29 Mayıs 2014 Perşembe

Gençleşmek için size uygun yöntem hangisi

Genc-Gorunmek
Son yıllarda estetik ve güzellik uygulamalarında doğal dokunuşlar ön plana çıktı. Estetik olduğu anlaşılmayan ameliyatsız yöntemler giderek daha fazla kullanılmaya başlanırken dolgu ve botoks* cerrahinin yerini önemli ölçüde aldı

Yüz estetiğinde trendlerin çok sık değiştiğini ve her geçen gün yeni uygulamalarla karşılaştığımızı belirten Estetik ve Plastik Cerrahi UzmanıDoç. Dr. Serhan Tuncer, yıllar içinde değişmeyen tek şeyin ise doğal güzellik arayışı olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Serhan Tuncer, “Kadınlar estetikli ve yapılmış yüz görüntüsünden ziyade daha genç, daha doğal ve daha sağlıklı görünen bir yüze sahip olmak istiyor” dedi.

Hedeflenen doğal güzelliğe en etkili yöntemler

Yanlış bilinenin aksine dolgu ve botoksun, doğru uygulandığı takdirde hedeflenen doğal güzelliği elde etmek için kullanılan en etkin yöntemler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Serhan Tuncer, şunları söyledi: “Artık kadınlar yoğun iş hayatı koşuşturmacası içerisinde estetik ameliyatlara zaman ayıramamakta, daha basit ama cerrahiye yakın sonuçlar veren uygulamalar peşinde koşmaktadır. Enjeksiyon şeklinde çok kısa sürede uygulanan, herhangi bir iyileşme dönemine ihtiyaç duyulmadan günlük sosyal yaşantıya hemen dönmeye imkan veren dolgu ve botoks uygulamaları uzun yıllardır güvenle kullanılmakta ve yeni uygulama teknikleri sayesinde çok daha iyi ve doğal sonuçlar alınabilmektedir.”

Herkesin kırışma şekli farklı

Dolgu ve botoksun ne olduğu tam olarak bilinmediğinden zaman zaman birbirleriyle karıştırıldığını anlatan Doç. Dr. Serhan Tuncer, her iki yöntemin hem içeriklerinin hem etki mekanizmalarının hem de yüzdeki kullanım amaçlarının birbirlerinden tamamen farklı olduğunu belirtti. Botoksun yüzdeki mimik kaslarını geçici olarak zayıflattığını, bu sayede ince mimik çizgilerinin yumuşamasına ve kırışıklıkların azalmasına neden olduğunu kaydeden Doç. Dr. Serhan Tuncer, botoks ve dolgu uygulamalarında dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle özetledi: “Botoks uygulamaları hastaya özgü olmalıdır. Herkesin mimik alışkanlıkları, mimik kaslarının kuvveti birbirinden farklıdır. Bu nedenle de herkesin kırışma şekli farklı farklıdır. Hastaya göre belirleyeceğimiz tedavi planıyla çizgileri azaltmayı ve yumuşatmayı sağlarken doğal yüz görünümünü de korumayı hedefliyoruz.

Botoksun, yaklaşık 4-6 ay içerisinde etkisi azalarak kaybolur ve bu dönem sonunda uygulama tekrarlanır. Dolgular ise daha çok yüzde hacim kaybı olan bölgelerde tercih edilir. Çok farklı maddelerden üretilen dolgu maddeleri mevcuttur. Bunlar içerisinde bugün en güvenli olduğu bilinen ve normal dokuya benzerliğiyle en doğal sonucu veren hyaluronik asit içeren dolgulardır. Aslında insan vücudunda da bulunan hyaluronik asitin labaratuvar ortamında yüksek teknolojiyle üretilmesi sonucu elde edilen dolgular enjektör içerisinde uygulamaya hazır halde kullanıma sunulmaktadır. Normal insan dokusuna en uyumlu olan, en az reaksiyon ve allerjik etkilere sebep olan hyaluronik asit dolgular uygulandığı bölgede 12-18 ay kadar kalarak etkilerini göstermektedir. Vücutta erimeyen ve kalıcı olan dolguların ise çok fazla reaksiyona sebep olduğu vücudun bunları kabul etmeyerek tedavisi zor komplikasyonlara sebep olduğu görülmüştür. Bugün dünyada kalıcı dolgular tamamen terk edilmiştir.

Botoksun ve dolgunun etkileri ve uygulama alanları birbirinden farklı olmakla birlikte çoğu zaman birarada kullanılmaktadır. Yüzdeki yaşlanma etkileri bir bütün olarak düşünüldüğünde bu iki uygulama birbirini tamamlayıcıdır ve kombine olarak uygulandığında yüzün bütününü gençleştirirken yüzün estetik üniteleri arasında daha doğal ve yumuşak geçişler elde etmeye olanak verir.Dolgu ve botoks uygulamalarından en iyi sonucu alabilmek için, bilinçli hasta, deneyimli uygulayıcı ve doğru ürün üçgeninin tamamlanması gerekir.”

Botoks ve dolgunun kullanım alanları

* Mimik çizgileri yüzün daha çok üst yarısında oluştuğundan botoksun en çok uygulandığı yerler, kaş arası ve alındır. Ancak yüzde, bunlar dışında da uygulama alanları vardır.

* Dolgu uygulamalarından en çok faydalanılan bölgeler ise dudaklar, elmacık kemiklerinin üzeri, orta yüz bölgesi, göz altı oluğu, yanak-dudak kenarı arasındaki çizgiler, yanaklar, kaşlar ve çenedir.

Neden dolgu tercih ediliyor?
Yıllar içinde yaşlanan yüz hem hacim kaybetmekte hem de yerçekiminin etkisiyle bazı yapılar yer değiştirmektedir. Bunun sonucunda da yüzde bazı oluklar, çukurlar ve derin çizgiler oluşur. Bu çizgiler ince mimik çizgilerinden farklıdır. Yüz dolguları, sadece bu çizgileri doldurmak amacıyla değil ayrıca yüzün kaybolan hacmini yerine koyar, dokuları kaldırma (lifting) etkisiyle aşağıya doğru yer değiştirmiş yapıları tekrar eski yerlerine alır ve hyaluronik asitin cildi canlandırma etkisiyle deri kalitesini ve parlaklığını artırır.

Kaliteli dolgunun farkı
Piyasada çok sayıda hyaluronik asit dolgusunun bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Serhan Tuncer, her üretici firmanın bu ürünü farklı teknolojiler kullanarak ürettiğini söyledi. Kaliteli bir dolgunun yüz gençleştirme etkilerini sağlarken uygulandığı dokuda yumuşak ve doğal bir his vermesi ve dokunulduğunda ele gelmemesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Serhan Tuncer, “Bunları sağlayan üst düzey teknolojiyle üretilmiş, çok kaliteli dolgu maddeleri bulunmaktadır. Bir hekim tarafından uygulanması gereken bu dolgular hakkında uygulama öncesinde mutlaka doktorunuzdan detaylı bilgi isteyin” dedi.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Kaş Şekliniz Göz Yapınıza Uysun!

kas-kaldirma
Kaş şekliniz yüzünüze uygun mu? Size vereceğimiz küçük adımlarla bakışlarınızla doğru ifadeler katabilir, güzelliğinizi ön plana çıkarabilirsiniz. İşte adım adım yüzünüze en uygun kaşı bulmanın yolları...

Büyük gözleriniz varsa...
Size uygun kaş modeli: Kalın kaşlar
Kaş renginize uygun bir kaş kalemi ile kaşlarınızın etrafını bir çizgi ile belirleyin. Daha sonra çizdiğiniz çizginin ve kaşlarınızın boş kısımlarını kalem yardımıyla doldurun. Son olarak kaşlarınızı tarayın.Küçük gözleriniz varsa...

Size uygun kaş modeli: Hafif kavisli
Kaşınızın uç kısmını gözünüzün dış kenarına doğru hafifçe uzatın. Eğer o kısımlarda fazla kaşınız varsa alın ve hafif kavis verin.Oval gözleriniz varsa...

Size uygun kaş modeli: Keskin kavisli
Yüzünüze en uygun kavisli kaş modelini bulabilmek için bir kalemi burnunuzun kenarından göz merkezine doğru tutun. Böylece yüzünüze en uygun kaş kavisinin açısını yakalamış olacaksınız.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

El Ve Ayaklarınız İçin Doğal Bakım

iyon-Ayak-Detoks-ile-Toksinlere-Elveda
Bu doğal krüleri el ve ayaklarınıza uygulayarak daha güzel ve bakımlı hale getirebilirsiniz.4 adet patatesi haşlayıp püre haline getirin. Elde ettiğiniz püreye 1 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bu karışımı tülbent yardımıyla ayağınıza sarıp en az 2 saat bekletin. Ardından ayaklarınızı tıkayın ve vazelin sürün. Bu formülden haftada en az 2 kez yararlanın.

Limonlu losyonla yumuşacık eller
2 limonun suyunu; 10gr. bademyağı, 10 gr. gliserin yağı, 10 gr. kokoulu kolonya, ve bir tatlı kaşığı bebe pudrasıyla karıştırın. Bu karışımı her gün sık sık kullanın. Sıktığınız limonların kabukalrını atmak yerine bu kabuklarla ellerinizi ovuşturun. Elleriniz kısa zamanda pamuk gibi olacaktır.

Kararan diz kapaklarına greyfurt
1 adet sıkılmış greyfurt veya limonun içine 1 çorba kaşığı toz şeker koyup diz kapaklarınızı bu klarışımla ovun. Ardından diz kapaklarınızı yı8kayın ve kremleyin. Ayrıca her gün diz kapaklarınızı limonla ovmayı alışkanlık haline getirin. Kararma dolaşım bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Bu ihtimali araştırmak için mutlaka doktora gitmelisiniz.

Cilt Gençleştirmek İçin

ciltguzelligi
Gerçekten ipek gibi yumuşak, altın gibi pırıltılı bir tene sahip olmak istiyorsak bunun bedelini ödemek zorundayız, zira iş sadece istemekle olmuyor! Sizlere ayrıntılarıyla sunacağım bilgiler doğrultusunda; ertelemeden, üşenmeden ve vazgeçmeden muhteşem bir cilt için güzellik ikliminin zümrüt tepelerinde, hep birlikte yol olacağız.

Diri, taze ve ışıltılı bir tene sahip olmak için derimizin bu 5 ihtiyacını karşılanmalıyız ki o da güzelliğini ortaya çıkararak bize teşekkür etsin.

* Süt
* Tonik
* Nemlendirici
* Gece kremi kullanılır.

Süt ve tonik, cildin temizlenme, tazelenme ve solunum ihtiyacını; nemlendirici, korunma ve nem ihtiyacını; gece kremi ise beslenme, yenilenme ve onarım ihtiyacını karşılar. Tüm bu işlemlerden oluşan bakım programına "sistem kozmetik" programı denir. Sistem kozmetik programında sırasıyla;

Günümüzde büyük bir ihtiyaç haline gelen ve bu 5 görevi yerme getiren kozmetik ürünleri, cildin tipleri ve farklı gereksinimleri göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Sistem kozmetik programını uygularken,

* Cildin özelliği
* Malzemenin kalitesi,
* Bilinçli tatbik çok önemlidir.

Birinci Adım Süt
İyi bir bakım her zaman iyi bir temizlikle başlar. Bu bölümde temizlik işlemini yaparken dikkat edeceğimiz hususların ayrıntılarına ineceğiz, zira güç ayrıntıda gizlidir.

Geniş gözenekli, siyah noktalı ve yağlı bir cilde sahipseniz "jel tarzı temizleyici" kullanmalı ve bu işlemden önce yüz ve ellerinizi sudan geçirmelisiniz. Ardından jel tarzı temizleyiciyi cildinize yedirmeli ve birkaç saniye bekledikten sonra yüzünüzü durulamalısınız.

Cildiniz kuruysa size süt kullanmanızı öneririm. Gözeneklerin içindeki suda ve yağda eriyebilen atıkları çözecek tarzda su-yağ karışımı bir emülsiyon olan süt, .derinlemesine temizleme sağlar.

Temizleme İşlemi Nasıl Yapılmalıdır?
Elimizin üst kısmına, cildimizin beş bölgesine (alın, yanaklar, burun, çene, boyun süreceğimiz sütü dökeriz. Parmaklarımızla ürünü tamponlayarak, kas yönünde ve yumuşak hareketlerle cildimize iyice yayarız. Tenimize yaydığımız süt sıvılaşarak, adeta sünger gibi bulunduğu yerdeki makyaj kalıntılarını ve kirleri çözer. Bu işlemin ardından cildimizdeki çözülmüş kir kalıntılarını ıslak pamukla ciltten uzaklaştırırız, içeriğindeki bitki özleri sayesinde besleyici özelliğe sahip olan süt, ayrıca cildi dezenfekte de eder. Sadece sütle temizlik yapmak cildi gevşetir. Süt sayesinde hem kirlerin çözündüğü gözeneği temizlemek, hem de bu gözeneklerin bir ölçüde sıkışmasını sağlamak için ikinci bir işlem yapmak şarttır. O da cildi toniklemektir. Önce süt sonra tonik kullanmak, saçı yıkadıktan sonra durulamaya benzer.

İkinci Adım Tonik
Tonik, gözeneklerin içindeki kerotinöz materyali (ölü hücre atıkları) ve çözülmüş kiri giderir. Bir ölçüde gözeneği sıkıştırır, kan dolaşımını arttırır (cildi tazeler), cildi dezenfekte eder, leke oluşmasını önler ve tenin rengini açar. Süt ve tonik ikilisi, her mevsim ve yaşta, birlikte kullanılmak zorundadır. Çünkü bunlardan biri olmazsa diğerinin işlevi hiçbir işe yaramaz.

Tonikleme İşlemi Nasıl Yapılmalıdır?
Yuvarlak temizleme pamuğu üzerine dökeceğimiz bir miktar toniği, göz ve ağzımız hariç, yüzümüzün iç kısmından dışına doğru kas istikametinde yumuşak hareketlerle uygularız. Sadece tonikle temizlik yapılırsa cilt tahriş olur. Bu nedenle süt kullanmayı ihmal etmemeliyiz. Kısaca özetlersek, temizleme işleminde süt su, tonik ise sabun görevini üstlenerek derinliğine temizlik sağlar, içindeki besleyici madde cildi beslerken, sıkıştırıcı özlerle de gevşemiş gözeneği toparlamaya çalışır.

