ise ısırgan otu. Özellikle son yıllarda faydaları keşfedilen ısırgan otuyla hem saçlarınızı yıkayabilir hem de çayını içebilirsiniz. Bu sayede içerden ve dışarıdan saçlarınıza destek olacaksınız. Isırgan otunun suyuyla saçlarınızı yıkamak için 5 litre sıcak suya 1 avuç ısırgan otu ekleyin. 10 dakika demlendirdikten sonra saçlarınızı bu suyla yıkayın. Günde bir fincan içebileceğiniz ısırgan otu çayını ise tüm bitkisel çaylar gibi sıcak suda demleyerek içebilirsiniz. Güzel kokusu ve büyüleyici görüntüsüyle en sevilen çiçekler arasında yer alan lavanta saç dökülmesini önlemeye yardımcıdır. Lavanta kürü sayesinde saç kökleri güçlenir, saç derisi nefes alır ve kendini yeniler. Uygulama için 5 litre sıcak suya 1 avuç kuru lavanta ekleyin. Demlendirdikten sonra durulama suyu olarak lavanta kürünü uygulayın. Uzun süredir devam eden ve önüne geçemediğiniz saç dökülmeleri yaşıyorsanız mutlaka bir uzmana danışın. Özellikle kadınlarda doğum sonrasında görünen saç dökülmesi demir eksikliğinden kaynaklanır. Doktorunuzun kontrolünde takviye demir hapları alarak saç dökülmesinin önüne geçebilirsiniz.

18 Eylül 2014 Perşembe

Parlak Saçlar İçin Bakım Kürü

sac-maskesi
Boya, fön, mevsim değişikliği gibi faktörlere bağlı olarak saçlarınızın rengi matlaşabilir, parlaklığını yitirebilir. Doğal malzemelerle kolayca hazırlayabileceğiniz bakım kürü; saçlarınızın ışıltılı parlaklık kazanmasına yardımcı olacaktır.

Malzemeler
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı süzme bal

Hazırlanışı ve Uygulaması
Zeytinyağı ve balı cam bir kavanozda karıştırın.
Karanlık ve serin bir ortamda 2 gün bekletin.
Sürenin sonunda karışımı saçlarınıza masaj yaparak yedirin.
Saçınızı bone ya da streç filmle sarın.
Havluyu, saç kurutma makinesi ya da ütüyle ısıtın.
Sıcak havluyu bonenin üzerine sarın.
15 dakika bekleyin.
Saçlarınızı arındırmak için saç türünüze uygun şampuanı bir miktarla suyla inceltin.
Şampuanı saçlarınıza sürüp köpürtün.
5 dakika bekletin.
Bol suyla durulayıp iyice kurutun.

Bilgi: Zeytinyağı-bal kürünü haftada 2 kez uygulayabilirsiniz.

17 Eylül 2014 Çarşamba

Cilt Bakımı Hakkında Önemli Bilgiler

ciltguzelligi
Sadece estetik açıdan değil sağlık açısından da cildimizin temizlik ve bakımına özen göstermek, yaşımız ilerledikçe oluşacak kırışıklık ve deformasyon gibi problemlerin önlenmesi bakımından çok faydalıdır.Aksi takdirde UV ışınları,makyaj,serbest radikaller,sigara,stres,hava değişimleri ve yanlış beslenme cildimizi olumsuz yönde etkiler ve genç yaşta olmamıza rağmen yorgun ve solgun görünmemize neden olur.

Cildimizin canlılığı,parlaklığı ve diriliği en önemli sağlık göstergelerindendir.Dolayısıyla 20'li yaşlardan itibaren her bayanın temizlik,bakım ve koruma amaçlı olarak ayda bir kez cilt bakımı yaptırması çok faydalıdır.

Cilt bakımı yaparken doğru ürün seçimi çok önemlidir.Bakıma başlamadan önce kapsamlı bir cilt analizi yaptırarak hangi ürün grubunun kullanılması gerektiğine karar vermek gerekir.Böylece yağ,nem ve elastikiyet oranı göz önünde bulundurularak cildin yağlı,kuru,normal olgun ya da hassas olduğuna karar verilebilir.Cilt yaşı her zaman esas yaşımızla doğru orantılı olmayabilir.

Sağlıklı bir cilt bakımı yaklaşık iki saat sürer ve bu süre içinde sıra ile süt ve tonik ile temizleme,peeling,ozon artı buhar,,serum ve ampul emilimi yüz masajı,maske,yüksek frekans ve kremleme işlemi uygulanır.Bu uygulamalar ile cilt temizlenir,tıkalı gözenekler açılır,kan dolaşımı hızlandırılır,cilt ölü hücre ve siyah noktalardan arındırılır;nem depo edici ve hücre yenileyici işlemlerle taptaze canlı bir görünüm ortaya çıkar.

Cilt bakımı yaparken yaşa ve cilde göre doğru ürün kullanılması gerekir.Bu yüzden sivilce,akne,leke ve kırışıklık bakımlarında cerrahi müdahale uygulamadan ve kimyasal peeling işlemi yapılmadan,deri altına hiçbir madde enjekte edilmeden son derece başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Bakılan bir cilt ile bakılmayan arasındaki farkın ilerleyen yaşlarda kendisini daha çok göstereceğini unutmayın!
Bakımlı bir cilde sahip olmak istiyorsanız bunları mutlaka yapın:

* Günde 2 litre su için
* Kalitesiz makyaj ürünleri kullanmayın
* Sigara içmeyin
* Aşırı güneşlenmeyin
* Makyajınızı çıkarmadan yatmayın
* Cildinizi hergün nemlendirin
* Her hafta bir peeling yapın
* 15 Günde bir maske uygulayın
* Sivilce ve komedonları bilinçsizce sıkmayın
* Uzun süre Klimalı ortamlarda bulunmayın
* Üç günde bir eriyinceye kadar buz kalıbını cildinizde gezdirerek dolaşımı hızlandırın.

OKSİJEN THERAPY (Oksijen Terapi)
Genç ciltlerin enerjisiz kalmak gibi bir sorunları yoktur.Cilt katmanlarında yeterli miktarda oksijen ve besin maddeleri bulunduğundan taze ve canlı görünümdeler.Olgun ciltlerde ise kan dolaşımı yeterli değildir.Cilt tabakalarındaki mikro damar ve dolaşım sistemi hasar gördüğünden epidermisin ihtiyacı olan oksijen ve besini sağlayamazlar.Sonuç olarak ciltte hücre bölünmesi önemli miktarda azalır,cilt incelir,kurulaşır ve kırışır,yaşlılık lekeleri meydana gelir.Olgun ciltlerin oksijen ve besin yetersizliği sonucu cilt formunu kaybeder.Kırışıklıklar ve lekelenmeler meydana gelir.Oksijen ise bu yorgun düşmüş cilt için bir hayat iksiridir,oksijen olmazsa metabolizma da olmaz.cilt sıkılığını kaybeder.Yorgun bir görünüm alır.Kırışıklık ve erken yaşlanma belirtileri meydana gelir.

Oksijenterapi yönteminde özel formülü kozmetik ürünler ve saf oksijen epidermisin alt tabakasına enjekte edilir,aktif maddeler basınçlı oksijen cihaz sayesinde ciltte depolanır .Etkileri hemen görülür ve uzun süre kalıcıdır.Bu basınçlı oksijen uygulaması sayesinde,yorgun hücrelerde yepyeni bir yaşam,ciltte canlılık,yumuşaklık ve tazelik meydana gelir.İşlemden önce uygulanan mikrodermabrazyon yöntemi sayesinde epidermisin en üst tabakası atılır ve cilde oksijen verilerek bağışıklık sistemi kuvvetlendirilir.Akne,Leke ve cilt problemlerinde ve yara iyileşmelerinde güçlü bakım ve destekleyici tedavi sağlar.

Doktor Melisa Eczacibaşı

15 Eylül 2014 Pazartesi

Kış İçin Cilt Bakım Önerileri

estetik-yuz-guzellik-cilt
Hava sıcaklıkları değişimi cilt bakımı rutininizin değişmesi demektir. Cildinizin kış aylarında nasıl işlediğini biraz bilmek donuk bir cilde anında ışıltı katmaya yeter.

• Güne sıcak bir duş ile başlayın. Duştan çıkmadan önce 15 saniye boyunca soğuk su altında kalın. Daha sonra sıcaklığı biraz arttırın, biraz azaltın. Bu işlemi iki dakika boyunca tekrarlayın. Bu, basit bir hidroterapi tekniğidir. Vücudunuzdaki kan dolaşımını düzenleyerek cildinizin canlanmasını sağlar. Bu, hem dinçleştirici hem de çok faydalı bir bakımdır.

• İyi bir nemlendirici kullanın. Yüksek koruma faktörlü, çinko oksit içeren SPF30 koruyucu krem kullanın. Dudaklarınızı a unutmamak gerek. Kışın çatlamış dudaklar bayanların en büyük sorunudur. Yoğun nem veren, vitamin E içeren koruyucu dudak balmi kullanın.ullanın.

• Haftada iki kez cildinizi eksfoliye edin. Bu işlem, cildinizi ölü hücrelerden arındırırken cildinizin ekstra nemi emebilmesini sağlar. Yazın şikayetçi olduğumuz cildimiz tarafından üretilen yağ, kışın soğuk havalardan dolayı problem olmakta çıkmaktadır. Bu yüzden cilt, alt dermisde tutulması gereken suyu kaybeder. Bu da cildin erken yaşlanmasına ve ince çizgilerin oluşmasına neden olabilir.

• Bir bardak limonlu sıcak su için. Bu çinlilerin vücudunuza enerji vermesi için kullandığı bitisel bir methoddur. Karaciğer ve safra kesesi de dahil tüm sisteminizi detokslar. Bu da vücudunuzun kötü bir cilde neden olan toksinlerden arındırmak için çok daha çabuk kanı temizleyeceğini gösterir.