Tonikler alkollü ve alkolsüz olmak üzere ikiye ayrılır. Alkollü olanlar, yağlı ve akneli ciltlere verilerek fazla yağ dengelenir. Alkolsüz tonikler ise kuru ve hassas, olgun ciltlere verilir. Alkolsüz toniklerin içeriğinde papatya, melisa gibi cildi yumuşatıcı, sakinleştirici ve dezenfekte edici özler bulunur. Temizleme sayesinde cilt ipek gibi berrak olur.

Üçüncü Adım Nemlendirici
Nemlendiriciler cildimizi koruyucu kalkan vazifesi görür. Cildin su kaybına karşı perde görevi yapar. Cildimize esneklik kazandırır ve yeni oluşacak kırışıkları önleyerek, elastiki bir cilde sahip olmamızı sağlar. Makyaj için iyi bir zemin hazırlarken, onun yıpratıcı etkilerine karşı da cildi korur.

Cildimiz sürekli pH denilen nem-yağ dengesini sağlamaya çalışır. Nemlendirici içindeki etkin maddelerle, cildin bu dengeyi kurmasına yardımcı olur ve su yönünden zayıflamış hücrelere de su sağlar.

Önce sağlığımızı, sonra da güzelliğimizi ilgilendiren bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Ozon tabakası güneşin zararlı ışınlarını emerek yeryüzüne ulaşmasını engeller. Fakat ne yazık ki ekolojik dengelerin bozulmasına bağlı olarak, ozon tabakası ciddi bir şekilde incelmektedir. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda ise, güneşin tüm zararlı ışınları süzülmeden üzerimize gelmektedir. Özellikle güneşin UVA ışınları camlardan da geçerek cildimizin diriliğini sağlayan lifleri koparır. Bu yüzden kanser ve katarakt riski artmaktadır. Güneşe karşı savunmasız ve yalnız kalıyoruz. Özellikle 10:00 ila 16:00 saatleri arasında bu ışınların konser yapıcı etkileri korkunç boyutlara ulaşıyor. Modern teknolojinin nimetlerinden faydalanan bilim adamları bu konuda araştırmalar yaparak güneşin zararlı etkilerine karşı önlem almaya çalışıyorlar.

Son yıllarda titanyum dioksit ve çinkonun bu zararlı ışınlara karşı cilde siper olduğu bulunmuş ve nemlendirici ürünlere, rujlara, fondötenlere, şampuanlara SPF (güneşten korunma faktörü) konulmuştur, işte bu nedenle nemlendirici sayesinde; hem cildimizde lekeler, kırışıklıklar, benler, siğiller oluşturan ışınlardan korunurken, hem de cilt konserlerine karşı önlem almış oluyoruz.

Gün boyunca yıpranan cilt, akşam 23:00-04:00 saatleri arasında yenilenme sürecine girer. Yastık izlerinin kolayca oluşabileceği cildimizin en kuru olduğu bu anlarda tenimize, nemlendiricilere kıyasla daha yoğun hazırlanmış gece kremlerini süreriz. Bu sayede, gün boyunca yıpranan cildimiz desteklenerek onarılır ve esneklik kazanmış olur. Gece kremleri, otuz yaşından sonra kullanılır.

Kısaca özetleyecek olursak; güzel bir cilt için sabah ve akşam cildimizi tonikle temizler, gündüz nemlendirici, akşam ise gece kremi süreriz. Bu arada haftalık bakımlarımızı da aksatmamaya dikkat ederiz.

Dördüncü Adım Gece Kremleri
Gün boyunca yıpranan cilt, akşam 23:00-04:00 saatleri arasında yenilenme sürecine girer. Yastık izlerinin kolayca oluşabileceği cildimizin en kuru olduğu bu anlarda tenimize, nemlendiricilere kıyasla daha yoğun hazırlanmış gece kremlerini süreriz. Bu sayede, gün boyunca yıpranan cildimiz desteklenerek onarılır ve esneklik kazanmış olur. Gece kremleri, otuz yaşından sonra kullanılır.

Kısaca özetleyecek olursak; güzel bir cilt için sabah ve akşam cildimizi tonikle temizler, gündüz nemlendirici, akşam ise gece kremi süreriz. Bu arada haftalık bakımlarımızı da aksatmamaya dikkat ederiz.

Bu ürünleri alırken dikkat edeceğimiz en önemli hususlardan biri; "cilt yaşımıza" uygun ürünü seçmemizdir. Bazen yaşıtlarına göre cildi daha fazla yıpranmış yirmi beş yaşındaki bir kişi, otuz beşinde gösterebilir. Ya da otuz beş yaşındaki bir kişi yirmi beşinde gösterebilir. Bu nedenle ürün alırken sadece rakamsal yaşa değil, cilt yaşına da dikkat etmek gerekir.

25 Mayıs 2014 Pazar

Cildiniz İçin Mucizevi Yağlar

kuru-ciltler

Genelde insan cildi kış aylarında bir çok sorun ile karşılaşmaktadır. Bunlar cilt kuruluğu, çatlamalar veya pul pul dökülmeler olarak görülebilir. Bu türlü sorunlar ile karşılaşıldığı zaman cildi nemlendirmek ve beslemek gerekir; çünkü nemsiz bırakılan ve bakımsız kalan bir ciltte, sadece çatlama da değil, kırışıklık da meydana gelmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki, kuruyan cilt erkenden yaşlanmaktadır. İşte bu durumda risklere karşı doğal yağlardan nasıl faydalanır, hangi yağları hangi durumlarda kullanmak gerekir bu yazımızda bunlardan bahsetmek istiyorum.

Kuru Ciltlerin İlacı Badem Yağı
Badem Yağı
Acı veya tatlı bademden elde edilen badem yağı kuru ciltler için mükemmel bir ilaçtır. İnce ciltler için yararlıdır ve cildi yumuşatır. Tatlı bademyağı, tarih boyunca güzellik için kullanılmış. şuan bile en çok aranan ve kullanılan maddelerden birsidiri. Yüzdeki lekelere, siyah noktalardan ötürü gözenekleri genişlemiş, kuru, ihmal edilmiş, pullanmış ciltler için oldukça faydalıdır. E vitamini ve mineraller bakımından zengin olan bu yağı, hem cildin hem de saçların (E) vitamin gereksinimini karşılamaktadır. Soğuk günlerde dış etkenlerden kolay bir şekilde etkilenen kuru ciltlerin kendine özel bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. Hava soğudukça cilt daha da çatlayıp kurulaşmaya başlar. Bu etkileri yok etmek için en iyi ürün olarak size badem yağı olduğunu söyleyebilirim. Kullanımı da oldukça basit olup her gece yatmadan önce yüzünüze badem yağını sürerek faydasını görebilirsiniz.

Badem yağının başka faydalı özelliğini de söylemek gerekirse makyaj temizlemek için de kullanabilirsiniz. Bunun için bir kaç damla badem yağını pamuk üzerine damlatarak makyajınızı çıkarabilir cildinizi temizleyebilirsiniz.

Cildiniz İçin Vitamin ve Minarel Deposu Susam Yağı
Susam yağı

Başlıkta da belirttiğimiz gibi susam yağının en temel özelliği içerisinde bulundurduğu vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve lesitin açısından oldukça zengin olmasıdır. Özellikle E, A ve B kompleks vitaminleri bakımından zengindir. Mineral olarak da demir ve kalsiyum bulundurmaktadır. Sesamol, besamolin ve sesamin antioksidanları da yer almaktadır. İçerdiği Omega 9 oranı ve antioksidanlar nedeniyle ısıya, tere ve ışığa karşı oldukça dayanıklıdır. Cildinize uyguladıktan sonra güneş ışığı altında uzun müddet bozulmadan kalabilirsiniz. İçindeki doğal lesitin ve antioksidan maddeler yağın derinlere değin emilmesini sağlar. Böylece cildin yaşlanmasının önüne geçer.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz cilt sorunlarının haricinde, mantar enfeksiyonlarına karşı da etkilidir. Saç ve tırnak için de etkilidir. Doğrudan saç diplerine ve tırnaklara uygulanabilir. Saçlar bu yolla daha çok güçlenir ve beslenir. Özellikle kepekli ve mantar enfeksiyonlu saçlara son derece iyi gelmektedir. İçindeki kalsiyum bundan ötürü, vitamin eksikliği olan ve kırılan tırnakların dostudur. Kozmetik ve masaj amaçlı kullanımlarda ise allerji riski yok denecek kadar azdır diyebilirim.

Her Derde Deva Zeytinyağı

Geçmişten günümüze kadar olan süre içerisinde zeytinyağı ile güzellik arasında yakın bir ilişki her zaman için süregelmiştir. Eski toplumların belgelerirde cilde iyi gelmesi, kırışıklıkları önlemesi, sivilceleri tedavi etmesi, deriyi yumuşatması ve saçları gürleştirip parlaklık vermesi gibi bilgilere sık sık rastlamaktayız. Sağlık ve güzellik kaynağı olan zeytinyağı hem yemeklerde tüketilerek yarar sağlamakta hem de cilde uygulanarak güzellik kazandırmaktadır. Genel olarak doku ve organlar üzerinde önemli derecede etkilere sahiptir. Bu yağın yararlarını dilerseniz aşağıda maddeler halinde sıralayalım.

Cilde ve özellikle saçlara oldukça faydalıdır. Besler, korur ve yumuşatır. Saç dökülmesini durdurmak için bir yumurta sarısı karıştırılır. Bu karışımı, saç diplerine sürüldükten bir saat daha sonra yıkanır.
Dövülmüş sarımsak ile karıştırılmış zeytinyağı, kuruyan, sertleşen derinin yumuşamasını sağlar.
Saçlara canlılık kazandırmak için birkaç kaşık zeytinyağı ile saç diplerine masaj yaparak uygulanır. Daha daha sonra ılık havluya sarıp, yarım saat beklenir ve yıkanır.
Dişlere yapılan masaj, dişlere sağlamlık ve beyazlık kazandırır.
Birkaç damla limon-balı karışımı kullanılması kırışıklıkları önler. (Haftada iki kez yeterli olacaktır.)
Kaya tuzu ile karıştırılır. Pürüssüz bir cilt elde etmek için, bu karışımla kol ve bacaklar ovulur.
Zeytinyağı limon ile karıştırılarak cilde sürülür, cildi korur. Güneşle birlikte böyle bir ten iyi bir renk almaktadır.
Ciltteki kuruluğu gidermek için bir elma ezilir. Zeytinyağı ile karıştırılarak on dakika yüzde tutulduktan daha sonra ılık suyla yıkanır.

Özetle: Zeytinyağı, susam yağı ve badem yağı ev kozmetiğinde çok mühim bir öneme sahiptir. Farklı durumlarda farklı yağları kullanmanız gerekir. Kullanmış olduğunuz yağların mutlaka katıksız ve katkısız olması gerekmektedir.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Erkeklere Özel Cilt Bakımı

erkek-cilt-bakimi
Erkekler için güzel yerine hep yakışıklı tanımlaması kullanılırdı. Zira güzellik kavramı kadınlara özel bir kavram gibi düşünülmekteydi. Durum artık bunun aski bir hal aldı. Artık bayanlar bakımlı erkeklerden hoşlanmaya, erkekler de görüntülerine daha çok çekidüzen vermeye başladılar. Manikür, pedikür ve cilt bakımı yaptıranlar hatta estetik cerrahinin her türlü nimetlerinden yararlananlar bile oldu. İşte bu yazımızda erkekleri ilgilendiren ve onlara özel olan cilt bakımından bahsedeceğiz.

Beyler, sakın ha inkar etmeye kalkışmayın! istatistikler malesef bu şekilde olduğunu söylüyor. Almanya'da güzelleşmek uğruna bıçak altına yatan her beş kişiden biri erkek. Amerika'da ise her iki kişiden biri erkek. Hal böyle olunca, ben de beylerin ihtiyacına yönelik en yeni kozmetik bilgilerini, elimden geldiğince sizlere sunmaya çalışacağım.

Artık kozmetik firmaları, erkeklerin de bakımlı ve güzel olmak istediklerinin farkına vardı. Bu sebeple onlara yönelik ürünler de formüle etmeye başladı. Günümüzde erkekler için cildi nemlendiren, kırışıklığı önleyen, traş sonrası kızarıklığı minimuma düzeye indiren birçok ürün çeşidi mevcut. Erkeklerin bir çoğu, cildinin özenli bir bakıma ihtiyaç duymayacak kadar dayanıklı olduğu konusunda iddiasında değil. Modern erkek, cildinin erken yaşlanmaması için gerekenleri uygulamaya başladı bile!..

Gelin, önce hep birlikte biri Mars, diğeri Venüs'ten olan erkek ve kadın cildi arasındaki farklara teker teker bir göz atalım.

Fark 1- Erkeklerin hormonlarının etkisiyle saçları, sakalları, vücut tüyleri hanımlarınkine göre daha kalın çıkar.

Fark 2- Erkeklerde yağ bezi kadınlara göre sayıca daha fazladır. Ayrıca testesteron hormonu yağ üretimini de arttırmaktadır.

Fark 3- Erkeklerdeki bağ dokuları ve bunlar arasındaki bağlantılar sıkı bir ağ oluşturarak, dokuya ayrıca bir sağlamlık kazandırırken, hanımlarda bu bağlar neredeyse paralel gider. Bu nedenle selülit bayanlara özgü olup erkeklerde görülmez.

Fark 4- Erkeklerde cildin dokusu kaba olup, üst cilt tabakası (epidermis) hanımlardan % 15 civarı daha kalındır. Erkek cildi, daha sıkı yapısı nedeniyle, hanım cildine göre daha fazla korunmuştur. Erkeklerde, boyun ve çene kısmında kıl dönmesi özellikle de kıvırcık saçlı olanlarda daha çok görülür. Glikolik asitli ürünlerin, uzman kontrolünde topikal uygulanması son derece etkin olmaktadır. Yaşlılık belirtileri, kadınlarda daha erken ortaya çıkıyor. Ama erkeklerde daha hızlı ilerliyor. Ayrıca kırışıklıklar da daha derin görülüyor.

Genç erkeklerde kimi zaman çene ve boyun civarındaki bazı kıllar, çok güçsüz yapısından dolayı sertleşerek cilt yüzeyini zorlar ama çıkamaz. Sürekli büyüyerek çevredeki dokulara baskı uygular. Bu durumda kıl kökünde iltihaplanmaya neden olarak püstül oluşumunu da başlatır. Böyle ciltlere glikolik asitli ürünler vererek, bakteri engelleyen antiseptik jellerle cilt temizliğine duyarlı davranmak gerekir. Traş makinesi her traş sonrası dezenfekte edilmelidir. Traş olurken zorlanıyorsanız, sakallarınız ve bıyıklarınız çok sertse, yumuşatıcı jel ve kremler kullanmalısınız. Bundan sonra işlem daha kolay hale gelecektir.

Eğer cildiniz hassas ise seçmeniz gerekenler, içerisinde aloe vera, provitamin B5 ve alantoin gibi doğal aktif maddeler bulunan ürünlerdir. Bunlar aynı zamanda cilde yumuşaklık ve esneklik sağlayarak ve hücreleri de yenileyerek, doğal dengeyi korurlar.

Günlük traş bir nevi peelingdir. Traş esnasında sadece sakallar değil, en üst cilt tabakalarının sertleşen kısmı da gider. Bu nedenle cilt traş esnasında kolayca tahriş olabilir. Hassas cilde, alkol bazlı after shave yanma yapacağı için, mentollü bir traş sonrası balzam bu tahrişleri önler ve cildi yatıştırır. Ancak sadece aşırı yağlı erkek ciltleri alkollü ürünleri kullanabilir.

Sigara içildiği takdirde, orta deride problemler oluşmaktadır. Bu nedenle ince kan damarları daralarak, bir taraftan dokunun oksijenle beslenmesi diğer taraftan metabolizmanın oluşturduğu zararlı maddelerin taşınması zorlaşmaktadır. Yani cilt ne doğru dürüst beslenebilir ne de atık maddelerden kolayca kurtulabilir.

Sonuç incelmiş mat bir cilt, elastikiyet kaybı ve buyursun kırışıklıklar!.. Bu durumun çözümü cildi serbest radikallerden koruyan E vitamini ve alkol içermeyen nemlendiriciler ve göz kremleri kullanmaktır. Hatta yağlı ve iri gözenekli ciltlere kil maskesi, nemsiz ciltlere de nem maske gereklidir.

Vücut ürünleri olarak terin oturmasına sebep olan bakterileri önleyen deodorantlar kullanılmalıdır. Eğer deodorantlar nedeniyle yanma ve kızarma meydana gelirse stik şeklinde deolar ya da jel tipi temizleyiciler tercih edilmelidir.

Traş öncesi yapılan dikkatli peeling, ters dönen tüyleri düzeltirken, traşın sonucunu da daha etkin kılar. Traş makinesini kılların yatış istikametine göre ayarlamak da çok oma çok önemlidir. Ayrıca elektrikli traş makinesi çok ıslak cilde uygulanmamalıdır. Güneş koruyucu ürünleri sakın ha unutayım demeyin!..

23 Mayıs 2014 Cuma

Argan Yağı ile Saç ve Cilt Bakımı

argan-yagi
Son zamanlarda çeşitli websitelerinde ve bloglarda satışının yapıldığı, reklamlarda sıkça karışımıza çıkan Argan yağı dikkatimizi çekti. Bu makalemizde de Argan yağının ne olduğunu ve cilt bakımındaki öneminden bahsedeceğiz.

Argan Yağı Nedir?
Bitkisel tedavi yöntemlerinde oldukça önemli bir yere sahip, üretimi oldukça zor olan argonia spinosa meyvesinden elde edilen bir bitkisel yağdır. Yapılışı da oldukça ilginçtir. Argan ağacının meyvesi ikiye ayrılarak içerisinden çekirdeği çıkarılır kavrulur ve öğütülür. Öğütülen bu çekirdek su ile karıştırılarak yağı elde ediliyor. Oldukça zahmetli olduğundan dolayı da fiyatı pahalı olabilmektedir.

Ameliyat, botoks veya pahalı kozmetik ürünler kullanmanıza gerek yok. Saf argan yağı ile doğal bir sağlığa kavuşabilirsiniz. Bunu yapmak için de gece yatmadan önce makyajınızı temizledikten sonra birkaç damla cildinize sürmeniz yeterli olacaktır.

Argan Ağacının Faydaları Nelerdir?
Tüm dünya ve Türkiye de kullanan insanlar genelde cilt lekelerinden kurtulmak için kullanıyorlar. Sektörel olarak kullanımı şu şekildedir
* Afrodizyak olarak kullanılmaktadır.
* Parfüm yapımında kullanıldığı bilinir.
* İlaç sektöründe sıklıklar kullanılır

Argan Yağının Cilde Faydaları
* En önemli özelliği cilt lekelerinin giderilmesinde ve yok edilmesinde oldukça etkilidir.
* Sivilceleri yok etmede etkilidir Akne ve siyah nokta oluşumunu engeller.
* Kırışıklıkları azaltarak cildi gerginleştirir. Bu özelliği sebebiyle gençlik iksiri olarak adlandırılarak yaşlanmayı geciktirmektedir.
* Cilt üzerinde tahribat veya iltihap varsa yok eder.
* Göz altı morlukların giderilmesinde etkilidir.
* Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
* Cildi güneşe karşı zararlı ışınlardan korur
* Hamilelik sonucu oluşan çatlaklarının giderilmesinde etkilidir.
* Selülitlere karşı ve göğüs bakımında etkilidir.
* Gece yatmadan önce uygulandığında cilt üzerinde harika bir etki oluşturur. Uyku boyunca cildin tekrar yenilenmesini sağlar ve cildin yaşlanmasını engeller. Tüm cilt tipleri için de uygundur.
* Cildi nemlendirici etkisi bulunmaktadır Soğuk ve dış etkilere karşı çatlayan gerilen ciltleri yumuşatır, nemlendirir.

Argan Yağının Saç İçin Faydaları
* Saçların kırılmasını engeller
* Yıpranmış deforme olmuş ve parlaklığını kaybetmiş saçlara parlaklık kazandırr
* Saçlar besleyerek canlılık kazandırır.

Argan Yağı Kullanan Ünlüler
Bir zamanlar cilt yüzeyi oldukça bozuk olan ünlü model Güzide Duran, pürüzsüzleşen cildinin sırrını şöyle açıkladı: "Yüzüme kozmetik ürün sürmüyorum. Eczaneden aldığım sabunla yüzümü yıkayıp; sabahları argan yağı kullanıyorum"

Çağla Şikel, Seray Sever ve Demet Şener Kutluay da kullandığı ve güzelliklerinin sırrı olan Argan Yağı cilt bakımınızda diğer kozmetik ürünlere göre oldukça aktif rol alacak

Sizde cildiniz için Argan Yağı kullanın değişim ve mucizeye kendi gözlerinizle tanık olun.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Kusursuz Bacaklar İçin Öneriler

sutun-gibi-bacaklar
Bacaklarınızın daha güzel görünmesini istiyorsanız işte size 5 ipucu.

Ayaklarınızı dinlendirin
Yorgunluk ve sıcak havalar sebebiyle ayaklarınız şişebilir. Akşamları ayaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirmeyi ihmal etmeyin.

Topuklarınıza özen gösterin
Çatlamış, beyazlaşmış topuklar tüm güzelliğinize gölge düşürür. Nemlendirici kremleri uyguladıktan sonra kalın çorap giyerseniz topuklarınız yumuşayacaktır.

Peeling
Yama şeklindeki lekeler gözlemliyorsanız peeling zamanı geldi demektir. Peeling cildinizin ölü deriden kurtulmasını ve daha canlı görünmesini sağlar. Yuvarlak hareketlerle haftada bir peeling uygulayın.

Bronz bacaklar
Tatile gidemediyseniz veya güneşlenecek vakit bulamadıysanız bronzlaştırıcı ürünlerle hafif bir bronzluk elde edebilirsiniz. Tabii süt gibi beyaz ten seviyorsanız o ayrı.

Doğru ayakkabı seçimi önemli
Doğru seçilen ayakkabılar bacaklarınızı güzel gösterir. Ten rengi topuklu ayakkabılar doğru bir seçim olacaktır. Teninize yakın renkteki ayakkabılar bacaklarınızın devamı gibi görüneceğinden bacak boyunuzu uzatır.

Peeling Yöntemleri Nelerdir?

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Uygulama şeklinde göre 4 çeşit peeling bulunmaktadır. Bunlar; mekanik peeling, lazer peeling, kimyasal peeling ve biyolojik peelingtir. Bu makalemizde bu peeling yöntemlerinden bahsedeceğiz.

1- Mekanik Peeling:

Bu peeling yöntemi adından da anlaşıldığı gibi problemli olan cildin üst derisini soyarak alt katmanlardan yeni ve sağlıklı derinin üretilmesini sağlamak amacıyla uygulanan yöntemdir. Mekanik peeling işleminden sonra zımparalama cihazı ile deri kat kat soyulur. Bu işlem sonrasında kişi gündelik hayatına bir süre ara vermesi gerekebilir. Dikkat edilmesi gereken peeling işlemi sonrası cilt güneş ışınlarından korunması ve güneşe çıkılmaması gerekmektedir. Herhangi bir yan etkisi görülmemektedir.

2-Kimyasal Peeling
Kimyasal peeling yönteminde %35-70 arası konsatrasyonlu meyve asitlerinin kullanılarak yapıldığı yöntemdir. Üst deri kimyasal bileşimler ile temizlenerek alt taraftan taze derinin çıkması sağlanmaktadır. Cilt lekeleri, güneş lekeleri, sivilce izleri ve fazla derin olmayan cilt kırışıkları kimyasal peeling yöntemi ile ortadan kaldırılabilmektedir.

3- Lazer Peeling:
Lazer peeling yönteminde cildi soyma işlemi lazer ışınları ile yapılmaktadır. Lazer ışınları hücreleri etkileyerek onları ısıtır ve buharlaştırırlır. Bu işlem sonrasında cildin normale dönme süresi 2-3 ay sürmektedir. Uygulamadan sonra en az 10 gün güneşe çıkılmaması gerekmektedir.

Akne tedavisi olan kişilerin özellikle Roacttane ilacı kullananların lazer peeling yaptırması tehlikelidir. Koyu renkli tene sahip kişilere tavsiye edilmez. Akne izlerinde, epilasyon kırışıklarında, hamile lekelerinin giderilmesinde yararlıdır.

4- Biyolojik Peeling:
Biyolojik peeling yönteminde üst deriyi soyma bitkisel yöntemler ile yapılmaktadır. Diğer peeling yöntemlerine nazaran iyileşme süresi daha kısa olmaktadır. Bu yöntem 40 yıldan fazladır sürekli geliştirilerek uygulanan bir yöntemdir. Tamamen doğal ve bitkisel bazlı olarak uygulanmaktadır.

Bu yöntemde proteinler, karbonhidratlar, vitaminler, sıkılaştırıcılar, enzimler, 12 element ve mineral tuzlar kullanılmaktadır. Uygulama sonrası cilt 3 hafta süre ile güneş ışınlarına karşı korunması gerekmektedir.

Çok koyu tenlilere
Çok fazla güneş yanığı olan kişilere
Hamile kişilere uygulanması tavsiye edilmez.


Uygulama alanları:
Akne ve yağ kistleri olan kalın pürüzlü ciltlerde
Kan dolaşımı düzensiz, yorgun ciltlerde
Koza, akne ve yanık sonrası oluşan izlerde
Sarkma, gevşeme ve kırışıklıklarda
Güneşten zarar görmüş ciltlerde
Her türlü cilt lekelerinde
Hamilelik ve diğer sebeplerden dolayı oluşmuş deri çatlaklarında
Selülit, elastikiyetini kaybetmiş bacak, kol içi, karın bölgesinde bu yöntem uygulanmaktadır.

Her türlü peeling işlemi alanında uzman ve eğitim görmüş kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. Basit gibi görülen bu peeling uygulama işlemleri tecrübe, titizlik ve dikkat gerektirir. Bu sebeple cildinizi teslim edeceğiniz kişi ve kurumları dikkatle seçmeniz gerekmektedir.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Peeling Nedir?

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Cilt üzerindeki hücreler zamanla ömrünü tamamlar ve ölür. Ayakta olan hücreler nasır oluşturur. Yüz bölgesinde ölen hücreler derinin kalınlaşmasına, kırışmasına ve çatlakların daha da derinleşmesine sebep olurlar. Bu sebeple yüzdeki ölü hücrelerden kurtulmak için peeling işlemi uygularız. Buradan da anlaşıldığı üzere peeling; cildi ölü hücrelerden temizleme ve kurtarma işlemi diyebiliriz.

Yüz derisi daha ince ve sıkıdır ve ölü hücreler cildimizden vücudumuzdaki gibi kolayca sökülüp atılamaz. Bu nedenle kırışıkların derinleşmesini, cildimizin kabalaşmasını engellemek için haftalık bakım olarak arındırıcı "peeling" işlemi uygularız. Peeling, cildi ölü hücrelerden arındırma işlemidir.

Güneşin cildimize verdiği renk iyi hoş ama ya kuruma ve kalınlaşmaya ne demeli? Tüm bunlardan kurtulmak için tek çaremiz düzenli peeling yaptırmak. Böylece, hem cildin kirli üst tabakasından kurtulacak hem de pembe ve sağlıklı bir cilt ile kış öncesi kendimize hoş bir armağan vermiş olacağız. Burada unutulmaması gereken bir nokta var: Peeling işlemi her cilde göre farklı olmalı. Cildi ölü hücrelerden düzenli olarak arındırmanın, bakımın vazgeçilemez bir parçası olduğu malum. Bu nedenle peeling, bir başka adıyla "exfoliating" yıl boyunca yapacağımız cilt temizliğinin bir parçası olarak hayatımızda yer olmalı.

Yüz bölgemiz derisi vücudumuzdaki diğer bölgelere daha ince olmaktadır. Bu sebeple ölü hücrelerden kurtulmak kolay değildir. Güneşin yakıcı etkisi, çalışma hayatımızın ağır ve zorlu şartlarından sonra deforme olan hücrelerden kurtulmak için düzenli peeling yapılması gerekmektedir. Böylelikle cilt ölü hücrelerden kurtulur, yerlerine taze ve canlı hücrelerin yerine gelmesini sağlamış oluruz. Bu şekilde cildimiz daha sağlıklı ve yıllara meydan okuyan bir yapıya kavuşmaktadır.

Peeling ürünlerinin yapısında bir çok kimyasal ürün bulunmaktadır. En çok kullanılanı ise glikolik asit, alfa hidroksi ve salisilik asittir.

Peeling ile Nelerden Kurtulunur?