• Rahat uyuyun. Güzel bir uykunun faydası hiçbir şeye değişilmez. Eğer yeteri kadar uyuyamazsanız oksijen seviyeniz düşer, bu da hücrelerinizin çabucak yenilenemeyeceğini gösterir. Bu da yaşlanmaya neden olur. Mutlaka yedi, sekiz ya da dokuz saat uyumaya çalışın ve sınırsız faydasından yararlanın.

Çillerden Kurtulmanın Yöntemleri

cil-icin-maske
Aşağıdaki reçetelerden size uygun olanları kullanmaya başlayabilirsiniz.
1. İlkbahar veya yaz başında maydanoz yapraklarından, sonbaharda ise maydanoz kökünden maske hazırlanır. Maydanozu (2 yemek kaşığı) robottan geçirip kıyma haline getirin ve temizlenmiş cilde maske olarak uygulayın. Gözaltlarına maydanoz koymayın. 20-30 dakika sonra maskeyi soğuk suyla yıkayın ve cildinize nemlendirici krem sürün.

2. Maydanoz köklerinin kaynatın, limon suyu ile karıştırın, yüzünüzü bu karışımla sabah akşam silin.
3. 2 yemek kaşığı havuç suyuna 20 damla limon suyu ekleyin ve günde 2-3 kez yüzünüze uygulayın. Maske 20-30 dakika bekletilip çıkarılır.
4. 50 gram maydanozu yarım litre yüzde kırklık alkole yatırın (votka da olur), 2 hafta karanlık yerde dinlendirin ve soğutarak kullanmaya başlayın.

5. Yüzünüzde çiller oluşmuşsa, yüzünüze domates dilimleri yerleştirin. Bu işlemden önce cilt iyice temizlenmeli ve az miktarda besleyici krem sürülmelidir. Maske 30 dakika bekletilir. Maskeyi soğuk sütte ıslatılmış pamukla çıkarın.
6. Maske: 1 kaşık maydanoz ve bir kaşık balı karıştırın, cildinize uygulayın, 45 dakika bekletin. Bu karışıma limon suyu da eklenebilir. Bunun için 2 yemek kaşığı maydanoz kıyması, bal ve limon suyu ile karıştırılır, cilde uygulanıp 15 dakika bekletilir.
7. Maydanoz suyunu sütle veya yoğurtla karıştırın, cilde maske olarak uygulayın, 15 dakika sonra oda sıcaklığındaki suyla yıkayın.
8. Leke tedavisi için çilek, orman çileği ve frenk üzümü kullanılabilir. Meyvelerden maske hazırlayıp yüzünüze uygulayın, 20-30 dakika bekletin ve ılık suyla yıkayın.
9. Yarım bardak bademin üzerine bir bardak kaynar su ekleyin, 3-5 dakika sonra suyu süzün bademleri robottan geçirin. Badem kıymasına yarım limonun suyunu ve 1 yemek kaşığı ılık su ekleyin, karıştırıp soğutun. Maskeyi uygulayın, 30 dakika bekletip yıkayın. Haftada iki kere 4-5 ay süreyle uygulamanız lazım.
10. 25 gram maya ve 1 tatlı kaşığı limon suyunu karıştırın. Üzerine 1 yemek kaşığı süt ekleyin. İyice karıştırın. Maske olarak uygulayın, 20 dakika tutup yıkayın.
11. 1 limonun suyu, 1 yumurta sarısı, 10 gram tozşeker, 100 ml su. İyice karıştırın, yüzünüze uygulayın, 20-30 dakika bekletin. Bir gün sonra tekrarlayın.
12. 100 gram ince kıyılmış salatalık + 100 ml votka, 10 gün karanlık bir yerde dinlendirin. Besleyici kreme ekleyerek kullanılır.

13. Soğan suyuyla ıslatılmış pamukla yüzünüzü günde iki kez silin.
14. Karaturp suyunu suyla karıştırın 1:1. Yüzünüzü günde iki kere bu karışımla yıkayın.
15. 2 Yemek kaşığı karahindibayı 30 dakika 0.5 litre suda kaynatın. Soğutun. Günde iki kez yüzünüzü bu karışımla temizleyin.
16. Taze patatesi rendeleyin, birkaç damla bitkisel yağ, 1 yemek kaşığı taze süt ve badem parçacıkları ekleyin. İyice karıştırıp maske hazırlayın. Yüzünüze uygulayın. 20 dakika bekletin ve yıkayın. Cilt tipinize uygun krem uygulayın.
17. Taze ayvayı rendeleyin, suyunu sıkın. Suyunu pamukla yüzünüze uygulayıp, yüzünüzü )Jsilin. (ne güzel cümle kuruyorum
18. 2 avuç kabukları ayıklanmış badem dövülüp un haline getirilir. Bu badem ununa bir çorba kaşığı süzme bal ve yumurtanın akı çırpılmadan ilave edilip krem haline gelinceye kadar gülsuyu eklenir. Maske olarak uygulanır. 20 dakika bekletilip temizlenir.
19. Karpuzu rendeleyin, maske hazırlayıp yüzünüze uygulayın. 10-15 dakika yüzünüzde tutun. Kuru cilde sahipseniz maskeyi uygulamadan önce yüzünüzü bitkisel yağla silin ve havluyu 1 tatlı kaş. Karbonat+ılık su karışımında ıslatıp yüzünüze 5-6 dakikalık kompres uygulayın. Maskeyi oda sıcaklığındaki suyla çıkarıp, cilde nemlendirici krem uygulayın.
Bu maskeleri akşamları yapmanız önerilir. Çünkü daha sonra yüzünüz güneş ışınlarına maruz kalmamalıdır. Cilt tipiniz ne olursa olsun, her gün koruyucu kreminizi kullanmalısınız (1 ay boyunca)

Çil için özel bakım kremi

1/4 incan ekşimiş süt
1/2 tatlı kaşığı rendelenmiş bayır turpu
1 çorba kaşığı mısır ya da yulaf unu

Bütün malzemeyi iyice karıştırarak, bir macun meydana getirin. Bunu iki gazlı bezin arasına koyarak çilli kısımlara uygulayın. Gözünüze fazla yaklaştırmamaya dikkat edin. Kremi çilli kısımların üzerinde 30 dakika bekletin.

Unutmamalısınız ki çil oluşumunu önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Bu nedenle cildinizi zararlı güneş ışınlarından gerektiği gibi korumanız sizin yararınıza olacaktır.

Bu arada günlük uygulamanız gereken bakımlara aşağıdakilerden biri örnek olabilir:
1. Yüzünüzü her gün limon suyuyla silin. (kuru ciltler için yarı yarıya sulandırın)
2. Her gün yüzünüzü ekşi sütle yıkayın. Yanma söz konusu olursa nemlendirici veya besleyici krem kullanın.
3. Yüzünüze taze krema maskesi uygulayın. Ve maskeyi uyguladıktan sonra tamamen çıkarmayın: ince, yumuşak bir kağıt mendil ile hafifçe sildikten sonra cildinize nemlendirici sürün.

Suna hanımdan (Suna Dumankaya) güneş lekeleri için çözüm önerisi; "1 tatlı kaşığı yoğurda, 1 çay kaşığı karbonat koyun ve cildinize 1 saat bekletin. Haftada 1 kez uygulayın. Ve dışarı çıktığınızda 20 faktörlü kremler kullanın.”

Beslenemeye gelince ise, her gün C vitamini içeren besinler almaya özen göstermek gerekir: Limon, greyfurt, portakal, yeşil soğan, ısırgan otu... gibi. Böylece güneşe karşı cildinizi güçlendirmiş olursunuz. Eğer beslenmeyle yeterince vitamin alamıyorsanız, 2-3 hafta vitamin tabletleri kullanabilirsiniz.

Son olarak, çillerinizden gerçekten kurtulmak isteyip istemediğinizi düşünmenizi istiyorum. Bugün bir çok ünlü bu "güneş öpücükleri”ni hiçbir kompleks yapmadan taşımaktalar ve bu durumdan pek şikayetçi görünmüyorlar; Nicole Kidman, Devon Aoki, Maggie Rizer, Missy Rayder, Angela Lindvall, Mini Anden… çilli ünlülerin listesi oldukça uzun.

14 Eylül 2014 Pazar

Sonbaharda Cilt Kuruluğu Nasıl Geçer?

Cilt-Kurluğu
Cilt kuruluğunun kadınları ne zaman vuracağı hiç belli olmuyor. Zira bazı kadınlar sıcak havalarda bazı kadınlar da soğuk havalarda bu durumla karşı karşıya kalabiliyorlar ancak zaman zaman sonbaharda ağır bir cilt kuruluğuyla karşılaşan kadınlar da var. Sonbahar sıcak ve dinamik yaz günlerinden soğuk ve dingin kış günlerine geçişi tam olarak havasıyla ve etkileriyle de gösteriyor ve bu yüzden cildimizin bu geçişe verdiği tepki vücut için zorlayıcı olabiliyor.

Sonbaharda ortaya çıkan hava değişiklikleri ve vücudumuzun kendini kışa adapte etme çalışmaları, cildin yoğun bir baskı altında kalmasına neden oluyor ve bu durum kendini kuruluk ya da deride dökülmeler olarak gösteriyor. Cildin vücudun tüm dışını kaplayan ve onu koruyan doku olması nedeniyle bedenin diğer bölümlerinden daha hassas olduğunu da unutmamak gerekli.

Dolayısıyla doğru bir cilt bakımı sonbahardan çok etkilenen kadınların kesinlikle unutmamaları gerekenler arasında yer alıyor. Bu nedenle cildinize uygun temizlik ürünlerini kullanmanız ve sonbaharda çok ağır ve uzun süreli makyajlardan kaçınmanız mühim. Cildin dengesini bozacak tüm etkenleri ortadan kaldırabilmek için temizlediğiniz yüzünüzü uygun nemlendirici kremlerle nemlendirmek ve böylece gerekli suyu alabilmesini sağlamak da gerekiyor.