Peeling in asıl amacının ölü hücrelerden kurtularak cildi daha sağlıklı ve daha temiz olmasını sağladığını söylemiştik. Ölü hücrelere ilaveten doğum ve gebelik lekesi dediğimiz lekelerden, karaciher lekelerinden, çillerden, güneş ve yaşa bağlı olarak ortaya çıkan lekelerden ayrıca hormonal bozukluklardan dolayı oluşan lekeleri azaltmada hatta ve hatta bu lekelerden tümüyle kurtulmada önemli rol oynamaktadır.

Peeling in yapabildiklerini yukarıda anlattık ya yapamadıkları? Kısaca onlara da değinmek gerekirse; ciltlerde oluşan gevşeme ve sarkmaları düzeltemez. Deride oluşan çukur ve çizikleri yok edemezler.

Evde Cilt Bakım Yöntemleri

cilt_bakiminda_yapilan_8_yanlis
Evinizde yapabileceğiniz basit uygulamalar sayesinde kendi cilt bakımınızı yapmanız mümkündür. Bunun için atılması gereken ilk adım bilmeyenler için cilt tipinizin ne olduğunun tespitidir. Bunu öğrenmek için bu kategorideki makalelerimiz okuyabilirsiniz.

Gerekli Malzemeler

- Alkol
- Saç bandı
- Maske
- Bir avuç papatya veya ıhlamur
- Kağıt mendil
- Alkol
- Maske
- Makyaj temizlemek için pamuk
- Gündüz kremi
- Süt ve tonik

İlk olarak rahat bir çalışma ortamı sağlayabilmek için saçlarınızı engellemeniz gerekmektedir. Bunun için saç bandınızı kullanabilirsiniz. Ellerinizi ve yüzünüzü yıkadıktan sonra yüzünüze makyaj temizleme pamuğunu kullanarak sütü sürünüz. Sonra toniğinizi kullanarak süt artıklarınızdan cildinizi kurtarın. Nemlendirmiş olduğunuz cildinize yaklaşık olarak bir fındık büyüklüğünde peeling alıp göz bölgesi haricinde tüm bölgeye uygulayın. Sonrasında ılık su ile yüzünüzü yıkayın.

Şimdi sıra bahur banyosunda… Kaynatmış olduğunuz suyu yüzünüzden daha büyük bir kaba koyarak içerisine papatya veya ıhlamur ekleyin. Buharın üzerine eğilebileceğiniz gibi sıcak gelenler kabın yüzeyini havlu ile kapatabilirler ve bu havluyu yüzüne sarabilirler. Bu işlemi 5 dk boyunca yapabilirsiniz. Artık cildiniz daha yumuşak ve temiz olmuştur. Cildinizin bu yumuşaklığını kullanarak varsa siyah noktalardan kurtulabilirsiniz. Tırnaklarınız vasıtası ile hafifçe sıkarak bile çıkabilecek seviyeye gelmiştir. Siyah noktaların çıktığı yeri temizlemek için alkolden yararlanabilirsiniz.

Artık son adıma geçebiliriz. Bu işlemleri gece yatmadan önce yaptığınızı düşünürsek, yatmadan önce gündüz kremleri dediğimiz nemlendirici kremler ile yüzünüzü kremleyin ve istirahate çekilin.

Anlatmış olduğumuz bu işlemler ile cildiniz kendine gelecek ve daha sağlıklı olacaktır. Bu işlemleri en az ayda 1 kere yapmanızı tavsiye ediyoruz. Daha başka bakım ürünleri için lütfen sitemizi dolaşınız.

20 Mayıs 2014 Salı

Dökülen Saçlar İçin Doğal Bitki Kürü

sac-dokulmesi
Saçının dökülmesinden şikayet edenler için doğal bir çözüm.Bu doğal bitki kürü için 100 gram dulavrat otu kökü, 100 gram ısırgan otu kökü, 60 gram şimşir ağacı yaprağı, iki litre sirke içine bırakılır. Sekiz gün sıcak bir yerde dinlendirildikten sonra süzülür. Elde edilen sıvı ile kafa derisine masaj yapılır. Kısa zamanda saçlarınızın gürleştiğini göreceksiniz.

Cilt Kuruluğunu Engellemek İçin Pratik Öneriler

Cildi-Kuru-Olanlarin-Bakimi-Nasil-Olmalidir
Genelde kış günleride görülen cilt kuruluğu probleminin nedeni; ortamdaki kuru ve sert havanın cilt için gerekli olan nemi bulundurmamasından kaynaklanmaktadır. Bu makalemizde kuruluğun önüne geçecek bazı yöntemleri sizinle paylaşmak istiyoruz.

Son yıllarda doğalgaz sisteminin yaygınlaşması ile bir çok yerde kalorifer sistemi kullanılmaktadır. Buna bağlı olarak kalorifer ile ısınma şeklinin ortamdaki nem yok edip havayı kuruttuğu bilinmektedir. Bu gibi ortamlarda bulunan insanların elleri başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde kuruluk . çatlaklık görülmektedir. Bu makalemizde cilt kuruluğuna karşı pratik önlemlerden bahsetmeye çalışacağız.

Cilt kuruluğu problemi vücut derisinin herhangi bir yerinde görülebilir. Fakat en çok kullandığımız organımız olan el ve kol bölgemizde daha çok görülmektedir. Cilt kuruluğu, deride kaşıntı, çatlak oluşturur. Bu problemi fark eden insanlar, ya bir cildiyeye giderek çözüm ararlar yada doktora gitmeyerek kendi problemlerini kendileri çözerler.

Cilt kuruluğunun en ileri seviyesi egzemadır. Cilt kuruluğu tedavi edilmezse egzemaya kadar ilerlemektedir. Egzemada cilt çok kaşınır, o kadar kaşınır ki insanlar tırnakları ile yırtarcasına uğraşırlar. Bunun sonucunda cilt kalınlaşır ve tırnakların sonucunda derin yarıklar oluşur.

Cilt kuruluğu ile ilgili bu kadar açıklamadan sonra dilerseniz doktora gitmeden kendi çözüm yolunuzu bulmanızı anlatalım.

Banyo yaptıktan sonra rahatladığınızı fark etmişsinizdir. Sıcak ve su ile buluşan cilt kendine gelmektedir. Cildinizin bu rahatlığını havlu ile iyice kurulayarak engellemeyin. Vücudunuzun kurulama işlemini cildiniz hafif nemli kalacak şekilde ayarlayın. Sonrasında nemli olan vücudunuzu yine cilt nemlendirici kremler ile şımartın.

Bazı sabun ve şampuanlarda içerisinde bulundurdukları maddeler ile cilt kuruluğuna neden olabilmektedir. Bu yüzden cildinize iyi gelmeyen sabunlardan uzak durun. Banyo yaparken oldukça sıcak su kullanmayın.
İçerisinde yağ bulunan ürünlerden yararlanın. Bu ürünleri tüketilmesi durumunda içerisinde bulunan yağı cildiniz kullanacaktır. Fındık, fıstık, üzüm, balık, ceviz gibi ürünleri tüketebilirsiniz.


Cilt kuruluğunun nedenlerinden olan kalorifer sisteminin kuruttuğu havayı nemlendirmek için artık satılmakta olan buhar yapıcı ürünlerden, yada kalorifer peteklerinin üzerine buharlaşma sağlaması için ıslak havlu veya peteklere özel kutu içerisinde kutu koyabilirsiniz.

Bu madde önemli. Hiçbir şey yapamıyorsanız bile mutlaka gün içerisinde çok su tüketmeye çalışın.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Yıpranmış Ciltler İçin Sihirli İksir

Cilt-Bakim-Onerileri
Uykusuzluk, yorgunluk, stres, sigara, alkol vb. faktörler cildi olumsuz yönde etkiler. Cildimizde yaşlılık belirtileri olan kırışıklıklar, çökmeler, renk değişikliği erken yaşlarda ortaya çıkmaya başlar. Bu durum hepimizin moralini alt üst eder.Fakat uygulayacağımız gençleştirici maskelerle hem bu yaşlılık belirtilerini hem de moral bozukluğumuzu yok etmek elimizde. Evinizde uygulayabileceğiniz soda maskesi bu sihirli iksirlerden biri…

İşte sihirli iksir...
Bir şişe maden suyunu bir bardak içine boşaltıp içine yarım limonu sıkın. Üzerine 1-2 kaşık bebe yağı ekleyin. Bir çay kaşığı yardımıyla iyice karıştırın. Elde ettiğiniz bu karışımı kullanmadığınız bir sprey şişesi içine boşaltıp günde bir kere yüzünüzdeki sorunlu bölgelere eşit şekilde püskürtün ya da pamuk yardımıyla yüzünüze ince bir tabaka halinde sürün. Bir hafta sonra yüzünüzdeki değişikliğe inanamayacaksınız.

Cilt Kırışıklıklarını Engelleyen Yöntemler

KONICA MINOLTA DIGITAL CAMERA
Cildinizin gergin ve pürüzsüz olduğu dönemler kuşkusuz çocukluk ve gençlik dönemleridir. Bu dönemden sonra yaşlar ilerledikçe cildiniz kırışmaya, buruşmaya ve pürüzlü hale gelmeye başlayacaktır. Bu makalemizde cilt kırışıklarını engelleyen yöntemlerden bahsedeceğiz.

Bu durum her insan için kaçınılmaz sondur. Bu kötü duruma karşı alınabilecek önlemler sayesinde cildinizin daha uzun süre dayanıklı olmasını sağlayabilirsiniz.

Nemle ve gergin durumda olan ciltte kırışıklıklar önlemek amacıyla cilt temizliğine dikkat edilmesi gerekir. Sonraki adım cildin beslenmesinde 1 numaralı etkisi olan kan dolaşımının hızlandırılması gerekir. Yeterince besin alamayarak beslenemeyen cilt kırışmaya başlamaktadır. Bu durumda yapılacak şey tabi ki yüz egzersizleridir. Düzenli yüz egzersizleri yaptığınız takdirde kan dolaşımınızı hızlandırabilirsiniz.

Cilt kırışıkları yüzdeki mimik hareketlerinin zamanla yer etmesinden dolayı kaynaklanmaktadır. Eski canlılığını sağlayamayan cilt gerginliğini kaybeder ve bu mimik bölgelerine boyun eğer...

Son olarak temizliğini ve yüz egzersizlerini yaptığımız cildimizin ihtiyacı olan vitaminleri de vererek, cilt kırışıklarını engelleme bakımımızı tamamlamış oluyoruz. Bu adımda cildimiz için ihtiyacımız olan vitamin ve minarellerin içerdiği uygun kozmetik ürünlerini kullanabilirsiniz. Bunlar losyon, krem veya evde hazırlayacağınız basit bitkisel maskeler olabilmektedir. Kırışıkları engellemek için özenle,sabırla ve disiplinle günük bu çalışmaları yapmanız gerekmektedir.

Şimdi aşağıdaki yüzümüzün bölgeseler kırışıkları için yapılabilecek eğzersiz ve uygulamalardan bahsedelim.

Sarkık Yanaklar için: Ağız ve yanak kaslarınızı parmaklarınızla kulak memelerine kadar çekerek bırakın

Allın çizgileri için: parmaklarınızı alın bölgesinden şakaklardan aşağıya doğru bastırarak ileri geri yapınız.

Dudak kenarları için: sırayla üst ve alt dudaklarınızı dişleriniz ile hafif olarak ısırarak dudak bölgenizdeki kan damarlarının uyarılmasını sağlayabilirsiniz.

Yorgun gözler için: gözlerinizi mümkün olabildiğince fazlaca açın. Bu şekilde biraz bekledikten sonra tekrar deneyin. Bu işlemi bir kaç kere yapabilirsiniz.

Göz ve kapakları için: bu egzersizimizde japonlara benzeyeceksiniz. İşaret parmağınız sayesinde gözlerinizi çekik hale getirerek bırakın. Bu işlemi istediğiniz kadar yapabilirsiniz.

Sonuç olarak yaptığınız her hareketteki amacımız germe ve bırakma işlemi yaparak kan damarlarını uyarmak ve dolaşımı hızlandırmaktır. Bu eğzersizler sonrasında cildinize süreceğiniz uygun kremler cildin ihtiyacı olan vitamin ve minarelleri verebilirsiniz.

Gözaltı Morlukları İçin Maske

goz_alti_morluklari
Gözaltınızda oluşan morluklardan sıkıldınız mı? Makyajla kapatmaya çalışsanız da, mutlaka kendini belli ediyor değil mi? O zaman buyurun size pratik çözümler sunalım….

Gözaltı Morlukları İçin Çay Kürü
Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk , şişlikleri ve morarmaları gideriyor. Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın.

Maske
Malzemeler: 1/2 kivi, 1 çay kaşığı buğday yağı, 1 çay kaşığı bal Kiviyi çok küçük şekilde rendeledikten sonra buğday yağı ve balı ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra elde ettiğiniz karışımı gözaltınızda 15-20 dakika bekletip ılık su ile yıkayın. Kırışıklık açma özelliği olan buğday yağı, bal ve kivinin birleşimiyle oluştuğu bu karışımı haftada bir gün gece yatmadan önce uygulayın. Dört hafta sonra gözle görülür harika sonuçlar elde edeceksiniz.

Gözaltı torbaları için
2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın. Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin.

Gözaltı morlukları için
Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın.
Ayrıca muhakkak 25 yaşından itibaren göz çevresi için krem kullanılması gerekir… Bunun yanı sıra her zaman tercihim olan doğal bakım önerim ise göz çevresi için avokado ve buğday yağıdır… Bu karışımı dıştan içe doğru hareketlerle ve çok nazik bir şekilde göz çevresine sürmelisiniz… Onun dışında yoğurdun suyunu düzenli olarak sürmek, elma kabuğu koymakta faydalıdır.

18 Mayıs 2014 Pazar

Yorgun şiş gözler için hızlı çözümler

gozalti-morluklarindan-kurtulmanin-yollari
Çalışma hayatının yoğunluğu, kimi zaman uykusuz bir gecenin sabahı aynada şişmiş, altı morarmış gözlerle karışılaşırız.
Şişmiş gözleriniz için pratik doğal çözümlerle, etkili sonuçlar elde etmek için ev yapımı doğal yöntemlerden faydalanabilirsiniz.

Bunlardan ilki saltalılık, şişmiş gözlerinizin üzerin soğuk salatalık dilimlerini koyup, 2-3 dakika bekletin. Daha sonra soğuk suyla yüzünüzü iyice çalkalayın, bu işlem sonunda hem gözlerinizin şişi inmiş aynı zamanda cildiniz canlanmış olur. Salatalığın anti-oksidan özelliğinden dolayı, en inatçı cilt sorunlarını için yaygın olarak kullanıldı gibi göz kapağı şişliğinde çok etkin bir uygulamadır.

Süt tarihten beri kadınların güzelleşmesine hizmet eden etkin bir silahtır. Bir kabın içine biraz soğuk süt döküp, pamuk batırın, sonra kapakların üzerine pedi yerleştirin, en az 5-6 dakika orda tutun. Süt doğal bir yatıştırıcı etkiye sahip olduğundan gözlerinizin şişleri inerken cildiniz ipeksi bir görünüş sağlar.

Çilek kış, yaz bulunan bir meyve, buzdolabında bir çilek koyun ve bir gece bırakın. Sabahları göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin, çilek, güçlü bir anti-oksidan etkiye sahip, bu nedenle şişlik ve şişlik mücadele için en iyi yöntemlerden biridir.

Solaryuma gitmek, yaşlanmak demek

solaryum
Dermatologlar bir konuda hemfikir; solaryuma gitmek, 'kısa yoldan yaşlanmak' demek. Kırışıklığı önlemek için E vitamini içerikli nemlendiriciler kullanmak, bol bol su içmek, sigaradan uzak durmak ise cilt için önemli.

İşte cildiniz için yararlı uygulamalar:

-Göz çevresi ve alında başlayan hafif kırışıklıklar için yaptırılacak botox uygulaması bu kırışıkların derinleşip yerleşmesini engeller ve oluşmuş olanları hafifletir.

-Cilt bakımı ve peeling gibi cildin dış katmanını rahatlatan uygulamaları yaptırmak gereklidir.

-Stres en büyük yaşlanma nedenidir, olabildiğince bundan kaçının.

-Sık kilo alıp vermek ve bilinçsiz diyetler cildinizi ve vücudunuzu kırıştırır. Kilo kontrolünüzü mutlaka bir uzman gözetiminde yapmalısınız.

- Kırışıklıklar yaşlanmanın doğal sonucudur. Bunu ancak geciktirip hafifletebiliriz, ortadan kaldıramayız.

- Asitli içecekler, yağlı gıdalar selülit ve sivilce oluşumunu arttırır.
Asitli içecekler, fazla kuruyemiş tüketimi ve yağlı gıdaların selülit ve sivilce oluşumunu arttırır. Kırmızı renkli yiyecekler ve bol su cildiniz için çok sağlıklı.

- UV ışınları A ve B olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. UVA ışınları tüm UV ışınlarının yüzde 90’ını içermektedir ve gündüz yaz kış her hava şartların da mevcuttur. Bunun için her mevsim de SPF30 ve üzeri güneş kremini günde 2-3 kez tekrarlayarak kullanmak gerek.

- Teni koyulaştırmak için çaba gösterilmesi çok yanlış. Cilt tipi ve ten rengini korumak; kırışıklık, leke, ton farkı, cildin elastikiyetinin bozulmaması ve en önemlisi deri kanserinden korunma açısından çok önemlidir.

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Bacaklardaki Selülitlerden Kurtulmak İçin

lpg_ile_selulit_tedavisi
Selülitlerden kurtulmak için diyet ve sporun yanında masajların da gözle görülür etkisi olduğu artık biliniyor. Evde yapabileceğiniz biraz sabırla yapılan masaj ile güzel sonuçlar alacağınız bir ev yapımı selülit karışımı...

Bacaklarınızdaki selülit görünümünden kurtulmak için 1su bardağı mısır unu 2 yemek kaşığı zeytinyağı 2 yemek kaşığı ısırgan tohumu yağını karıştırın haftada 3 gün bacaklarınızı bu karışımla 15 dk masaj yapın ve ılık suyla yıkayın.

Cilt Bakımında Farklı Yöntemler

cilt-tonigi
İlerleyen yaş ile birlikte dış dünyaya karşı diğer organlarımızı koruyan cildimiz de zamanla elastik özelliğini kaybederek değişime uğramaktadır. Esnekliğini kaybetmemesi için en önemli kaynak ise proteindir. Protein kolajen eksikliğinde cilt esnekliğini kaybeder, sarkmalar başlar ve kırışıklıklar görülür. Bu sadece etkenlerden birisi...

İsterseniz diğerlerinden bahsedelim.
Cilt sağlığı için gerekli olan tüm gereksinimler doğanın kendi içerisinde bulunmaktadır Örneğin biberiye cilde canlılık kazandırır, kayısı sivilceleri geçirmektedir. Bu gibi çiçek meyve gibi bitkilerin içerisinde cilt için önemli vitamin ve minareller barındırmaktadır.

Cilt için kolajen bitkiler tüketin
Yaprakları koyu yeşil olan bitkiler antioksidan ve demir bakımından zengindir. Bu türden ürünler tüketmeniz durumunda cilt direnciniz artacaktır. Adaçayı kan dolaşımını hızlandırır. Bu şekilde cilt ihtiyacı olan besinleri daha çabuk ve hızlı bir şekidle alacak ve hücre yenilemesi hızlanacaktır. Böylelikle cilt elastikiyetini tekrar kazanabilecektir.

Doğal Cilt bakımı içi diğer tavsiyeler

Biberiye
Eski dönemlerde insanların genç kalmak adına sıkça kullanmakta olduğu biberiye sivilcelerin giderilmesi başta olmak üzere cildi sıkılaştırıcı özelliği bulunmaktadır. Bir lt su içerisine biberiye ve kekik yağından 2 kaşık ekleyerek hazırlayacağınız karışımı cildinizi temizlemek için kullanabilirsiniz.

Isırgan
Isırgan otu için denilebilecek tek tanımın "gençlik iksiri" olduğunu söyleyebiliriz. Isırganotu yağı içindeki AHA ve ALA adı verilen iki değerli maddelerden dolayı cilt bakım sektöründe önemli bir öneme sahiptir. Krem şeklinde kullanıldığında kırışıkların giderilmesinde oldukça etkilidir.

Soya
Sivilce giderici özelliği olan soya tam bir cilt koruyucusudur diyebilliriz. İçermiş olduğu östrojene benzeyen bir madde sebebiyle, akne oluşumunun önüne geçebilmektedir. Ayrıca soyada, yeni hücre oluşumunu arttırıcı ve cildi nemlendirici E vitamininden bolca bulunmaktadır.

Yulaf
Yulaf ezmesi cilt temizliğinde derinlemesine etki ederek siyah noktalar başta olmak üzere tüm pisliklerin arındırılmasında faydalıdır. Cilt yağlanmasını engelleyici özelliği bulunmaktadır. Bunun için maske şeklinde kullanılmalıdır. Maske yapmak için yulafları kaynar suda haşladıktan sonra süzün ve bir kaç içerisinde iyice ezin. Ezmiş olduğunuz yulafları cildinizde 15 dk süre ile uygulayın. Sonrasında ılık su ile temizleyebilirsiniz.

Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta
Fazla çalışmak, alkol alımı, uzun süre pc ve ya tv izlemek gözlerde şişkinliğe neden olmaktadır. Bu gibi durumlarda zambak, ıhlamur ve lavanta çayları şişkinlikleri almada işe yaramaktadır. Bu çayları içerken de fincan veya bardağı gözleriniz kapalı iken göz kapaklarına da fazla yakmadan gezdirmek de uyarıcı etki yapabilmektedir. Fazla bekletirseniz cildiniz yanabilir. Bunu yapamayanlar da hazırlamış olduğunuz bu çay biraz ılık hale geldikten sonra iki adet makyaj pamuğu ile çaya batırarak göz kapaklarına sürebilir.

Hint yağı
Hint yağı kirpiklerin çabuk uzamasında etkilidir. Bir bardak kaynamış suyun içerisine 1 çay kaşığı hint yağı ve 15 gr kakao yağı ekleyerek birbiri ile karıştırın. Krem kıvamına gelene kadar karıştırın. Sonrasında 2 hafta boyunda yatmadan önce kirpiklerinize sürerek yatınız.

16 Mayıs 2014 Cuma

Yağlı ciltler için pratik bir öneri

yagli-ciltler
Yağlı ciltler uygun cilt bakımı yapılmadığında, hiç hoşumuza gitmeyen sivilce, siyah nokta gibi kaçınılması gereken bazı cilt sorunlarına sebebiyet verebiliyor.

Uygun bir cilt temizliği ve gözenekleri sıkılaştıran maskeler, sivilce ve siyah noktaların oluşumunu engelliyor. Siyah noktaların ve sivilcelerin oluşumunu engelleyen, yağlı ciltler için evde yapabileceğimiz pratik bir maske.

Bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Yüzünüze ve boynunuza yayın ve kuruyana kadar bekleyin. Nemli bir sünger yardımıyla ılık suyla temizleyin.

Güzel görünmenin bir başka yolu daha

Guzelligin-Sirri
Güzel görünmek için pratik küçük çözümler mevcut Önemli olan bunları doğru zamanda, doğru şekilde uygulamak. İşte güzelliğinize güzellik katacak küçük ama birbirinden Önem­li ipuçları:

Akneler için, evde biraz sütle mayaladığınız doğal yoğurdu akneleriniz üzerine sürün. Birkaç dakika bekledikten sonra bir parça pamukla si­lin. Ertesi gün akneden eser kalmadığını göre­ceksiniz.

Toniğinizi kendiniz yapın: Bir çay bardağı içme suyunun içine iki damla mentol ya da lavanta esansı damlattıktan sonra buzdolabında soğu­tun. Bir parça pamukla yüzünüze uygulayın. Gözle görülür bir canlanma hissedeceksiniz.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Yüzünüzdeki ölü hücreler

yuz_yikama
Yüzünüzdeki ölü hücre tabakasından kurtul­mak için cilt tipinize uygun bir peeling seçmeli­siniz. Fakat cildiniz akneli ise bu bölgelerin üze­rine peeling uygulamaktan kaçının. Vücut deri­sindeki ölü hücrelerin atılması için de kese uy­gulayabilirsiniz. Gözeneklerinizin açılması, yaz ayları sonunda çok Önemlidir. Cilt böylelikle ölü hücrelerden arınarak nefes alır.

Yüzün gençliği ve diriliği için profosyonel el­lerden de yararlanabilirsiniz. Güzellik merkezle­rinde yapılan bakımlar yalnızca ürün uygulama­ları ile kalmıyor, yapılan masaj ve uygulama tek­nikleri ile kişiyi ruh, zihin ve bedenin dengelendi­ği bir huzura kavuşturuyor.

Eller de güneş, rüzgar ve soğuktan yıpranır, lekeler oluşabilir, kuru ve buruşuk bir görünüme bürünebilir. Bunun için ellerin de bakımına özen gösterilmesi gerekir. Eller, düzenli olarak temiz­lenmeli, yüzeyindeki ölü hücreler atılmalı ve bes­leyici kremler sürülmeli.

Güneşten kalınlaşmış cildin bakımında ilk ba­samak peeling uygulamalarıdır. Kozmetik pe-elinglerle fazla güç harcamadan ölü hücreleri gi­dererek, cilde yumuşaklık kazandırabilirsiniz. Et­kili bir sonuç almak için de dairesel hareketlerle sürüp hafif bir masaj yapmak yeterli. Yaz ayları boyunca deniz ve güneş etkisiyle yıpranan cildi­nize yaptıracağınız bakım maskeleri, cildinizi es­nekliğine ve eski yumuşaklığına kavuşturacak.

Nemlendirici ürün kullanın. Cildi derinleme­sine nemlendirmek için yoğun minareller içeren konsantre kremler veya serumlar uygun. Bu ürünler cildi yoğun bir şekilde nemlendirir ve cil­din dolgunlaşmasını ve normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesini sağlar. Cildin uygun nem oranına ulaşması için yoğun bakım ürünlerinin kullanılmasına 7 ile 30 gün arasında devam edil­melidir.

Sabun yerine nemlendirici duş jeli kullanın. Klasik sabunlar, cildin üzerinde bulunan koruyu­cu tabakayı zayıflatarak, kurumasına yol açtığı için uzmanlar tarafından önerilmiyor. Yaz ayları boyunca güneşten ve tuzlu sudan yıpranmış cildirahatlatmak için sabun yerine nemlendirici duş jelleri kullanılmalı. Cildinizin kurumasını engelle­mek için duş sonunda nemli cildinize bebek yağı da sürebilirsiniz.

Boyun yüzden sonra en fazla göz önünde olan ve yaşı en fazla gösteren bölgelerden biri. Deri yapısı, yüz veya vücudun diğer bölgelerinden farklı olarak daha kuru veya kurumaya meyilli ise yapısını destekleyen ve elastikiyet kazandı­ran özel ürünler kullanmalısınız. Sabahları boyun bölgesi için özel bir nemlendirici, akşamları ise kırışıkları engellemek için daha zengin ürünler kullanabilirsiniz.

Yaşlılık izlerini silin

yasli-olgun-cilt-tipi
Yaş 30′u buldu mu, yaşlanma korkusu da ken­dini gösteriyor. Aynada kırışıklık kontrolleri baş­lıyor, yeni kremler kullanılmaya başlanıyor.

İşte size izleri silmek için müthiş tavsiyeler;
Sigaradan kaçının
Sigara dumanı, ve güneşin zararlı ışınları gibi kırışıklığa sebep olan etkenlerden kesinlikle uzak durmalısınız.

Çizgileri yumuşatın
Kırışıkların daha yumuşak görünmesini sağla­mak için yoğun nemlendirici ürünler tercih edin. Mesela nemlendiricili fondöten, krem halindeki göz farları ve allıklar ve nemlendiricili dudak ko­ruyucu ve rujları idaeldir. Yüzünüzün nemli kal­masını sağlamak, sizi olduğunuzdan daha genç gösterir.

Gözler öne çıksın
Gözlerinizi ön plana çıkararak kırışıklıkları giz­leyebilirsiniz. Gözlerinizi vurgulamak için, göz kalemi, likit ya da jel eyeliner kullanın. Kalem çekerken, bir uçtan diğer uca bütün bir çizgi çe­kin. Yoksa gözleriniz küçük görünür.

Hem sağlık, hem güzellik kazanın
Vitamin ve minarel deposu meyve -sebze sula­rı, güzel, sağlıklı ve zinde olmanızda önemli rol oynuyor. Sonbahar günlerinde hem güzellik, hem de vitamin kazandıran meyve sularına “hayır” demeyin. Özellikle portakal ve havuç suyunu iç­tiğinizde cildinizin pırıl pırıl olduğunu göreceksi­niz. Gelişme çağındaki çocuklara da bol bol meyve suyu içirmeyi ihmal etmeyin.