Elbette yazın yaşadığımız hareketli hayatın bir anda durgunluğa girmesi cilt üzerinde de etkili. Eğer hareketli bir yaz geçirdiyseniz sonbaharda sporunuzu aksatmamalı ve vücudunuzun alıştığı tempoyu devam ettirmesini sağlamalısınız. Spor hem cildinizi güzelleştirecektir hem de sıkı kalmasını sağlayarak daha sağlıklı olmasına yardımcı olacaktır.

Mevsim geçişlerinde beslenme düzenimizi de farketmeden yeni mevsime uygun olarak değiştiririz. Bu değişiklik sırasında cildin ihtiyaç duyduğu tüm besinleri almak ve bu sayede yapısını korumasını sağlamak gerekiyor. Sonbaharda gelen iştahsızlık sorununun üstesinden gelmeli ve hem et hem de sebze ürünlerinden oluşan sağlıklı bir beslenme planı oturtmalısınız.

Yazın bol su içerken cildin su problemleri pek kendini belli etmezler ancak sonbahar geldiğinde bir anda su içimini azaltmamız cilt kuruluğuna neden olur. Bu nedenle günde en az iki litrelik su tüketimini sağlamanız ve elinizden geldiğince sık aralıklarla su içmeniz de kesinlikle atlamamanız gerekenler arasında.

Kırışıklıklar İçin Kolay Tarifler

kirisiklik
Alnınıza C Vitamini
Gençleştirici DHEA hormonu tüm eczanelerde yok satıyor. DHEA hormonunun içerdiği etkili maddeleri, ayrıca avokadoda da bulabilirsiniz. Alın bölgeniz için, 2 hafta boyunca her akşam limon suyu ile avokado tüketin. Çünkü limon suyunda bulunan C vitamini, avokadoda bulunan maddelerin etkisini artırır. 4 gün içerisinde etkisini göstermeye başlar.

Ağız Çevresine Soya
Yüzünüzde burun çevresinde başlayıp, ağız bölgesinde biten bir çizginin oluşmasını istemiyorsanız, doğal maddeler ve masajla kolayca önleminizi alabilirsiniz. Bunun için, bolca soya ürünü tüketin. Çünkü bu ürünler, flavonoit olarak adlandırılan hücre koruyucu maddeler içerirler. Bu maddeler aynı zamanda bazı bakım kremlerinde de bulunuyor. Flavonoit içeren kremleri problemli bölgelerin üzerine sürüp, 5 dakika kadar parmak uçlarınızla dairesel hareketlerle masaj yapın. Her gün kullandığınız takdirde, 2 hafta içerisinde etkili bir sonuç almanız mümkün olacak.

Üst Dudağa Zeytinyağı
ÜST dudak çevresi çoğu zaman ihmal edilir. Oysa bu bölge hızla nem kaybına uğrar. Bu durumda en büyük yardımcınız zeytin. Üst dudağınıza birkaç damla zeytinyağı sürüp, parmak uçlarınızla hafifçe üzerine vurun. Bu hareket kan dolaşımını hızlandırır. Yağ ise cildi yumuşatır.

Dekolteye Yeşil Çay
Ayrıca bu zeytinyağlı dudak bakımına ek olarak her gün 2 kez yüz jimnastiği yapın. Bunların etkisi 2 hafta içinde görülebilir. Cildin çok hassas olması nedeniyle, boyun ve dekolte bölgesi ince çizgilerin ilk belirdiği bölgedir. En etkili çözüm yolu ise; yeşil çaydır. Günde 3 fincan yeşil çay için. Bunun yanında cildinize bir de maske uygulayın. Yeşil çay içeren bir kremi boyun ve dekolte bölgesine kalınca sürün. 15 dakika sonra yüzünüzü ılık suyla iyice temizleyin. Yeşil çayın bileşiminde bulunan vitaminler, metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar. Bu da cilt altında bulunan bağ dokusunu sıkılaştırır. Maske tamamlandıktan sonra cilt kalıcı bir etkiye sahip olur. Çay içerek de bu etkiyi koruyabilirsiniz.

Ciltteki Çatlaklar

cilt-catlaklari
Çatlaklar, cildin aşırı gerilmesi sonucu derideki elastik dokunun kırılması ile oluşuyor. Başlangıçta kırmızı ile mor arası bir renkte olan büyüklü, küçüklü bu çizikler zamanla sedefli beyaz bir renge dönüşüyor.

En çok, karın, kalça, baldırlar ve göğüslerde görülen çatlakların oluşumuna önemli kilo değişimleri, hamilelik gibi durumlar neden oluyor

Peki, neden her hamile kadında ya da her kilo alıp-vermiş kadında görülmüyor? İşte bu konuda pek eşit değiliz. Cilt yapımız oluşum olasılığında çok etkili; kimi ciltler diğerlerine göre daha dayanıksız olabiliyor. Örneğin, çok açık renkli ciltler çatlak oluşumuna daha yatkın. Ne yazık ki, oluşan çatlakları yok edecek mucize bir reçete yok; kalıcılar. Ama, oluşumlarını ısrarlı bir bakımla engellemek mümkün. İşte yolları:

1.Cildinizi her gün bir kremle nemlendirin. Kremler hem çatlamaya karşı cilde gereksinim duyduğu suyu verecek hem de cildin esneme kapasitesini artıracaktır.
2.Bol, bol su için.
3.A, E ve C vitaminleri yönünden zengin yiyeceklerle beslenin.
4.Spor yapın.
5.Kısa süreler içinde kilo alıp vermemeye çalışın.
6.Hamileyseniz, kilonuzu doktorunuzun önerdiği sınırlar içinde tutmaya özen gösterin.

13 Eylül 2014 Cumartesi

Cilt İçin Limon

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Cildiniz için canlandırıcı bir etki yapan limonu ayrıca peeling, temizleme losyonu ve yüz maskesi yapımında da kullanabilirsiniz. Altı adet limonu, kabukları ile birlikte halka şeklinde dilimleyin. Derin bir kaba soğuk su doldurun ve içine dilimlediğiniz limonları atın. Limonların kabukları yumuşayana kadar en az bir-iki saat bekletin. Süre tamamlandıktan sonra limonları elinizle sıkın ve banyo suyunun içine limonları ve hazırlanan suyu ilave edin. Eğer limonların suda bekletilme süresi sizin için çok uzun ise, o zaman limonların suyunu sıkın ve limonlarla birlikte banyo suyuna katın. Hazırladığınız limon banyosunun içinde 20 dakika kalmanız yeterli olacaktır. Bu özel banyo için kan dolaşımınızı hızlandırırken, iç açıcı limon kokusu da güne dinamik başlamanıza yardımcı olacaktır.

Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling görevi yapabilir. Dirsek, diz ve tabanlarda oluşan sert derileri size şimdi verecek olduğumuz limon reçetesi ile yumuşatarak, pürüzsüz görünmesini sağlayabilirsiniz. Bir çorba kaşığı limon suyu ile iki çorba kaşığı balı kısık ateşte hafifçe ısıtın. Ocaktan alındıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Hazırlanan karışım soğuduktan sonra kuruyan ve çatlayan cildin üstüne sürün. 20 dakika beklettikten sonra peeling yaptığınız bölgeyi su ile temizleyin.

Son olarak temizlediğiniz bu bölgeyi limon kabuklarıyla ovalıyın. Bu işlem sonunda derinizin taze görünüşü sizi bile şaşırtacaktır. Limon yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. Çünkü limonun sıkılaştırıcı bir etkisi vardır. Tarifini verdiğimiz yüz losyonu, yüzdeki siyah nokta ve sivilcelere karşı en ideal losyondur. Bunun için 30 ml. limon suyunu 30 gr. bal ve 200 ml. damıtılmış suyla karıştırın ve bu karışımı bir cam şişesinin içine koyun. Hazırladığınız bu losyonu sabahları ve akşamları, bir pamuğa damlatarak yüzünüze sürün. Böylece hem temiz hem de canlı bir cilde sahip olacaksınız. Ancak yüzünüze bu karışı sürdükten sonra en az iki saat güneşe çıkmamaya dikkat edin. Aksi halde yüzünüzde lekeler oluşur.

Cildin Yumuşak ve Dayanıklı Olması İçin Neme İhtiyacı Vardır

Cilt-Bakim-Onerileri
Cildin yumuşak ve dayanıklı olması için neme ihtiyacı vardır. Ancak, kış aylarında bu nemi tutabilmesi zor olur. Ayrıca merkezi ısıtma sistemleri de cildi fazlasıyla kurutur. Banyo yapmak ve havluyla çok iyi kurulanmak da, cildin nemini alan nedenlerdir. Banyo yapmak cilde geçici olarak nem verir ama cildin koruyucu yağlı tabakasını alarak uzun vadede daha çok nem kaybına neden olur. Bunun yanında kimyasallar, kozmetikler ve diuretikler, antihistaminikler, isotretinoin (roacutane) gibi bazı ilaçların kullanımı da kuruluk sebebi olabilir. Sigara kullanımı da cildi besleyen kılcal damarları daraltarak yeterince oksijen ve besleyicilerin taşınmasını engeller. Kuruluğa ve cildin doğal görünümünü bozarak kırışıklıkların oluşmasına yol açar.

Kimlerde cilt kuruluğu görülür?

Cilt kuruluğu herkeste görülebilir; özellikle yaşlılıkta artar. Ayrıca tiroid problemleri, diyabet ve egzama, sedef hastalığı, atopik dermatit gibi bazı cilt hastalıklarının seyrinde kuruluk en belirgin bulgulardan biridir. Ayrıca kadınlarda erkeklerden daha fazla oluştuğu ve şikayetlerin menopozdan sonra arttığı gözlenmiştir.