Fındık ve ceviz
Fındık, ceviz gibi sert kabuklu kuruyemişler, peynir ve zeytinyağı açısından zengin * Akdeniz diyeti*- kalp krizi ve kanserden ölüm riskini bü­yük ölçüde azaltıyor. Fındık ve ceviz, psikolojik olarak da kişiyi rahatlatıyor, uzmanlar, her gün birkaç tane fındık ve ceviz yenmesini, yemekle­rin zeytinyağı ile pişirilmesini öneriyor.

Genç eller için ev yapımı maskeler

el-losyonu
Vücudun en erken yaşlanan bölgelerden biride ellerimiz. Güneşin zararlı ışınları, rüzgâr temizlik ürünlerindeki kimyasallar ellerin güzelliğini ve gençliğini hızla alıp götüren faktörler.
Cerrahi müdahale ile genç ellere sahip olmak seçeneklerden, fakat farklı bir çözüm istiyorsanız, ev yapımı maskelerle genç görünümlü ellere sahip olmak mümkün...

Hepimizin evinde bulunan doğal gençlik iksiri zeytinyağı ile ellerinize masaj yapın ve bekletin, ellerinizin nasıl nemlenip yumuşadığını gözlerinizle görün. Zeytinyağının içerisindeki hücre yenileyici özellikler ve içerdiği E ve A vitamini cildin gençleşmesini sağlar. Bu nedenle sık sık ellerimize zeytinyağı maskesi yapmak ellerimizin yaşlanmasını önlediği gibi genleşmesini sağlar.

Aynı etkiye gösteren yağlardan birde de argan yağı. Ellerinizin gençleşmesinde argan yağı sıkça kullanılması gereken yağlardan. Argan yağını da zeytinyağı gibi kalınca bir tabak olarak ellerinize sürüp bekletin, ellerinizin nasıl yumuşak olduğunu gözlemleyin. Her iki işlemi de gece yatmadan yapıp pamuklu bir bezden eldiven giyip yatarsanız, sabaha kadar elleriniz daha çok beslenir etkisi daha güçlü olur.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Genç görünüm için doğal kaş kaldırma

kas-kaldirma
40 yaşı geride bırakanlar için problemlerden biride cildin sıklığını kaybetmesiyle kaşların aşağıya doğru, göz kapaklarının üzerine yığılmaya başlaması.

Bu yaşlara gelindiğinde yapılaması gerekenlerden öncelikle kaşların inceltilmekten kaçınılması, burun köküne yakın kısımların mümkün olduğunca doğal bırakılması ve şekil vermek için sadece kaşların uç kısımları ile oynanması. Uzman bir kişin ellerinde uç kısımlar yapılacak müdahale ile gözlerin çekik görünmesi sağlanabilir.

Bunun için uca doğru olan kısmın alınması kaşların daha yüksekte kalması sağlanır. Göz kaleminin biraz yukarıya doğru çekilmesi ve kaşların göz makyajı ile tamamlanması, gözlerin daha çekik görünmesini sağlar.

13 Mayıs 2014 Salı

Besinler: en güçlü güzellik silahlarınız

meyve
Eğer güzel bir cildin sırrı bir şişede değilse, sonsuz güzelliğin sırrı nerede yatıyor? Öncelikle cildinizin güzel olması sağlıklı olmasına bağlı. Sağlık ve güzellik birbirine çok sıkı bağlı iki kavram. En son ne zaman sağlıksız, ama cildi ışıl ışıl parlayan birini gördünüz? Cildinizin güzelliği ve sıkılığı doğrudan ne yediğinize bağlı, çünkü deri hücreleriniz her ay ölenlerin yerine yenilerini koymak için çalışıyor ve bunun için besinlere ihtiyaç duyuyor. Yapacağınız hiçbir makyaj sağlıksız, kuru bir cildin görüntüsünü kapatamaz. Deri hücrelerinizin oksijen ve besin açısından zengin kan desteğine, mineral yapıcı bloklara, proteine ve faydalı yağlara fazlasıyla ihtiyacı vardır. Elbette ki iyi bir nemlendirici ve güneşten koruyucu krem de faydalı olacaktır, ama cildinizin asıl neminin içeriden geldiğini aklınızdan çıkarmayın. Çözüm, cildinizi, başladığı yerden, yani derinizin altından beslemek ve desteklemek.

Cildinizin içeriden alıp alamadıkları, tamamen sizin vücudunuza ne alıp almadığınızla ilgilidir. Hücre yenilenmesi ve kolajen üretimi, cildinizin hep iyi görünmesi için optimum düzeyde tutulması gereken ve sürekli olarak devam eden bir süreçtir. Bunun için de tek yapmanız gereken, cildinizin onarımına, yenilenmesine ve korunmasına faydalı olacak besinlerle onu beslemenizdir. Gerçek ışıltı ve pembe yanaklar ancak vücudunuzun içinden gelebilir.

Bunun dışında başka bir yol yoktur-mükemmel beslenme ve sağlıklı, dengeli bir yaşam tarzı, sağlıklı deri hücreleri üretebilmek açısından çok önemlidir. Seçtiğiniz yiyecekler ışıltı veren, genç bir cilt ile sağlıksız, kuru bir cilt arasındaki fark olabilir. Bu bölümde içeriden dışa doğru nasıl güzel bir cilt yaratabileceğinizi ve sadece yediklerinizle yaşlanmanın etkilerini nasıl azaltacağınızı göreceksiniz.

Güzellik silahlarınızı size tanıtırken, öncelikle sizi düşmanlarınıza karşı uyarmakla başlayayım: tipik Batı beslenme düzeni! Bu beslenme düzeni, şeker, işlenmiş karbonhidratlar, kafein, alkol, işlenmiş yiyecekler ve kötü yağlar bakımından fazlasıyla zengin, ancak asıl gerekli besinleri içermeyen bir diyettir. Ayrıca margarin, ağır yağlar, beyaz un ve alkol cildinize zararlı bazı maddelerin üretimine sebep olmaktadır. Kızartma, barbekü ve diğer pişirme yöntemleri ağırlıklıdır. Eğer siz cildinizin onarım ve yenilenme için ihtiyaç duyduğu besinleri ona vermezseniz, cildiniz iyi görünmek için bu kadar şeyle savaşmayı nasıl başaracak? Elbette ki başaramayacak.

Bütün gerekli besinlerden uzak olacağınız bir gerçek. Çikolatalardaki ve cipslerdeki hidrojene yağlar yüzünden akneleriniz olacak, cildinizde gereksiz bir yağlanma oluşacak. Eğer bir yerlerden başlamak istiyorsanız -sebze ve salata yiyerek, abur cubur tüketmeyerek- cildinizin iyi görünmesi için bir şansınız var demektir.

Özellikle de, doğal C ve E vitamini depolarıdır; doğal bioflavonoidlerin güç kaynaklarıdır; antioksidan bakımından zengindirler. Doğal yiyeceklerde bulunan C vitamini ve bioflavonoidler (greyfurdun içindeki beyaz kısımlar gibi), deri hücrelerinize besin taşıyan kılcal damarların sağlıklı olmalarını sağlar ve cildinizi çürüklere, damar çatlaklarına ve erken kırışıklıklara karşı korur.

Kılcal damarlarınız deri hücrelerinizin yaşam kanallarıdır. Onlar güçsüz olduğunda ya da gerektiği gibi çalışmadığında deri hücreleriniz ihtiyaç duydukları oksijeni ve besinleri alamaz. Bu da atılması gereken pisliklerin atılmasını önler, cildinizin kuru, pul pul dökülen ve erken yaşlanan bir görünüme sahip olmasına neden olur. Bunun yanı sıra, C vitamini ve bioflavanoidler kolajen dokuların korunmasını sağladıkları için cildi genç tutuyorlar. Cildiniz sıkı ve genç kalmak için sürekli bir kolajen sentezine ihtiyaç duymaktadır. Yeterli C vitamini olmadan kolajen dokularınız hasar görecektir.

Erkek cildinin avantajı

erkek-ciltdi-kalındir
Söz konusu cilt olduğunda, erkekler testosteron hormonu sayesinde daha avantajlı konumdalar, çünkü bu hormon onların daha kalın bir epidermise sahip olmalarını sağlıyor. Gerçek şu ki, erkeklerdeki toplam cilt kalınlığı kadınlarınkinden %25 daha fazla! Testosteron aynı zamanda erkek cildini biraz daha sert ve daha az hassas yapıyor. Genellikle, erkek cildi daha yağlıdır, gözenekleri daha iridir ve cildine daha fazla kan gitmektedir. Bunun yanı sıra kolajen ve elastin desteği de daha çoktur.

Yaşlandıkça aradaki fark daha da çarpıcı bir hal almaktadır. Orta yaşın sonlarında, erkeklerin testosteron ve kadınların da östrojen seviyeleri düşmektedir. Böylelikle her iki tarafın da cildi incelmeye ve daha hassas bir hal almaya başlar. Kadınlarda, hormon hareketliğindeki düşüşün etkileri daha belirgindir. Cilt iyice incelir ve kurur.

Ama yaşanan en büyük “handikap”, erkeklerin bu avantajlarını beslenmelerine ve yaşam tarzlarına özen göstermemeleriyle ellerinden kaybetmeleridir. Erkek cildi de aynı günlük strese, kirliliğin etkilerine ve kavurucu güneşe maruz kalmaktadır. O nedenle bakıma ihtiyacı vardır, işte bu sebepten, Mükemmel Cilt diyet ve yaşam tarzı programını uygulayan her erkek bundan fazlasıyla faydalanacaktır. Erkekler, unutmayın: erkekler ve kadınlar eğer mükemmel ciltlere sahiplerse birbirlerini daha çekici buluyorlar.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

İçinde bulunduğunuz cilt

cilt-sikilastirma
Cildinizin üç ayrı katmanı vardır: epidermis, dermiş ve alt tabaka ya da yağ tabakası (zaman zaman hipodermis de denir).
Aynaya baktığımızda gördüğümüz epidermistir, yani ince ve dış tabaka. Siz ve çevreniz arasındaki ilk bariyerdir. Sizi UV ışınları, sıcak ve soğuk, kirlilik, su kaybı, zehirli atıklar ve bulaşıcı organizmalar gibi çevresel tehditlere karşı koruyan bir savaşçı gibidir. Bu aynı zamanda kendini yenileyebilen katmandır -dış katman ölürken sürekli olarak yeni hücreler üretilmektedir. Epidermisinizin durumu aslında cildinizin ne kadar “taze” göründüğünü ve nemi nasıl emdiğini göstermektedir.

Epidermisiniz kendi içinde dört ince katmandan oluşur. En alt katman, hücrelerinizin her gün bölünüp milyonlarca deri hücresi yarattığı katmandır. Bu hücreler yağ asitlerinden, amino asitlerden ve kanınızda bulunan bazı yaşamsal maddelerden oluşmaktadır. O nedenle bunlar üzüm salkımı gibi bir görünüme sahiptir. Cildin üst katmanlarına doğru çıkmaya başladıklarında da düzleşip ölürler ve bu halleriyle de kuru üzüme benzemektedirler. Burası epidermisinizin en üst tabakası, yani stratum corneum’dur ve ölü deri hücreleri burada toplanır. Epidermal katmanınıza kan akışı yoktur, ama bu oraya yeni hücrelerin oluşumu için besin desteği gelmediği anlamına gelmez. Bir mühendislik harikası gibi, alt katman dermişin hemen üzerinde yer alır ve böylelikle bu katmandaki besin ve oksijen desteğinden faydalanır.

Çoğu cilt bakım ürünü, ölü hücrelerden oluşan stratum corneum’a etki eder. Siz bu üst tabakadan kurtulduğunuzda daha pürüzsüz, daha ışıltılı bir görünüm kazanacaksınız. Ama cildinizin durumunu gerçekten de iyileştirmek, kolajen ve elastininize etki etmek için bir ürünün aktif içeriği epidermisinize nüfuz edebilmeli ve oradan da dermişe geçebilmeli -ki bu hiç de kolay değil. San Francisco California Üniversitesi klinik dermatoloji profesörü Dr. Richard Glogau’ya göre, bir ürünün aktif içeriğinin dermişe ulaşması çok zor. “Epidermis pek çok şeyin dışarıdan içeri girmesini engelliyor,” diyor Glogau. “Test tüpünde pek çok kremi inceledim, ama sözünü ettiğimiz etkiyi bu tür ürünlerin yüzeyden de yaratabildiğini söylemek mantık dışı olur, çünkü içindeki maddelerin hiçbiri epidermisi geçecek nitelikte değil.”
Bir alttaki katman dermiştir ve bu katman, cildinizin sağlıklı kalması için en çok çalışan katmandır. Dermişiniz cildinizin yapısal bütünlüğünden, esnekliğinden sorumludur ve epidermisinize yardımcı görevi görür. Dermiş, sürekli hareket halinde olan dinamik bir katmandır.

Burası aynı zamanda her şeyin gerçekleştiği katmandır: kırışıklıkların oluştuğu ve büyüdüğü, hyaluronic asit gibi cildinizi sıkı, nemli ve genç tutmaya yarayan üç faktör olan kolajen, elastin ve nem tutucu moleküllerin bulunduğu katmandır. Dermişteki deri hücreleri eski kolajenler yok olurken yenilerini üretir. Bu sürekli gerçekleşen bir olaydır, ancak yaşla, güneşe maruz kalmayla, sigara içmeyle, stresle ve yanlış beslenmeyle bu süreç yavaşlar.
Dermişiniz, hücrelerinizin cildinizi formunda tutmak için çalıştığı yerdir. Epidermisinizin aksine, burası canlı hücrelerden oluşmaktadır. Dermişiniz kendisini besin ve oksijen anlamında besleyen kılcal damarlar bakımından da zengindir. Bu besinler dermişten geçerek, cildinizi sağlıklı tutan epidermise ulaşırlar. Kılcal damarlar aynı zamanda deri hücrelerinizden karbondioksit ve diğer metabolik atıkları da uzaklaştırır. Bir de, bu dermal katmanda kan ve lenf damarları, sebaceous ve ter bezleri bulunuyor.