Mevsim değişiklikleri cilt kuruluğu üzerinde etkili midir?
Mevsim değişiklikleri cilt kuruluğuna sebep olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi kışın kuruluk artar ama yaz aylarında da çok güneş altında kalan kişilerin ciltlerinde, diğer zararlı etkilerle birlikte çok ciddi oranda cilt kuruluğu da oluşur.

Soğuk ve sıcak, ciltte nasıl etkiler yaratır?
Çok sıcak kadar çok soğuk da ciltte kurutucu etki yapar. Ayrıca ani ısı değişikliklerinden de kaçınmak gerekir. Soğuk etkisiyle cilt yüzeyindeki nem kolaylıkla yok olur. Eğer rüzgar da eklenirse kuruluk tablosu çok daha rahatsız edici hale gelebilir.

Cilt kuruluğu nasıl anlaşılır? Belirtileri var mı?
Hepimizin cilt yüzeyi yağ bezleri tarafından salgılanan doğal yağlı bir tabaka ile kaplıdır. Eğer bu tabaka kaybolursa cilt kuru, pullanmış ve hatta çatlak, kızarık hale gelebilir. Bunlar kuru bir cildin en çarpıcı belirtileridir.

Besinler cilt kuruluğunda etkili olur mu? Ne tip beslenme ciltte kurumaya neden olur?
Besinler de cilt kuruluğunda etkilidir. Vitaminler ve esansiyel yağlardan zengin diyet önerilir. Sebzeler, meyve, balık ve bitkisel yağların dengeli bir şekilde alınması gereklidir. Düşük yağlı diyetler belki vücudumuzu inceltici etki yapabilir ama cildimiz için zararlıdır. Esansiyel yağların yeterli oranda alınması çok önemlidir. Kızarmış yiyecekler ve aşırı miktarda hayvansal protein alımından kaçınmak gerekir. Sodalı, alkollü ve kafeinli içeceklerden de uzak durmak önemlidir. Kafeinli içecekler idrara çıkmayı arttırarak çok fazla miktarda su ve mineral kaybına; dolayısıyla cilt kuruluğuna sebep olur. Günde en az 1.5 litre kafeinsiz ve alkolsüz sıvı tüketilmesi gerekir. Bu nedenle su içilmesi çok önemlidir.

Sabun kullanmak cildi kurutur mu?
Sabun kullanmak cilt yüzeyini kaplayan doğal yağ tabakasının kaybına sebep olacağı için cildi kurutur.

Makyajın cilt kuruluğunda belirgin etkisi var mı?
Eğer cilt tipine uygun olmayan makyaj ürünleri kullanılırsa ve bu ürünler ciltten iyi temizlenmezse kuruluğa sebep olabilirler.

Cildin kurumasını önlemek için ne yapmak gerekir?
Duş yapıldığı sırada ılık su ve vazelinli ya da zeytinyağlı temizleyiciler veya duş yağları kullanılmalıdır. Duş süresi 15 dakikayı geçmemelidir. Küvette uzun süre kalmak da cilde kurutucu etki yapar, o nedenle küvette yıkanma önerilmez. Cildi kuru olan kişilerin keseleme, ovalama gibi işlemleri uygulamaması yerinde olur. Yıkanma işlemi için yumuşak bir sabunluk yeterlidir. Duş aldıktan sonraki ilk 3 dakika içinde cilt fazla kurulanmadan sadece hafifçe havlu ile temas ettirildikten sonra uygun bir nemlendirici krem uygulanmalıdır. Yaşlılarda banyo işlemini haftada bire indirmek en iyisidir. Pamuklu çamaşırlar ve giysiler önerilir. Çamaşırlar yumuşak deterjanlarla ve mümkünse en az kimyasal temasla, mesela yumuşatıcı bile kullanmadan yıkanmalıdır. Cildimiz kadar evlerimizin nemlendirilmesi de önemlidir. Merkezi ısıtma sistemi olan evlerde radyatörler üzerine ya da yakınına su konulması; ortama nem sağlayacak özel geliştirilmiş buhar verici aletlerin kullanılması, kurumayı önleyici etkin bir tedbir olabilir. Uyunan odanın sıcaklığının da fazla olmamasına özen gösterilmesi gerekir. Böylece nem kaybı önlenmiş olur. Bütün diğer zararlı etkileri yanında, güneş ışınlarının kurutucu etkisinden de uygun bir güneş koruyucusu ile cildi korumak gerekir. Aynı etkilerin solaryum ile de oluşabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Kuru bir cilde sahip olanlar ya da dönemsel olarak cildi kuruyanlara neler önerilebilir? Ne tarz bir bakım yapmalılar?
Özellikle kış aylarında ellerinde ve yüzünde kuruluk nedeniyle kızarıklık ve çatlaklar oluşan kişilerin muhakkak eldiven, atkı kullanması; nemlendirici el ve yüz kremlerini ihmal etmemesi gerekir. Buna rağmen kuruluk, çatlama, kızarıklık ve hatta kanamalar oluşursa bir dermatologdan yardım almak gerekir.

12 Eylül 2014 Cuma

Göz Altı Torbası Neden Oluşur?

Gozalti_Morluklarina_Bitkisel_Cozum
Gözler kadınların en dikkat çeken yerlerinden bir tanesi ve karşınızdaki insanı etkilemenin en iyi yollarından bir tanesi. Güzelliğin çok daha öne çıkmasını sağlayan gözlerin iyi görünmesi gerekiyor ancak geçen yıllar içerisinde göz kapaklarında sarkmalardan tutun da göz altındaki torbalara kadar onlarca etken bu güzelliğin kaybolmasına neden oluyor. Çok daha yaşlı görünmenize neden olan bu göz altı torbalarını tedavi etmek için onlarca kocakarı ilacı ve farklı yöntem denense de bunların çoğu maalesef başarısız olmaya yahut kısa süreli çözümlere mahkum.

Göz altı torbasının oluşumundaki en büyük etkenlerden birisi aileden gelen kalıtımsal özelliklerdir. Kalıtıma karşı maalesef gerçek bir çözüm yer almasa da genlerde varolan bu kodun daha az etkili olmasını veya etkisini daha geç göstermesini sağlamak mümkün. Zira tam olarak ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan bu torbaların gençliğin başlarında olduğu kadar yaşlılıkta da ortaya çıkması gerçekleşebiliyor.

Derinizin yıpranmasına neden olan bütün etkenler göz altı torbası oluşumuna da etki edecektir. Bunlar arasında fazla güneş, rüzgar, zararlı maddelerin olduğu ortamlarda bulunmak gibi çeşitli dış etkenler mevcuttur. Cildin sağlıklı kalması göz altlarının da daha sıkı ve sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle çok sert koşullarda uzun süreli olarak bulunmamak gereklidir.

Cildin sıvı alımı ile sağlıklı ve parlak olduğunu göz önüne alırsanız günlük su alımınızı düzene sokmanız cildinizin yapısını etkileyerek göz altlarınızda oluşan torbaları da engelleyecektir. Kuru ve sağlıksız bir cilt sarkmalara, morarmalara ve torbalara çok daha açık olacaktır.

Ayrıca sağlıksız beslenme ve bunun neden olduğu rahatsızlıkların da göz torbalarına neden olduğu bilinmekte. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri yeterli miktarda almazsanız dayanıklılığınız ve sağlığınız kayboldukça göz altlarınızda da sorunlar meydana gelebilecektir.

İş ve ev arasında mekik dokunan stresli zamanlarda gözlerin de zorlandıkları ve psikolojik etkenlerin de göz sağlığını etkiledikleri bir gerçek. Sürekli olarak stres altında olan, bilgisayar kullanan, uyku düzeni bulunmayan kişilerin en çok etkilenen organlarından birisi gözlerdir ve uzun çalışma saatlerinin ardından göz altlarındaki yağ bezelerinde meydana gelen değişimler torba oluşumuna neden olacaklardır.

Suna Dumankaya Güzellik Sırları

suna-dumankaya-guzellik-sirlarim
EVDE HAZIRLAYACAĞINIZ BU REÇETELERLE EN GÜZEL SİZ OLABİLİRSİNİZ
Bitki Bilimi ve Güzellik Uzmanı Suna Dumankaya, bakımına düşkün olan herkes için hazırladığı kitabı 'Meslek Sırlarım'da evde yapılabilecek güzellik tarifleri veriyor.
Yüz bakımınız için basit reçeteler

TEMİZLEME SÜTÜ
Yüzdeki gözeneklere dolan kirleri ve makyajı temizlenin en kolay ve ucuz yolu, evde doğal malzemelerden hazırlayacağımız karışımlardır. Temizleme sütünü parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.

Malzeme: 1 salatalık, 1 su bardağı süt Uygulama: Salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün. Her gün, sabah ve akşam bu karışımla cildinizi silin.

TEMİZLEME TONİĞİ
Tonik, ciltte kalmış kir, yağ ve temizleyici kalıntılarını temizler ve cildi tazeler. Temizleyicinin ardından sürülür. Aşağıdaki tariflerle hazırladığınız tonikten birkaç damla pamuğa damlatıp, silmeden, tamponlayarak cildinize uygulayın. Toniklemeden sonra yüzünüze maden suyu püskürtün ve kağıt mendille tamponlayarak kurutun. Sonraki aşama nemlendirme olacak.

a- KARMA CİLTLER İÇİN Malzeme: Lavanta, melisa, papatya, hatmi çiçeği, yarım fincan saf alkol, içme suyu
NEMLENDİRİCİ
Nemlendirme, çevrenin yol açtığı buharlaşma etkilerinin önlenmesine yardımcı olur. Nemlendirici cildi düzgünleştirir, dolgunlaştırır, gözenekleri kapatarak makyaj için iyi bir zemin hazırlar.