Cildinizin son ve en alt katmanı “yağ tabaka” diye bilinen kısımdır. Burası cildiniz için “şok emici” olarak görev yapar. İç organlarınız bir yastık gibi korur, vücut sıcaklığınızı dengeler ve cildinize ana hatlarını verir. Bu katmanda çok sayıda kan damarı, lenf kanalları ve sinir bulunmaktadır. Yağ hücreleri, kolajen ve elastin de bu katmanda yer almaktadır. Siz yaşlandıkça, bu alt tabaka incelir ve cildinizin yuvarlak hatları kaybolmaya başlar.
Cildinizin yüzeyinin (epidermis) durumu, cildiniziz altında neler olup bittiğinin göstergesidir. Temizlediğiniz ve nemlendirdiğiniz bu katmanın -epidermal katman- doğrudan kanla beslenmediğini unutmayın. Çoğu dermatolog, nemlendiricilerin cilde anında nem ve yumuşaklık kazandırdığı konusunda hemfikir. Ama nemlendirici cilt tarafından emildiği anda etkisi uçup gidiyor.

Ne yazık ki nemlendiriciler fiyatlarının yüksek olduğu oranda etkili değiller. Birleşik Devletler Boston University of Medicine’da görevli dermatolog Dr. Tom Roher’e göre, “Bunun sebebi, güçlü içeriklerine rağmen hepsinin aynı şekilde işlemesi: Cildin içinde zaten bulunan suyu hapsediyorlar ve üzerinden biraz daha nem veriyorlar. Nemlendiriciler cildin üzerini bir mühür gibi kaplıyor ve ciltten daha az nemin yok olmasını sağlıyor.”

Üzücü olan şu ki, kırışık giderici ve yaşlanmayı geciktirici kremlerin durumu da bunlardan pek farklı değil. Yaşlanmayı geciktirici kremlerle ilgili en büyük yanlış anlama “yaşlanmayı geciktirici” terimidir. Kırışıklıkları gidereceğini ya da gerçek yaşınızı göstermeyeceğini iddia eden nemlendiricilerin tek yaptığı cildinize anlık bir nem bombardımanı yapmak. Bu, o kadar anlık bir değişimdir ki, bunu “önce” ve “sonra” fotoğraflarıyla görebilirsiniz. Nemlendiriciler bu açıdan işlerini gerçekten iyi yapıyorlar, ancak asıl neme ihtiyacı olan katmana hiçbiri ulaşamıyor.

Antioksidan kremlerin ya da yenileyici cosmeceutical* ürünlerin durumu da o kadar parlak değil. Bunlar çarpıcı sonuçlar vaat eden ve reçetesiz satılan kremler, jeller ve losyonlardır, içlerinde pek çok antioksidan ve antiinflamatuar bitki bulunmaktadır. Ancak bunlar, cosmeceutical ürünlerin etkili olup olmadıklarını kanıtlayan klinik testler yapan TGA tarafından denetlenmemektedir. Aksine, Japonya’da bu cosmeceutical’lerin aktif içerikleri “ilaç benzeri” şeklinde adlandırılmıştır ve güvenli olduklarının kanıtlanmaları istenmektedir. Genel olarak, cosmeceutical madde üreticileri, ürünlerinin yaşlanmayı geciktirdiğini iddia etmez, bu iddiada bulunanlar onların pazarlama stratejilerini yaratanlardır.

Yapılan çok sayıda araştırma antioksidanların, cilde uygulandığında UV ışınlarına karşı yüzeysel bir koruma sağladığını göstermiştir. Ama cildinizi gerçekten de yaşlanmaya karşı koruyup korumadıkları sorusu cevapsız kalıyor. Birleşik Devletler Tufts Üniversitesi’ndeki Antioksidan Araştırmaları Şefi Dr. Jeffrey Blumberg’e göre, “içeriğinde antioksidan bulunan cilt bakım ürünlerinin sayısının çoğalması, antioksidanların kırışık giderici özelliğe sahip olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca, bir ürünün içinde bulunan antioksidanların cilde ne kadar iyi geldiği ya da hangi antioksidanın etkili olduğuyla ilgili de hiçbir bilgiye sahip değiliz.” “Cosmeceutical” terimini ortaya atan ve yirmi yıldan fazla bir süre önce yüzeysel tretinoin’in (retionik asit) faydalarını keşfeden Prof. Dr. Albert M. Kligman’a göre, “Bu ürünlerin %90′ı böyle bir etki yaratmıyor.” Gerçek şu ki, yaşlanmakla savaşan pek çok ürünün iddiaları bilimsel kanıtlara dayanmaktan çok uzak.

Kanıtların azlığına rağmen, moda dergileri ve kozmetik firmaları bu tür kremlerin gençlik çeşmesi gibi yaşlanmayı geciktirdiği haberini yaymaya devam ediyor ve biz de bu aldatmacanın peşinden sürüklenip gidiyoruz. Sürekli bir ışıltı ve zamanı geri çevireceğini vaat eden bir ürüne kim karşı koyabilir ki? Ancak gerçekten kırışıklıklara karşı olan ve bunu bilimsel olarak kanıtlamış olan sadece birkaç ürün var. RetinA ve ona çok yakın olan bazıları, bunlardan birkaçı. Güneş koruyucu kremlerin de yaşlanmaya karşı etkili oldukları söylenebilir, çünkü UV ışınlarının cilde zarar vermesini engelliyorlar. Geri kalanı ise kozmetik üreticilerinin büyük para yatırarak uyguladıkları pazarlama stratejilerinden öte bir şey değil.

Dünya çapındaki Body Shop mağaza zincirlerinin kurucusu Anita Roddick’e göre, kozmetik ürünlere verilen paranın %99′u ambalaja, pazarlamaya ve reklama gidiyor! Demek ki asıl aldatmaca, zeki pazarlama stratejileri! Yüz peeling’i ve antiselülit konusunda tanınmış biri olan Dr. Danne Montagu-King’e göre, “Güzellik endüstrisinin %95′i aldatmaca ve kimse bana ona meydan okumamamı söyleyemez.” Eğer bu sizi ikna etmeye yetmediyse, bir de bunu düşünün. Pazarda en azından on bin farklı yaşlanmayı geciktirici ürün var. Eğer bunlardan bir tanesi gerçek çözüm olsaydı, sadece onu satmaları gerekmez miydi ?

Aslında mucize nemlendiriciler, sihirli losyonlar ya da cildinizi yenileyici kremler de yok. Bunların hiçbiri zamanı geri çeviremez. Antiageing hücrelerinizde başlar, pek çok kozmetik firmasının dediği gibi cildinizin yüzeyinde değil. Estetik operasyona ramak kala, sonsuz gençlik sağlayan hiçbir iksir yok! 0 nedenle bir dahaki sefere, bir cilt bakımı ürünü alırken satış görevlisine o ürünün hücresel anlamda ne kadar etkili olduğunu sormayı ihmal etmeyin. Buna sizin anlayabileceğiniz mantıklı bir açıklama getiremezlerse arkanızı dönüp oradan çıkın. Ya da daha iyisi, o ürün hakkında bir araştırma raporu isteyin. Eğer size bunu sunamıyorlarsa bir dakika bile düşünmeyin.

C Vitamini burada bahsedilen başka bir yanlış koruyucu. Sallantılı medikal duruşuna rağmen, pek çok kadın C vitaminine tapıyor. Teorik olarak, C vitamini bir antioksidandır ve cildi, zarar verici maddelere karşı korur. Ancak bu, forrnülasyonu ne olursa olsun, içinde C vitamini bulunan bütün ürünlerin cilde faydalı olacağı anlamına gelmiyor. Dermatologlar, C vitamini moleküllerinin cildinize nüfuz etse dahi, işe yarayacağı anlamına gelmediğini söylüyor. Diğer bir büyük problem ise bunların kullanımı. Ürünler bir şişede sabit kalmalı ve cilde belli koşullar altında uygulanmalı -ki bu hiç de kolay bir şey değil.

11 Mayıs 2014 Pazar

Cilt bakım sırası

Cilt-temizligi-cilt-bakimi
1) Temizleme sütü ile cilt boyunla birlikte temizlenir.
2) Vapozone île ozon buharı verilir. Vapozone saf oksijen ve­rir, cildi bakıma hazırlar, porlan sıkıştırıp cildin ihtiyacı olan oksijeni sağlar. Süre kuru ciltlerde 10 dakika, normal ciltlerde 20 dakika, yağlı ve akneli ciltlerde 30 dakika ol­malıdır. Ozon buharının cildi dinlendirme özelliği vardır. Hamileliğin birinci ve dokuzuncu aylarında kesinlikle uy­gulanmaz.
3) Komedon pres ile siyah noktalar temizlenir.
4) Peeling, kelime anlamı, ölü hücreleri çıkarma.
a) Soft peeling, primatör adı verilen aletle yapılır.
b) Forment peeling.
c) Biyolojik kazıma sistemi.
5) İontoferezle ionizasyon, galvenik akımla cildin ihtiyacı olan maddeleri cilt altına işletilme işi.
6) Maske, cilt türüne uygun olarak seçilir.
7) Pakung, cilt yüzeyinde kurumayan maske.
8) Kremle on-on beş dakika masaj yapılır. Kremin fazlası alınır. Tüm süre bir saat on beş dakikadır.Yirmi dört saat makyaj yapılmaz.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Cilt diyeti ile ışıl ışıl bir cilt yaratın!

cilt-tipleri
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Nihat Dik’e göre her cilt tipinin ayrı bir cilt diyeti olmalı. Dik, “Cildin sağlıklı ve güzel görünümü cilt diyeti ile yani beslenme, bakım ve egzersizle birlikte elde edilebilir. Cilt diyeti, her cilt tipine göre farklılık gösterir, tek tip değildir. Her şeyden önce cilt tipinin belirlenerek nasıl bir cilt diyeti yapılacağının saptanması gerekir” diyor.

Yağlı ciltler
Yağlı cildi olanlar, rafine şeker ve karbonhidratlardan, kızartmalardan, kuruyemişlerden uzak durmalılar. Bol bol havuç, yeşil çay, glisemik indeksi düşürülmüş, kan şekeri üzerinde olumlu etkisi olan kepekli tahıllar tüketmeliler. Kahverengi makarna, yulaf, bol tahıllı un gibi… Turunçgiller, kayısı, havuç, ıspanak gibi A vitamininden zengin gıdalar ile somon, uskumru, ton balığı gibi soğuk su balıkları da tercih edebilirler.

Yağlı cilt sorunu yaşıyorsanız, yağ düzeyini kontrol etmek için yağsız cilt ürünü kullanmalısınız. Cildinizi her gün sabah ve akşam köpük veya temizleme jeli ile temizlemelisiniz. Fondöten yerine renkli nemlendiricileri tercih edebilirsiniz. Yağlı cilde sahip olanların nemlendirici kremleri de tamamen yağsız olmalı. Günlük nemlendirici için hyalüronik asit solüsyonu ve kök hücreden zengin serum kullanmanız iyi olur. Çay ağacı yağı maskesi de yapabilirsiniz. Güneş koruyucuda da yağsız olanları tercih etmek gerekiyor.

Kuru ciltler
Kuru ciltliler, cildin nem kazanmasında yararı olan salatalık, balık, kereviz, ceviz, fındık, kuru kayısı gibi gıdalar tüketmeliler.

Cildi kuru olanlar asla temizleme jeli ve köpük kullanmamalı. Çünkü bu cildi daha çok kurutur. Temizleme sütü ve losyonu tercih etmeliler. Ayrıca aşırı sıcak ortamlardan ve güneş ışığına maruz kalmaktan da kaçınmalılar. Mümkünse spot ışık altında ve bilgisayar karşısında bile güneş koruyucu kullanmalılar.

Eğer kuru cildiniz varsa, gün içinde serum, akşamları da onarıcı kremler tercih etmelisiniz. Beş dakika buhar banyosundan hemen sonra soğuk su ile cildinizi yıkamalısınız. Cildiniz nemli iken nemlendirici ya da serum sürün. Hyalüronik asitli veya seramid içeren kremler bu cilt tipine uygundur.

Akneli ciltler
Özellikle aknelerin aktif olduğu dönemde fast food, kola, baharat, yağlı gıdalar, sigara, kafein, kuruyemiş, çikolata ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. A vitamininden ve özellikle beta karotenden zengin gıdalar diyete eklenmeli. Örneğin; havuç, turuncu sebzeler, meyveler, bal kabağı, kayısı, domates gibi.

Yağlı ve akneli cildi olanlar öncelikle bol su tüketmeliler. Akne soru yaşayanların stresi de kontrol altında tutmalarında fayda var. Çünkü stres hormonları akne, rosacea, sedef gibi mevcut cilt hastalıklarının alevlenmesine neden olabilir. Stres veya anksiyete zamanlarında bu şikayetler de kötüleşme eğilimine girer. Bu tür dönemlerde yürüyüş, meditasyon, yoga yapmak iyidir.

Yağlı cildiniz varsa, rutin cilt bakımını ihmal etmeyin. Salisilik asit içeren temizleyiciler ile cildi yıkayarak gözeneklerin temizlenmesini sağlayın. Ayrıca cilde nazik şekilde peeling uygulamak da doğru olur.

Cilt Bakımının Yıldızları Gece Kremleri

krem
Eğer cildinizin daha uzun yıllar gergin,pürüzsüz ve kırışıksız korumak istiyorsanız, gündüz bakımınızın yanı sıra gece bakım kremlerinizi asla ihmal etmemelisiniz.

Biliyor musunuz, aslında “güzellik uykusu “nun kelime anlamının ardında çok daha önemli şeyler var. Geceleri cilt me­tabolizması daha fazla çalışıyor dolayısıyla günün verdiği zarar­lar, UY ışınları ve cilt yüzeyinde biriken kir gece temizleniyor ve cildin üst katmanındaki hücreler yenileniyor.

Ayrıca geceleri cildin kan dolaşımı gündüzden daha yoğun oluyor, işte bu yüz­den cildinizin gece bakımına özellikle önem vermeniz gereki­yor. Ye bu konuda size cilt tipinize özel etkili gece kremleri yar­dımcı oluyor.

Eğer cildinizin daha uzun yıllar gergin, pürüzsüz ve kırışıksız görünümünü korumak istiyorsanız, gündüz halamınızın yanı sıra gece bakım kremlerinizi asla ihmal etmemelisiniz. Bunun en önemli nedeni, cildin gün boyunca onu koruyucu hidrolipid filmini dengede tutma çabalarıyla haşır neşir olmasıdır. Cildiolumsuz dış etkenlerden koruyan bu film geceleri ye­rini yenilenme programına bırakıyor.