Uygulama: Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atın, 15-20 dakika demlendirip süzün. Saf alkol ekleyin. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında saklayın)

b - HASSAS CİLTLER İÇİN Malzeme: Biberiye, gül suyu Uygulama: Bir çorba kaşığı biberiyeyi, 300 ml. gül suyuna karıştırarak karanlık bir yerde saklayın. Bununla her akşam cildinizi temizleyin.

c - KIRIŞIKLIKLAR İÇİN Malzeme: Yarım litre ılık su, 1 tatlı kaşığı karbonat Uygulama: Su ve karbonatı karıştırın. Pamukla, cildinize uygulayın.

Malzeme: Havuç, zeytinyağı, limon Uygulama: Havucu rendeleyin. İçine zeytinyağı ve limon suyu ilave edip, yiyin. Bu karışım vücut için çok faydalıdır. Bağırsakları düzene sokar ve cilde nem sağlar.

Peelıng

(Derinlemesine yüz temizliği)

Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için, derin bir temizlik yapmalısınız. Bunu peeling, buhar banyosu veya maskelerle gerçekleştirebilirsiniz. İşte evde yapabileceğiniz basit peeling tarifleri: Malzeme: 1 kahve fincanı yulaf ezmesi, 2.5 çay kaşığı bal, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, yarım tatlı kaşığı sıcak su Uygulama: Malzemeleri karıştırın ve cilde uygulayın. 15 dakika bekleyin ve yumuşak, nemli bir bezle ovarak çıkarın. Bol su ile yıkayın.

SİVİLCEDEN KURTULMAK İÇİN

Sivilceler her yaşta birçok insana sorun yaratır. Sivilceleri yok ederek daha sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşmanın en güzel yolu yine doğadan geçiyor. Sivilceleri yok etmek için beraber bu basit formülü hazırlayalayabilirsiniz. Malzeme: 100 gram alkol, 6 adet aspirin Uygulama: Aspirini ezin ve alkolle karıştırıp 3 gün bekletin. Bu karışımla cildinizi her gün silin.

LEKELERİ YOK ETMEK İÇİN

Malzeme: 1 çay kaşığı amonyak, 1 çay kaşığı peridrol, 1 çay kaşığı saf su, 1 çay kaşığı sabun Uygulama: Kullanılmamış bir sabunu rendeleyin ve diğer malzemelerle karıştırın. Cildin hassaslığının ölçülmesi için önce elinizin üzerine deneyin, sonra lekelerin üzerinde bekletip, bol su ile yıkayın. Bu karışım haftada bir kez uygulanabilir. Dışarı çıkarken güneşten koruyucu ürünler kullanmaya dikkat edin.

ÇİLLERİNİ SEVMEYENLERE

Malzeme: Keten tohumu Uygulama: Keten tohumunu kaynatın, suyu ile cilde masaj yaparak çillere ve lekelere maske olarak uygulayın.

Bunları ihmal etmeyin

Cildinizi güneşten koruyun: Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için her gün koruyucu krem kullanmalı.

Cildinizi aşırı sıcak ve aşırı soğuktan koruyun: Sıcak ve soğuk havalarda cilt nemini kaybeder. Özellikle kışın cilt tipiniz için uygun nemlendiricileri mutlaka uygulayın.

Sigara içmeyin: Sigara cildin ihtiyacı olan oksijeni azaltır ve cildin yenilenmesini engeller. Cilde solgun görünüm verir.

Cildinizi derin temizleyin: Bazı yaşı ilerlemiş bayanlar cildi kurutacağı ve kırışıklıkları artıracağı düşüncesiyle cilt temizliği yapmaktan kaçınır. Pamukla uygulayacağınız bir temizleyici kremin, birkaç dakika cildin üstünde kaldıktan sonra bol suyla yıkanması yeterli olur.

Cildinizi derin nemlendirin: Haftada bir, maske veya nemlendiricinizi bol miktarda kullanarak, cildinizi beş on dakika nemlendirmeye bırakın.

Cildinizde kan dolaşımını hızlandırın: Uygun kremlerle cildinize masaj yaparak, ciltteki ölü derinin atılmasını sağlayabilir ve kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz. Bu, cildinizin yenilenmesine ve pürüzsüz bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.

Sağlıklı beslenin: Vücudunuz için uygulayacağınız sağlıklı beslenme programı, cildiniz için de yararlıdır. Bol sebze ve meyve, bol lifli tahıllar, az yağlı, az şekerli ve az tuzlu besinler tercih etmelisiniz. Ve tabii bol su şart!

Sonbaharda: Cildiniz kuruysa baharat kullanmayın. Bol bol su için, salata ve sebzeye ağırlık verin. Yüzünüzü belli aralıklarla maden suyu ile yıkayın. Duşa girmeden önce badem yağı ile masaj yapın.

Kış aylarında: E ve C vitamini içeren besinler tüketmeye özen gösterin. Ispanak, marul, semizotu gibi yeşil sebzeleri çiğ olarak tüketin. Haftada bir gün yalnızca iki, üç litre sıkma meyve suyu içerek temizlenme kürü yapın. Açık havaya çıkarken cildinize bitkisel yağlar (susam, kayısı yağı gibi) veya nemlendirici kremler sürün.

Ünlülerin Güzellik Sırları

unlulerin-guzellik-sirlari
Muhteşem görünüşlerini pahalı ürünler ve bir dizi estetik ameliyatlara borçlu olduğunu düşündüğümüz yıldızlar da güzellikleri için pratik yöntemlere başvuruyor. Yıllara meydan okuyan Sophia Loren'in gençlik iksiri domates, ünlü model Naomi Campell cilt bakımını süt banyosuyla yapıyor, Catherine Zeta-Jones çilek püresiyle dişlerini fırçalıyor

Şov dünyasındaki ünlülerin güzellikleri için en çok doğal ürünlerden yararlandıkları kimin aklına gelir? Ünlüler de daha güzel görünmek için birçok kadının rahatlıkla uygulayabileceği pratik yöntemleri tercih ediyor. Alman Bild Gazetesi'nde yayınlanna haberde milyonları kendine hayran bırakan yıldızların güzellik sırları açıklandı. Güzel gülüşü ile ünlü Catherina Zeta-Jones bembeyaz dişlerini çileğe borçlu. Salatalık ve patates kabukları da şov dünyasından trilyonlar kazanan ünlülerin en çok tercih ettiği güzellik malzemeleri arasında. Yılların eskitemediği sanatçı Sophia Loren ise güzelliği için domatesten vazgeçemiyor.

Naomi, selülite karşı kahve masajı yapıyor
Dünyanın en güzel modellerinden olan Naomi Campell, sütün mucizesine inanan ünlülerden. Kusursuz bir fiziğe sahip olan Campell, cildinin güzelliğini süte borçlu olduğunu söylüyor. Ilık süt banyosundan asla vazgeçemediğini söyleyen 33 yaşındaki model selülitlere karşı kahve ile savaşıyor. Vücudunda selülitlerin yerleşmeye müsait olan kısımlarını kahve ile ovan Campbell, aynı zamanda bu bölgeyi üzerine kahve serpiştirdiği folye kağıtları ile kaplıyor.

Loren'in gençlik aşısı domates
Eylül ayında 70 yaşına girecek olan dünyaca ünlü İtalyan film yıldızı Sophia Loren'in güzelliğinin sırrı ise domateste gizli. Domatesleri soyup püre haline getirdikten sonra içine bir kaşık bal ve zeytinyağı katan Loren, bu karışımı yüzüne sürdükten sonra bir saat bekliyor. Botox'a karşı olduğunu söyleyen Loren, bu yöntemle cildinin kırışmaya karşı direnç ve ışıl ışıl bir görünüm kazandığını belirtiyor.

Salatalık maskesi

Alman oyuncu Iris Berben de 53 yaşında olmasına rağmen hala 40'lı yaşlarına yeni girmiş gibi görünüyor. Genç kızlığından bu yana annesinden öğrendiği güzellik maskesini uyguladığını söyleyen Berben, salatalığın mucizesine inanıyor. Salatalığı püre haline getirdikten sonra biraz sütle karıştıran sanatçı bunu yüzünde 20 dakika bekletiyor. Daha sonra yüzünü sadece suyla yıkayan Berben, bu maskeyi her gün uyguladığını söylüyor.

Patatesle bronzlaşıyor
Çılgın pop yıldızı Aguilera ise çiğ patatesin cildi dinlendirdiğine ve doğal bir bronzluk kazandırdığına inananlardan. Her gün çiğ patates dilimlerini ciltte gezdiren 23 yaşındaki sanatçı bunun hem sivilceye iyi geldiğini, hem de parlaklık ve bronzluk kazandırdığını söylüyor.

Parker'ın tercihi kuşburnu
Gözlerinin etrafındaki morluk ve mimiklerden oluşan kırışıklıklardan yakınan Hollywood'un seksi yıldızı Sarah Jessica Parker da bu bölgeye kuşburnu yağı ile masaj yapıyor. Bunun dışında günde en az 4-5 bardak kuşburnu çayı içen Parker bu poşetleri atmayarak gözlerinin üzerine yerleştiriyor.

Siegel, Aspirin kullanıyor
36 yaşında olmasına rağmen hala yüzündeki sivilcelerle mücadele etmek zorunda kaldığını söyleyen Alman yıldız Dagmar Siegel bunun için Aspirin kullanıyor. Sivilceli bölgeye hafif suyla ezdiği Aspirin'i süren Siegel bu yöntemin çok işe yaradığını savunuyor. Ancak yine de açık yaralara Aspirin sürülmemesi gerektiğini unutmayın.

Cindy Crawford'ın kırışıklığa karşı doğal çözümü Top model Cindy Crawford, fotoğraf çekimlerinden bir gece önce gözlerindeki şişin inmesi için bu bölgeye çiğ patates dilimleri yerleştiriyor. İki çocuk annesi 38 yaşındaki Crawford patates dilimlerinin aynı zamanda kırışıklıklara da iyi geldiğini söylüyor.

Cameron Diaz'ın losyonu süttozu
Genç kızken akne sorunu olan Cameron Diaz, yüzündeki ufak tefek izleri mükemmel bir mak- yajla kapatıyor. Cildini te- mizlerken hırpalanmamasına özen gösteren sarışın yıldız, peelingler yerine süt tozunu tercih ediyor. Süttozunu hafif ıslatarak yüzüne halkalar şeklinde masaj yapan Diaz, bu sayede cildinin yumuşak ve taze olduğuna inanıyor.

Elma dopingi
Güzel sanatçı Bullock, elmayı adeta bir güzellik doktoru olarak tanımlıyor. Günde en az iki elma yediğini söyleyen 39 yaşındaki Sandra Bullock, bu meyvenin hem bağırsakları çalıştırdığına, hem de cildi güzelleştirdiğine inanıyor. Hollywood'un aranılan aktristi, aynı zamanda elmaların kabuklarını yüzüne yerleştirerek içindeki asitlerin peeling etkisi yaptığını ve hücre yenilemesinde etkili olduğunu belirtti.

11 Eylül 2014 Perşembe

Kök Hücre Tedavisi ile Cilt Gençleştirme

cilt-maskesi-yapimi
Teknolojinin ve tıp dünyasının inanılmaz ilerlemesi nedeniyle kadınların da daha güzel olmak ve varolan güzelliklerini muhafaza edebilmek için başvurabilecekleri uygulamaların sayısında da büyük artış var. Özellikle estetik operasyonların çeşitlenmesi, detaylanması ve daha başarılı hale gelmesi sayesinde önceden risk barındıran, istenilen sonucu veremeyen pek çok duruma artık kolayca müdahale edilebiliyor ve gençliği, güzelliği korumanın yolları mümkün hale geliyor.

Bu yöntemlerden sonuncusu da kök hücre tedavisi ile cilt gençleştirme operasyonları ve tedavinin kullanıldığı bölgelerde yaşanan değişiklikler tüm kadınları memnun edecek seviyede. Kısaca değinmek gerekirse kök hücreler kendi vücudumuzdan alınan doğal hücrelerimiz olduklarından dolayı yeniden farklı bir konuma yerleştirildiklerinde herhangi bir sorun çıkarmıyorlar ve bulundukları noktalarda dokulardaki yenilenmeyi ve hücre yaratımını hızlandırdıkları için estetikte ve cilt gençleştirmede en sık tercih edilen araçlardan birisi haline gelmeye başladılar.

Kök hücre tedavisi ile kendinizi daha genç hissetmek istediğinizde uzun ve yorucu ameliyatlar, dikişler, yaralar, enfeksiyonlar, pansumanlar ve iyileşme süreçlerini yaşamıyor, tam tersi çok çok kısa sürede iyileşme dönemini atlatarak ondan bir süre sonra da istediğiniz gençliğe kavuşmaya başlıyorsunuz.

Uygulamanın yapılması için anestezi ile uyuşturulan hastanın yaşlı görünüm ve yağ dokularından kurtulmak istediği yerlere enjektörle ufak bir operasyon yapılır ve buradaki milyonlarca hücre enjektöre çekilir. Daha sonra tüm yağlardan arındırılan bu hücreler artık kök hücre durumuna gelirler ve gençleştirilmek istenen noktaya bu saf kök hücreler yerleştirilir.

Özellikle yıllar içerisinde yaşlanmaya bağlı olarak gerçekleşen doku kayıplarının önlenmesi ve eksilen dokuların yerine yenilerinin koyulması için ideal bir araç olan kök hücreler, bu doku eksikliklerinden kaynaklanan deformasyonlara, sarkmalara ve çökmelere karşı oldukça etkilidirler. Bulundukları yere hemen alışan ve orada çoğalmaya başlayarak yeniden doku yapımını hızlandıran bu kök hücrelerin, eksik dokuları yerine tamamen getirmesi ile birlikte büyük bir gençleşme sağlanmaktadır.

Kök hücre tedavisi ile cilt gençleştirmenin ardından sadece bir haftalık bir dinlenme süreci yer almaktadır ve bu süreç içerisinde sigara, alkol, kafein gibi zararlı maddelerin kullanımından uzak durmak gerekmektedir. Hasta daha sonra günlük hayatına her zaman olduğu gibi devam etme imkanına sahip olmaktadır.

Cildiniz İçin Faydalı Doğal Ürünler

cilt-tiplerri
Mükemmel görünümlü bir cilt için cildinizi içeriden de beslemeniz gerekmektedir. Bu yüzden diyet ve egzersizin en az kulladığınız kozmetik ürünler kadar önemi vardır. Bu yüzden beslenmenize ve sporunuza çok dikkat etmeniz gerekmektedir.

Sağlıklı bir ışıltıya kavuşabilmeniz için faydalı pek çok doğal ürün mevcuttur. İşte bunlardan bazıları :

- Aloe Vera : Aloe Vera, krem ya da jel yapısında olsun yanıklar, iltihaplar ve tahriş için oldukça faydalıdır. Cildi rahatlatırken aynı zamanda ağırlık yapmadan nem de verir. Özellikle yağlı cilt için uygundur. Ayrıca, çatlamış deri için de oldukça faydalıdır.

- Kakao ve Shea Yağı : Kakao ve shea losyon, cilt kremleri, şampuan ve saç kremlerinde yer alan mükemmel Cilt için faydalı ürünlernemlendirici içeriklerdir. Saç ve cildinizi ipeksi yumuşaklığa kavuşturur ve yoğun nem kazandırır. Kakao ve shea yağını güneş yanıklarından çatlaklara kadar pek çok şey için kullanabilirsiniz.

- Avokado Yağı : Avokado yağı, avokadodan elde edilir. Avokadoyu buzdolabınızda bulundurabilir ya da doğal avokado yağı içeren ürünler temin edebilirsiniz. Avokado yağı, A, D ve E vitamini açısından zengindir. Avokado, diğer doğal ürünlerden çok daha iyi cildinize nüfuz eder. Cilde yumuşaklık kazandırırken ince çizgilere karşı bakım sağlar.

- Jojoba Yağı : Jojoba yağı, pek çok şampuan ve besleyicide bulunmaktadır. Kendi vücudumuzun sebumunda yer alan vitamin, mineral ve proteinlere benzer vitamin ve proteinler içermektedir. Jojoba yağı, hücre yenilenmesini desteklerken aynı zamanda saçınızı ve cildinizi nemlendirir.

- Üzüm Tohumu : Yağı Üzüm tohumu yağını direk cildinize uygulayabilir ya da vitamin olarak alabilirsiniz. Üzüm tohumu yağı, vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir. Cilde yumuşaklık kazandırırken nem de sağlar.

- Macadamia Fındık : Yağı Macadamia yağı, özel bir nemlendiricidir. Cilde yoğun nem verir. Macadamia fındık yağı, cildimizin sebumundaCilt için faydalı ürünler önemli bir görevi olan palmitoleic asit içerir. Yaşlandıkça cildimiz bu asidi az üretmeye başlar. Macadamia fındığı haricinde hiçbir bitki bu asidi içermemektedir.

- Süt Tozu : Pek çok doğal ürün, süt tozu içermektedir. Süt tozu, mükemmel bir arındırıcıdır. Düzenli kullanımda cildiniz pürüzsüzleşir.

- Zeytinyağı : Zeytin yağı, mükemmel bir besleyici nemlendiricidir. Cildinizi ipeksi yumuşaklığa kavuşturur.

- Nane Yağı : Nane yağı, mükemmel bir doğal iyileştiricidir. Cildinizi canlandırır ve pürüzsüzlük kazandırır. Aynı zamanda baş ağrıları ve kas ağrılarının giderilmesinde de oldukça etkilidir.

- Süt :
Dolabınızdaki süt, cildiniz için mükemmel bir üründür. Cildinizi pürüzsüzleştirir. Kuru veya tahriş olmuş cilt için oldukça uygundur.

10 Eylül 2014 Çarşamba

Elma Sirkesi İle Doğal Güzellik

elma-sirkesi
Binlerce yıl önce mahzende unutulan bir şaraptan tesadüf eseri keşfedilen elma sirkesinin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğu bildirildi. Elma sirkesinin özellikle pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmada çok önemli katkılar sağladığı vurgulandı.

"Hekimce" isimli sitede yer alan bilgilere göre, elma sirkesiyle cilt güzellik seansını herkes evinde kolayca uygulayabilir. Bugüne kadar sadece sofrada kullanılan elma sirkesinin cilt güzelliği için doğurduğu 'inanılmaz' sonuçlar ise şöyle sıralanıyor:

- Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, son durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçlarınızın kepekten arındığını ve parlaklaştığını göreceksiniz.

- Akne tedavisi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi ile yüzünüzü temizleyin ve su ile durulayın. Elma sirkesi cildinizi yumuşattığı gibi, antiseptik özelliği ile akneye neden olan mikropları öldürecektir.

- Ciltteki lekelere: Dörtte bir litre suya, üç çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, kaynayıncaya kadar ısıtın, ateşi kısın. Başınıza bir örtü örtüp, yüzünüzü buhara tutun. Yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü silin. Haftada iki kez tekrarlayabilirsiniz.

- Varisli damarlara: Bir bezi elma sirkesine batırıp sıkın. Bezi varisli bölgeye sarın ve 30 dakika bekletin. Bu süre içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirin. Sabah-akşam tekrarlayın.

- Zayıflamak için: Bir bardak suya bir-iki kahve kaşığı elma sirkesi ve bir kahve kaşığı bal ekleyip, karıştırın. Uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında, düzenli kilo vermenize katkı sağlar.