Son araştırmalar, cilt fonksi­yonlarının gün içinde değişiklik gös­terdiğini ortaya koyuyor. Örneğin, akşam 18.00′den itibaren cilt metabolizması daha yoğun çalışmaya başlıyor. Saat 23.00′den iti­baren de cildin kan dolaşımı, yenileme ve ta­mir etme çalışmaları doruk noktasına ulaşı­yor. Saat sabah 04.00′e kadar ciltteki hücre bölünmesi gündüze oranla çok daha hızlı ger­çekleşiyor. Aynı zamanda bakım ürünlerini al­ma açısından da cilt geceleri daha uygun oluyor. Bunun yanı sıra yağ ve su bazlı maddelerin bu sa­atlerde cilde ulaşması mümkün olabiliyor. Kısacası, cildin özel­likle gece bakımıyla ve kendini korumasını ve yenilemesini sağ­layabilmesi uyku saatlerimize denk geliyor.

Gece kremleri nasıl etki ediyor ?
Gece için üretilmiş özel kremler öncelikle içeriklerindeki özel maddelerin zenginlikleriyle öne çıkıyor. İşte onları bile­şimlerinde hafif kıvamlar ve ışın koruması içeren gündüz ba­kım kremlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biride bu zaten. Cilt, özellikle geceleri bakım yapan ve yenileyici destekli maddeleri almaya daha meyilli olduğundan, gece bakım krem­leri bu maddeler yönünden daha zengin içerikli oluşlarıyla dik­kat çekiyorlar. Cildin doğal fonksiyonlarının da desteğiyle etkilerini ortaya koymaları kolaylaşıyor. Genellikle yağ bileşeni yö­nünden gündüz kremlerinden ayrılan gece kremleri, cildin kendini yenileme mekanizmasını destekleyen bakım yapan maddeler yönünden de gündüz kremlerinden ayrılıyor. Normal olarak hassas ciltlerde alerjik olabilen UV ışınlarına karşı koru­yucu filtre içermezler. Bu yüzden de gündüz kullanımı önemli olan bir bakım kremini gece kullanmak kesinlikle doğru değil.

Hangi cilde hangi krem ?
Gece kremleri, gündüz kremlerinden daha yağlı oldukları için, gece ve gündüz kremlerini aynı markanın ürünlerinden seçmek önem taşıyor. Kozmetik markaların birçoğu gündüz kremine uygun her cilt tipine gece bakımı sunuyorlar. Kural olarak 20 yaşında itibaren her kadının uykuya yatmadan önce gece kremi kullanması öneriliyor. Eğer kuru bir cilde sahipse­niz, cildinize gece ihtiyacı olan nemi bolca vermeniz gerekiyor. Buna karşın cildinizin yağlı olduğunu düşünüyorsanız o za­man, yağ bakımından zengin krem kullanmaktan kaçınmalısı­nız. Bu cilt tipinin ihtiyacı nem ve yağ oluşumunu engelleyen ürünler onun için doğru seçimdir. Her ikisinin karışımı ise adı üzerinde karma cilt tiplerinin en büyük ihtiyacıdır. Bu cilt tipi özelikle T bölgesindeki fazla yağ üretimiyle dikkat çeker. Ya­naklar genellikle kuru ve hassastır. Eğer karma bir cilt tipine sa­hipseniz, o zaman yanaklarınızda zengin içerikli gece kremi kullanırken, burun, alın ve çene bölgesinde hafif nemlendirici­ler kullanmanızda fayda var.

Mucize Maskeler

yumurta-aki-maskesi
Tek olumsuz yanları, yüzümüze sürmüşken eşimize yaka­lanmak… Ama bunun dışında güzellik maskelerinin inanılmaz birer güzellik iksirleri olduğunu söylemeden geçmemek lazım.

Eğer cildiniz için iyi birşeyler yapmak istiyorsanız, o zaman kendinize ayırdığınız küçücük bir vakitte rahatlatıcı bir maske­ye ne dersiniz? Bilindik salatalık maskesinin dışında güzellik maskelerinin tümü, her tür güzellik sorununda kadınlara hızlı ve kalıcı çözümler sunuyor.

Uzun ve yorucu bir günün ardından bedeninizin ve ruhunu­zun ikinci bir randevuyu daha kaldıramayacağım düşünüyor­sunuz. O zaman size önerimiz hemen bir anti-stres maskesinin yardımını almak. Böylesi bir maske cildi temizlerken aynı za­manda ince çizgileri ve stresin izlerini de siliyor. Stresli işkadınlarının göz altlarında oluşan torbalanmalar ve halkalar için özel göz maskeleri ideal. Göz çevresinin hassas cildi ferahlarken ay­nı zamanda gerginlik kazanıyor. Göz çevresinin bu rahatlığı kı­sa bir süre sonra tüm yüze yansıyarak farklı bir ışık saçmaya başlar.

Termal su kompresleri de özellikle soğuk kış günlerinde yo­ğun stres altındaki cildin imdadına yetişiyor. Düşük ısılar ve ka­loriferin kuruttuğu havayla gerginleşen ciltler, bu olumsuz şart­lara genellikle cilt yüzeyinde kızarıklıklar, yanmalar ve gerginlik hissiyle karşılık veriyor. Yüzdeki yanma ve hoş olmayan gergin­lik hissi bileşimindeki termal su ürünleriyle ortadan kalkıyor. Maske etkili kompresler de hassaslaşan cildi rahatlatması açı­sından oldukça etkilidir.

Taze bir dokunuş: Temizleme maskeleri
Eğer cildinizdeki siyah noktaların ve küçük sivilcelerin sayı­ları son günlerde giderek arttıysa o zaman haftalık bir temizle­me maskesi sizin için en kalıcı çözümlerden biri. Cildi derinle­mesine temizleyerek ona eski ışıltısını veren bu maskeler aynı zamanda siyah noktaların ve sivilcelerin de kuruyarak kaybol­masını sağlıyor. Eğer uzun ve zorlu bir günün ardından bir gü­zellik merkezine gidecek zamanınız yoksa yeni “sağlık” maske­leri pratik ambalajlarında marketlerde bile satılıyor. İçeriklerin-deki etkili maddeler sayesinde sadece 10-15 dakika içinde te­miz bir cilde kavuşmanız an meselesi. Tabii, hangi maskeyi se­çerseniz seçin, cildinizi uygulamadan önce mutlaka temizle­meniz şart. Böylelikle etkili maddelerin cildin derinliklerine da­ha kolay ulaşmasını sağlamış olursunuz. İdeal olan, güzellik maskesini duş ya da banyo sonrası kullanmanız. Çünkü buhar gözenekleri açarak cildin derinlemesine bir bakıma hazırlan­masını sağlıyor.

9 Mayıs 2014 Cuma

İki aşamada siyah noktalardan kurtulma

siyah-nokta
Eğer cildinizde akne ya da siyah noktalarla ilgili sorunlar ya­şıyorsanız, o zaman öncelikli yapmanız gereken asla yüzünüz­le oynamamanız.

Siyah noktalar için en pratik çözümlerden bi­ri eczanelerde kolaylıkla bulabileceğiniz burun, çene ve alın için ayrı şekillerde satılan cilt bantları.

Bant kullanmadan önce cildinizi hafifçe nemlendirin, bantı siyah noktaların yoğun ol­duğu bölgeye yapıştırın ve kısa bir süre bekleyip çekin.

Birinci aşamada gözenekler içinde birikmiş kir banta yapışarak cilt yü­zeyinden ayrılacaktır.

İkinci aşamada ise cildinizi antibakteriyel bir mendil ile temizlemeniz ya da yüzünüzü ılık suyla duru­lamanız gerekiyor.

8 Mayıs 2014 Perşembe

Hangi yaşta nasıl cilt bakımı yapılmalı?

ciltbakimi
Kadınlar için her yaşta cilt bakımı çok önemlidir. En önemli vitrinimiz olan cildimize ne kadar iyi bakarsak, o da bizi ödüllendirir; her yaşın güzelliğini ayrı yaşarız. Yaşa göre cilt bakımı, bu işin sırrıdır. Çünkü cilt değişkendir, her yaşta ayrı bakıma ihtiyaç duyar.

Cildimizi hırpalayan pek çok faktör vardır. Uykusuzluk, hava kirliliği ve stres bunların başlıcaları. Eğer cildimize iyi bakmıyorsak, cildimizin kuruması, kırışması ve erken yaşlanması kaçınılmaz olur. Bu nedenle 20 yaşından itibaren cilt bakımına başlamalıyız.

20’li yaşlar

Bu yaşlarda cilt dayanıklı ve gergindir. Yüzün belli bölgelerinde sivilcelere rastlanabilir. Yağ salgıları ve hormonlar tam düzene girmediği için bu tür problemler görülebilir. Kolajen üretimi yoğundur, cilt kendini sürekli yeniler. Ölü hücreler ayda bir kez dökülür. O yüzden cilt hep tazedir. Temizlik ve nemlendirme bu yaşlardaki gençler için anahtar kelimelerdir.

- Cildi tahriş etmeyen temizleyiciler kullanmak gerekir. Sabunsuz ürünler iyidir, özellikle eczanelerde satılan dermakozmetikler bu yaş grubu için ideal ürünlerdir.

- Cildi sabah ve akşam güzelce temizledikten sonra mutlaka alkolsüz bir tonik kullanılmalıdır. Tonik, gözenekleri sıkılaştırır, cildin PH dengesini düzenler.

- Tonikten sonra nemlendirici sürülmelidir. Yağsız ve su bazlı nemlendiriciler 20’li yaşlar için uzmanların önerdiği nemlendiricilerdir.

- 25 yaşından sonra göz çevresinde belirmeye başlayan ince çizgilerin silikleşmesi ve derinleşmemesi için bir göz çevresi kremi kullanılmalıdır. Göz çevresi kremi alırken, yaşınıza uygun olup olmadığını satış danışmanına/uzmana mutlaka sorun. Bu yaşta kullanacağınız göz çevresi ürünü ağır olmamalıdır. Canlandırıcı etki taşıması yeterlidir.

30'lu yaşlar
Otuzlu yaşlarda ilk kırışıklıklar ortaya çıkar. Ölü hücreler, dökülme yeteneklerini kaybeder ve derinin kalınlaşmasına neden olurlar. Bu yüzden, cilt yüzeyi artık çok pürüzsüz değildir. Kolajen eskisi kadar fazla üretilmez. Bu yaşlarda cilt, ilk zayıflık belirtilerini göstermeye başladığından zararlı UV ışınları cildin orta tabakasına kolaylıkla geçebilir.

- 20'li yaşlarda başladığınız temel bakıma devam edin. Buna ek olarak, göz çevresi kırışıklıklarına karşı daha etkili önlem alma zamanı. “İlk kırışıklıklara” karşı etkili bir ürün alın.

- Günlük nemlendiriciniz güneş koruma faktörü içersin. Günlük hayatta dahi bu kremi sürmeden sokağa çıkmayın. Kremi, yüze sürerken boyun ve dekolte bölgenizi de unutmayın.

- Gündüz kremi dışında haftalık bir maske uygulamaya da başlayabilirsiniz. Besleyici ve nemlendirici bir maske olabilir.

- Meyve asiti içeren, cildinizi onaran bir gece kremi kullanmanın da zamanı geldi. Çünkü meyve asidi (AHA) içeren antiaging ürünlerinin cilde yararları bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Bu ürünler cildin rengini açıyor. Meyve asitleri, hyalüronik asit salgılanmasını artırıyor. Su tutucu özelliğe sahip olan hyalüronik asit de cilde nem kazandırıyor. Nem kazanan cilt, kurumaya ve erken yaşlanmaya karşı direnç kazanıyor.

40'lı yaşlar
Bu yaşlar biraz moral bozucu… Çünkü cildimizde belirgin değişiklikler olmaya başlar. Cildin kolajen üretimi giderek azalır. Cilt mat ve solgun bir görünüm alır. Bunun nedeni, hücre değişiminin yavaşlamasıdır. Vücutta olduğu gibi, yüzdeki kaslarda da çökmeler görülmeye başlanır.

- 40’lı yaşlara geldiğinizde meyve asitli veya retinollü kremleri tercih etmelisiniz. Retinol yeni bir şey değil, A vitaminin özü Retinol. Bu kremlerin cildi gençleştirici etkiye sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. A vitamini, ciltteki kolajen salgısını artırıyor, derinin gerginliğini sağlıyor. Soyucu özelliği var, bu sayede yıpranmış cildin altından taze bir derinin gelmesini sağlıyor. Güneş lekelerinin hafiflemesine yardımcı oluyor.

- Gündüzleri de göz çevresi için koruma faktörlü göz kremleri kullanın.

- Azalan kolajen üretimini desteklemek amacıyla peptitli ürünlere bu yaşlarda başlayabilirsiniz. Peptit içeren kremler, aminoasitlerin bir araya gelmesinden oluşuyor. Sinirden kasa uyarının gitmesini durduruyor. Kas kasılamadığı için kırışıklık da olmuyor. Peptit içeren kremlerin, iki kaş arası kırışıklıklarda, kaz ayaklarında, göz çevresinde ve alında kullanılması uzmanlar tarafından öneriliyor.

- Yüzünüze uyguladığınız bakımı mutlaka boynunuza da uygulayın. Ancak yüzünüze yukarı doğru, boynunuza ise aşağı doğru hareketlerle kreminizi sürün.

50'li yaşlar
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, ciltteki yaşlılık belirtileri iyice ortaya çıkar. Lekeler ve sarkmalar belirginleşir. Cilt rengi bozulur, deri kalınlaşır. 50’li yaşlarda cilt fazlasıyla nem gereksinimi içindedir. Nemsizliği giderici yoğun ürünlere ihtiyaç duyar.

- Tercih edeceğiniz ürünler, içerik açısından daha konsantre, hücre yenilenmesini destekleyen ve kırışıklıkları hedefleyen türden olmalıdır. Özellikle peptit ve DMAE içeren ürünler tercih etmelisiniz. DMAE; cilt için çok güçlü bir antioksidan desteğidir, hücre zarını stabilize eder.

- 50’li yaşlarda cilt lekeleri, çiller ve benlere dikkat etmek gerekir. Yüzünüzde beliren lekeler için renk açıcı kozmetik ürünlerinden faydalanabilirsiniz. Lekelerin çoğalmasını önlemek için ise yaz-kış sokağa çıkarken yüksek koruyuculu bir güneş kremi kullanmalısınız. Ayrıca bu kremi ellerinize de sürün. El derisi en çok lekelenen bölgelerin başında gelir.