Erkekler İçin Cilt Bakımı

erkek-kiskanclik
Cilt bakımı tabii ki sadece kadınların meselesi değildir. Erkeklerin ciltleri de kırır ve her türlü cilt sorunları ile karşılaşırlar. Onların en büyük derdi sakal ve bıyıklarıdır. Her gün tıraş olmak cildi tahriş eder. Kızarıklıklara, kimi zaman kıl dönmesine neden olur. Bir de akneleri varsa, tıraş birçok sıkıntıya yol açar.

Hassas ciltler için hazırlanan tıraş ürünlerini tercih edin:
Tıraş köpükleri, tıraş jelleri gibi ürünlerde bol miktarda alkol, mentol, nane, potasyum, sodyum hidroksit, kafur gibi maddeler bulunur. Bunların tümü tahriş edici malzemelerdir.

Örneğin tıraş köpüğü veya jellerin hassas ciltler için hazırlananları daha yumuşaktır. Bunların içinde parfüm, mentol, alkol, limon, portakal, greyfurt, okaliptüs, kafur ya da nane gibi tahriş edici maddeler bulunmaz.

After shave parfüm yerine kullanılmaz:
En azından after shave'iniz yumuşak olmalıdır. Makinenin veya jiletin tahriş ettiği cilde biraz daha fazla özen göstermeniz gerekir. Tıraşınızı tamamladıktan sonra yüzünüz fazla kızarıyorsa, bunun nedeni büyük bir ihtimalle kullandığınız after shave’lerdir.

Piyasada bulunan after shave’lerin hemen hepsi serttir. Tümü yüksek oranda parfüm, alkol ve daha bir çok tahriş edici madde ile doludurlar. Zaten birçok erkek bunları parfüm niyetine kullanırlar. After shave olarak en uygun ürünler, cildi tahriş etmeyen alkolsüz toniklerdir. Bu tonikleri, tıraştan sonra güvenle kullanabilirsiniz.
Parfüm kullanmak istiyorsanız onu da giysilerinize veya saçınıza sürebilirsiniz.

Günlük bakım:
Erkeklerin her gün tıraş olmaları, bir bakıma ciltlerindeki ölü deri tabakasının temizlenmesini sağlar. Hücre oluşumu ve cildin yenilenmesini canlandırır. Ancak yüzlerinin üst kısmındaki deri tabakası soyulmadığı için zamanla sertleşerek matlaşır. Bu nedenle yüzün tıraş olmayan bölgelerinde ( alın, göz kenarları ve yanak üstü) Meyve asitleri (AHA) içeren ürünler kullanılması, cildin tazeliği korur, canlandırır.

Sivilceli yüzler:
Siyah noktalar ve sivilceleriniz varsa, size salisilik asit (BHA) içeren bir ürün kullanmanızı tavsiye ederim. BHA’lar tıraşlı cilt bölgelerinde bile rahatlıkla kullanılabilir. Bunlar cildi hafifçe soyarak, gözeneklerin açılmasını sağlarlar. Böylece siyah noktalar ve sivilceleri önlerken cildi rahatlatırlar, kızarıklıkları, şişkinlik ve tahrişleri iyileştirirler.

Güneşten korunun:
Erkeklerin yüzü çoğu zaman güneşten daha fazla etkilenir. Tıraşla hassas bir hale gelen, ardından sert tıraş losyonlarıyla tahriş olan cilt güneşte kolayca yanar ve köselemsi bir hale dönüşür. Orta yaştaki birçok erkeğin yüz cildi vücudundan çok farklı bir renkte ve yapıda olur. Bunun nedeni tamamen güneştir. Güneşten koruyucular sadece çocuklar ve kadınlar için değildir. Erkeklerinde onları sürmeden sokağa çıkmaması gerekir.

9 Eylül 2014 Salı

Günde Saçımızdan kaç tel dökülüyor?

sac_dokulmesi
Özellikle kış gibi mevsim dönüşlerinde saç dökülmesi sıklıkla görülüyor.

Normalde 100-150 tele kadar olan saç dökülmesi, sonbaharda hava değişimi, azalan nem oranı, rüzgar ve düzensiz beslenme gibi etkenlerle daha da artabiliyor.

Bu durumun mevsimsel olduğunu belirten uzmanlar sonbaharda dökülen saçların yerine, kış aylarında vücudun soğuğa adapte olmasıyla beraber yenilerinin çıkacağını söyledi.

Saç dökülmesinde genetik faktörlerin rolü çok önemli olmakla birlikte başka sebepler de vardır.

Bunlar; tiroid bezi hastalıkları, hamilelik, menopoz sonrası dönem ve diyabet hastalığı gibi endokrin hastalıklar, biotin, demir, protein, çinko eksikliği, kalori kısıtlayıcı diyetler gibi beslenme bozuklukları, doğum kontrol hapları, bazı mantar ilaçları, yüksek doz A vitamini gibi bazı ilaçlar, anemi, cerrahi işlemler, kanser, karaciğer hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları gibi sistemik hastalıklar, psikolojik stres ve boya, perma gibi bir takım kimyasal işlemlerdir. Bunun dışında sık fön çekilmesi, kötü fırçalama, saçları çok sıkı toplama da saç dökülmesinin sebebi olabilir.

Meyvelerle Cilt Bakımı

meyvelerle-cilt-bakimi
Armut Maskesi
Bir adet olgun armudu soyup cam bir kasenin içinde çatalla iyice ezin. kalın bir tabaka halinde yüzünüze sürün. 15 dakika bekledikten sonra cildinizi yıkayın. Armut maskesi cildi beslemek ve serinletmek, için ideal bir maskedir.

Ahududu Maskesi

Ahududu bol miktarda A vitamini içerdiği için cilde pürüzsüz ve kadife gibi bir görünüm kazandırır. Bir avuç dolusu ahududuyu cam bir kasenin içinde püre haleni gelene kadar ezin. Cildinizi temizledikten sonra ezilmiş ahududuyu cildinize uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra cildinizi yıkayın.

Avokado Maskesi (Cilt Kırışıklıkları İçin)
Bir tane avokadonun kabuklarını soyup çatalla ezin. İçine yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tane çırpılmış yumurta sarısı ekleyip iyice karıştırın. Karıştırma sırasında içine üç yemek kaşığı zeytinyağını da yavaş yavaş ekleyin.

Yüzünüze, boynunuza ve dekolte bölgenize bol miktarda sürüp yarım saat bekleyin daha sonra bu bölgeleri ılık su ile yıkayın.Kırışıklıklar ve özellikle kuru ciltler için etkili bir maskedir. Ayrıca avokadoyu lapa halinde de tek başına cildinize kompres yaparak uygulayabilirsiniz. Hem cilt bakımınızı yapmış hem de kırışıklıklarınızın kaybolmasına yardımcı olmuş olursunuz.

Çilek Maskesi
Bir avuç dolusu çileği cam bir kasenin içinde püre haline gelene kadar çatal yardımı ile ezin ve yüzünüze sürün. (Eğer kuru bir cilde sahip iseniz pürenin içine birkaç damla badem yağı veya bir kaşık süt kreması katın.) 10 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın. (Cilt Bakımınız için son derece faydalı ve etkilidir. Ancak alerjisi olan ciltler için önerilmez.)

Böğürtlenle Güzellik

bogurtlenle-gelen-guzellik
Meyvesi cildinizi güzelleştiriyor, çiçekleri ellerinizi yumuşatıyor, yaprakları yaralara iyi geliyor.

Artık "yabani" meyve olmaktan çıktı. Bir çok çiftlikte ıslah edilmiş yabani böğürtlen tarlalarına rastlayabiliyoruz.. Sayısız yararları keşfedildikçe artık kapalı kutularda suyu da satılmaya başlandı. Çünkü Özsuyunda organik asitler, mineraller ve vitaminler bulunan bir meyve böğürtlen. Hafızaya da iyi geliyor. Yaprağından yapılan çay ağız yaralarını iyileştiriyor. Kanı temizleyici etkisi de var. Suyu aynı zamanda ishalleri geçirmede faydalı.

Çiçeklerinden el losyonu elde edin
Herbalist Tarkan Güveloğlu, antioksidan zengini bir meyve oldugunu söylüyor Böğürtlenin. Cildi güzelleştiren bir meyve olduğuna dikkat çekiyor.. İçinde çok fazla miktarda C vitamini bulunuyor. Çiçekleri kaynatıldığında güzel bir vücut ve el losyonu elde ediliyor! Öte yandan meyvesi canlılık veriyor. Zindelik kazandıracak yegane meyvelerden biri. Damar sağlığına da olumlu etkisi var. Zayıflama sürecine girenler de yemeli bu yemişi. Kan şekerini etkilemiyor çünkü! İçeriğindeki doğal sekerler sayesinde kan şekerini dengede bıradan bir özelliği var…

Yaprakları cilt yaralarına iyi geliyor
Tarkan Güveloğlu, bu mucize bitkinin boğaz enfeksiyonlarına ve yaralara da iyi geldiğini söylüyor. Yara iyileştirici etkiye sahip. Şu mevsimde yavaş yavaş taze yapraklarının çıktığını belirtiyor. Böğürtlenin körpe yapraklarını toplayın. (lapa haline getirin) Bu lapayı ciltte yara olan bölgeye sürebilirsiniz.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Vücut Güzelliği Cilt Güzelliğiyle Orantılıdır

Vucut-Guzelligi1
Önce parmağınızı cildinizde gezdirin. Cildinizin yağlı bir tabakayla kaplı olduğunu fark edeceksiniz. Bu tabaka, sebum ve sudan oluşan cildin koruyucu tabakasıdır. İşte bu koruyucu tabakanın içerisindeki sebum yani yağ oranı cilt tipinizi belirler.Eğer sebum oranı az ise cildiniz kuru; fazla ise yağlı; normal ve dengeli ise normal ve karma cilttir.

Kuru cilt oldukça incedir ve gözenekleri çok küçüktür. Görünümü mat ve serttir. Dokununca kuru ve pürtüklüdür. Cilt kendini koruma özelliğini tam olarak yerine getiremediği için iç ve dış faktörlerden kolayca etkilenip tahriş olur. Sık sık gerilir, kaşınır, karıncalanır, çatlar ve soyulur. Banyodan sonra kızarıklıklar oluşur, sabun ve kireçli su rahatsızlık verir. Fazlasıyla nemsizdir, günlük bakım kremi kullanılmasına rağmen hala kuruluk ve gerginlik hissedilir.

Yağlı cilt kalındır ve gözenekleri çıplak gözle rahatlıkla görülecek kadar genişlemiştir. Rengi donuk, görünümü yağlı ve parlaktır. Dokununca kaygandır. Sık sık sivilce ve siyah nokta oluşur. Makyaj çok çabuk bozulur hatta akar. Oldukça dayanıklıdır, en geç kırışan cilt türüdür.Karma cilt yağlı ile kuru arasındaki cilttir; ne yağlı, ne kurudur.Alın, burun ve çene ( T bölgesi ) yağlı; yanaklar normal veya kurudur. Yanak bölgesindeki cildin tipi dış etkenlere bağlı olarak değişebilir.Normal cildin gözenekleri optimal açıklıktadır. Rengi pembedir. Görünümü taze ve sağlıklıdır. Dokununca yumuşak ve pürüzsüzdür.

Bir önemli not, cildiniz hangi tipte olursa olsun, fazla güneşlenme, mevsim değişimleri ve hormonal etkenler nedeniyle nemsizlik, hassasiyet veya kuruluk gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda yapmanız gereken, özel bakım programları uygulamaktır.Cilt bakımı için önce arındırma yani keselemenin cilt bakımı için önemi inkar edilemez. Haftada bir kez cildi ölü hücrelerden korumak için keseleme yapılmalıdır. Bedenin üst kısımlarına doğru dairesel hareketlerle yapılır. Ardından cilt mutlaka nemlendirilir. Göğüsler, boyun el ve bacaklar dış etkilere daha açıktır, her gün bakım ister. Cildin temel esnekliğini korumak ve ileriki yaşlarda sarkma ve çizgileri azaltmak için genç yaşlarda koruyucu ve nemlendiricileri kullanmak gerekir. Cilt hem sıcak hem soğuktan etkilenir. Nemini yitirir, hassaslaşır ve kurur. Cildi sağlıklı tutmak için yıl boyunca nemlendirici kullanmak yararlıdır. Cildin gerilmesiyle kuruduğunu anında anlayabiliriz.

Vücudun en büyük düşmanı selülitlerdir. Genç yaşlı, şişman zayıf fark etmez. Her kadında oluşur. Selülit, kısaca, derideki yapının bozulup, yağ dokularının su, tuz ve metabolizma atığı maddelerle dolarak şişmesi anlamına geliyor. Bu durum, lenf ve hücrelerarası sıvının birikmesine yol açıyor ve deriyi "portakal kabuğu" görünümüne büründürüyor. Dolaşım bozukluğu, kalıtım, yaş, cinsiyet, hormonal düzensizlik, hareketsizlik, iklim koşulları, psikolojik etkenler gibi pek çok oluşum nedeni var. Sağlıklı beslenme, spor yapma, gerekirse koruyucu kremlerle selülitle savaşılır. Selülit sağlıkla orantılıdır.

Yeterli uyuyun : Uyku sırasında enerji yenilenir, zehirli maddeler vücuttan atılır, dokuların beslenmesi düzelir ve hücre metabolizması normale döner.Stresli olmayınStresliyken vücut insulin salgılar. Bu durum vücutta yağ ve şeker birikimine yol açar.

Kilonuzu sabit tutun : Sık aralıklarla yüksek miktarda kilo alıp vermek deride esneklik kaybına neden olur. Bu durum deri yapısını bozar ve selülit oluşumuna zemin hazırlar.

Gelişigüzel ilaç kullanmayın : Özellikle idrar söktürücü ve müshil ilaçlarını doktor tavsiyesi ile kullanın. Selülit, vücuttaki su-tuz dengesi değişikliklerine son derece duyarlıdır. İlaçların kötü kullanımı bu dengeyi bozabilir.Güneşlenirken dikkatli olun.Fazla güneşlenmek cildin yaşlanmasına ve direncinin azalmasına neden olur. Sıcak saatlerde (12-16 arası) güneşlenmeyin ve mutlaka güneşten koruyucu bir ürün kullanın.Kan dolaşımını engelleyen nedenlerden uzak durun.Kan dolaşımındaki yavaşlamalar ve düzen bozuklukları selülitin oluşmasında çok etkilidir. Bu yüzden:

- Vücudunuzu çok sıkan giysiler giymeyin.
- Sürekli yüksek topuk kullanmayın.
- Kambur durmayın.
- Kabızlık sorununuz varsa tedavi olun.

İyi soluk alıp verin: Göğsünüzü iyice şişirerek burnunuzdan derin ve yavaşça soluk alın ve yine burnunuzdan yavaşça geri verin. Dokuların bol oksijenle dolması, yanma işlemini hızlandırarak zehirli maddelerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır, selüliti engeller.

Aromaterapi yapın : Selüliti engellemeye yarayacak en etkili yağ özleri greyfurt, portakal ve limon yağlarıdır. Çok konsantre oldukları için sadece 2 ya da 3 damla uygulayın.Haftada 1 kez, vücudun üst kısımlarına doğru ve dairesel hareketlerle yapılmalıdır. Dirsek, diz, kol, kalçaların üst kısımları gibi vücudun pürtüklü bölümlerinde ısrarcı olunması, buna karşın göğüsler, boyun gibi hassas bölümlerine uygulanmaması gerekir.

Günde en az 1,5 litre su için : Su, hem vücudu zehirli atıklardan temizler hem de selülitli dokulardaki tuzu atarak bu dokuları temizler.

Tuzu azaltın : Tuz ve sucuk, sosis gibi tuzlu yiyecekler dokularda su tutulmasına neden olur.

Proteinli gıdaları tercih edin : Protein yönünden zengin yiyecekleri sindirme sırasında vücut fazla enerji harcar. Bu da sağladıkları kaloriyi azaltır.

Bol bol meyve ve yeşil sebze yiyin : Meyve ve yeşil sebzeler dokulardaki zehirli artıkların atılmasında son derece etkilidir.

Patates, pirinç gibi nişastalı yiyeceklerle yağlı yiyecekleri bir arada yemeyin.Nişasta fazla miktarda insulin salgılanmasına neden olur bu da yağların organizma içine iyice yerleşmesine yol açar....Ve tahmin edeceğiniz gibi,

Yemek aralarında atıştırmayın.
Sigara, kahve, alkol, gazlı ve kolalı içecekler içmeyin.
Çikolata, kuruyemiş, muz, yağlı, bol salçalı ve baharatlı yiyecekler yemeyin.
Selülitle savaşmakta kararlıysanız mutlaka düzenli spor yapmalısınız. Haftada bir kez 2 saat yürümek yerine, her gün 45 dakika yürümek çok daha faydalıdır.
Selülite karşı en etkili sporlar, yürüyüş, yüzme, jimnastik gibi kan dolaşımını artıracak, bacak ve kalçalarınızı kuvvetlendirecek özellikte olanlardır.

Eğer spor yapmaya hiç vaktim yok diyorsanız, işte size akşamları evinizde uygulayabileceğiniz iki egzersiz:

- Yan yatın, kolunuzu başınızın altına koyun, dizlerinizi vücudunuza dik açı yapacak şekilde bükün ve bacaklarınızla dairesel hareketler yapın.
- Sırt üstü yatın, dizlerinizi bükün, karnınızı içinize çekin, bedeninizin üst kısmını kaldırarak ayak bileklerinizi tutmaya çalışın.

Spordan sonra mutlaka banyo yapın ya da duş alın : Banyoda 37°C den fazla su sıcaklığı kullanmamaya gayret edin. Spor sonrası vaktiniz varsa, banyonuzu ılık suyla doldurun ve ayaklarınızı uzatacak şekilde oturup kalçalarınızdan baldırlarınıza doğru soğuk duş tutun.

Arındırma (keseleme) vücut bakımının önemli bir etabıdır Cilt bakımı öncelikle güneş ışınlarından korumayla başlar. Güneş ışınlarının en güçlü olduğu, sabah 10.00 ile 15.00 arasındaki saatlerde güneş ışınları ile direkt temastan kaçınınız.Geniş kenarlı bir şapka kullanınız ve güneş ışınlarını engelleyen giysiler giyiniz. Islak T-shirt-lerin ve bir çok hafif giysinin güneş ışınlarını geçirdiğini unutmayınız. UV (ultraviyole) ışınlarını süzen bir güneş gözlüğü kullanın. Mutlaka güneş ışınlarına karşı en az 15 SPF (sun protecting factor = güneş engelleme faktörü) lik koruma sağlayan cilt ürünleri kullanınız. Bu ürünleri güneşle temasınızdan 30 dakika kadar önce uygulamaya özen gösteriniz.Kış veya soğuk dönemlerde de uzun süreler güneşe çıkmak özellikle cilt kanserleri açısından risk oluşturur. Güneş ışınlarına karşı korumanızı bu
dönemlerde de sürdürün .

Siyah cilt rengine sahip insanların ciltlerinde sadece melanin pigmentinin daha fazla olduğunu ve o ciltlerde de kanser olabileceğini unutmayınız.Özellikle yaz aylarında, bir an önce yanmış bir cilde sahip olmak için kullanılan, yanma hızlandırıcı ürünlerden kaçınınızYanma hızlandırıcı ürünlerin, sadece yanık bir ten sağladığını ve ciltte UV koruması yapmadığını, ciltte kırışıklıklara ve kurumaya neden olduğunu unutmayınız.