30 Nisan 2014 Çarşamba

Saç Bakımı Doğal Maskeler

dogal-sac-maskeleri
Canlı ve parlak saçlar
Bir çoğumuz için saç bakımı çok önemlidir. Canlı ve parlak saçlara sahip olmak sanıldığı kadar zor olmasa da, saç da dişler gibi genetik mirasımız arasındadır.

Bu yüzden saç dökülmesi, saç telinin incelmesi, kepek, kellik veya saç derisinde kuruluk gibi sorunların diğer aile bireylerinde de olup olmadığına bakılmalıdır. Saçlarınızla ilgili yaşadığınız sorun ne olursa olsun öncelikle mutlaka bir test yaptırmalı ve vücudunuzdaki çinko, demir düzeyi ile hormonal bir sorununuz olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Yoksa uygulayacağınız tüm bakımlar boşa gidebilir.

Evde saç maskesi hazırlamak

Hormonal olarak bir sorununuz olmadığını öğrendikten sonra, kendiniz evde kolay şekilde saç maskeleri hazırlayabilirsiniz. Özellikle limon, zeytinyağı, yumurta ve badem yağının saç bakımı için önemli bir yeri bulunmakta.

Saçlarınızın parlak olması için; adaçayı yaprağı veya bal ile limon kabuğu rendesini zeytinyağıyla karıştırarak saçlarınıza uygulayabilirsiniz. Aynı şekilde saçlarınız dökülüyorsa; ısırganotu, fesleğen ya da çemen tohumunu yine zeytinyağ ile veya saf alkol ile karıştırarak saç diplerinize uygulayabilirsiniz.

Kepek probleminiz varsa; latin çiçeği, tarçın, alfalfa, ıspanak veya pazı, kişniş ve badem yağı karışımı size çok iyi gelecektir.Evde hazırlayabileceğiniz bu kolay saç bakım maskelerini, haftada bir en fazla iki kere mutlaka uygulayın. Temiz saça uygulamanız daha verimli olacaktır. Maskeyi uyguladıktan sonra bir saat kadar saçınızda tutun sonra şampuanlamadan saçınızı durulayın. Ertesi gün veya en az 5-6 saat geçtikten sonra saçınızı durularsanız, saç maskenizin daha çok faydasını görürsünüz.

28 Nisan 2014 Pazartesi

El Estetiği

el-bakimi
Hepimiz estetiğin iyice araştırılıp uzman kişiler tarafından doğru şekilde uygulandığı takdirde, ne kadar büyük mucizeler yarattığına şahit olmuşuzdur. Bilinen bir gerçek var ki, yanlış kişiler tarafından yanlış operasyonlar altına yattığınızda geri dönüşü olmayan görüntülerle karşıla biliyorsunuz. Tabi ki bu sizi ruhsal çöküntüye kadar götürebiliyor.

Yüz estetiği, göğüs estetiği, yağ aldırmadan, incelmeye kadar birçok estetik operasyon var.Güzel ve daha genç gösteren bir fiziğe sahip olmak, biz bayanlar için çok güzel bir duygudur. Güzellik uğruna katlandığımız bu kadar estetik operasyondan sonra yaşımızı gizleyebiliyoruz ama bir tek şey dışında Maalesef ellerimizin kırışıklığı bizi çok kolay ele veriyor. Hemen üzülmeyelim, çünkü müjdeli bir haber uzmanlar tarafından geldi.

Her geçen gün daha çok gelişen teknoloji, en sonunda yaşımızı ele veren ellerimize de bir çare buldu. Estetik dünyamıza eklenen el estetiği sayesinde artık yaşımız daimi genç kalacak. Uzmanlar ağrısız, sızısız, iz bırakmayacak birkaç küçük operasyonla, ellerin de artık daha güzel ve genç görüneceğini açıkladı. Yani el gençleştirme. El ütületmek olarak da biliniyor.

Bu basit işlemlerden ilki; eldeki kırışıklıkların, lekelerin derinliğine ve cildin yapısına göre lazer ile tedavi yöntemidir. İkinci işlem peeling yöntemidir. Peeling, üst derinin soyulmasıyla beraber cildin yenilenmesi, daha da güzel görünmesidir. Yüze uygulanan peeling yöntemi ellere uygulandığında da çok başarılı sonuçlar vermektedir. 5 günlük bir tedavi sürecinden sonra gözle görülür derecede farklılık gösterir. Son işlem ise; kendi yağınızla lipofilling, kişinin kendi karın bölgesinden alınan yağ dokusunun yine kendi cilt altına enjekte edilmesi yöntemidir. Cilt üzerine anestezik bir krem uygulandıktan sonra, 5 dakika geçmeden ince bir iğne ile dolgu maddesi enjekte edilir.

El estetiği
Uzmanların açıkladığı bu üç ayrı basit operasyonun uygulanmasıyla artık, fiziki yönden bir bütün olarak daha genç ve daha güzel görünebileceksiniz.

25 Nisan 2014 Cuma

Gül dengeliyor, lavanta rahatlatıyor

Cilt-temizligi-cilt-bakimi
Kırışıklıklara karşı açılan savaşta, yüksek teknolojili bileşen­ler içeren biyolojik kremlerin etkisi inanılmaz. Yumuşak, bakım yapan ve her bölgede etkili olan doğal kozmetiğin uygulayıcıla­rı, gülün cilt yüzeyindeki inanılmaz etkisi üzerine yemin ediyor.

Çünkü gül cildi soğuktan korurken aynı zamanda kurumasını engelliyor. Kremlerdeki ve spreylerdeki gülsuyu ciltte dengele­yici ve rahatlatıcı bir etki sağlıyor. Gül yağının ise ruhsal açıdan rahatlatıcı etkisi biliniyor.

Cildi temizleyici ve tonik etkisi bulu­nan lavanta yaprakları ekstresi özellikle yağlı ve karma ciltlerde temizleme ürünleriyle öne çıkıyor.

23 Nisan 2014 Çarşamba

Cildi Nemlendirmek için Ne Yapmalı?

Cilt-Bakim-Onerileri
Kuru cilt maalesef kadınların en çok şikayet ettikleri konular arasında yer alıyor ve özellikle bir mevsimden diğerine geçerken ya da hayatın gidişatında radikal bir değişiklik meydana geldiğinde ciltteki sorunların kendilerini çok daha fazla belli ediyorlar. İlk anda ortaya çıkması en garanti rahatsızlık ise cilt kuruluğu ve onlarca farklı şeyden etkilenen cildimizin doğru bir şekilde nemli kalmasını sağlamak hepimizin görevi olmalı.

Tabii ki cildi nemlendirebilmek için yapılması gerekenlerin en başında yapılmaması gerekenleri yapmamak gelmektedir. Bunlar arasında çok sıcak ve kuru ortamlardan kaçınmak, cildi tahriş edecek kadar yıkamak, kötü hava koşullarına cildi çok fazla maruz bırakmak gibi çeşitli durumlar yer almaktadır.

Aynı zamanda yaşlanmanın da cildin nem kapasitesine darbe vurduğu unutulmamalı ve cildin daha hızlı yaşlanmasına neden olabilecek alkol ve tütün mamülleri gibi ürünlerden uzak durulmalı. Bu tip basit konularda dikkatli olursanız cildinizin kuruluğunun önüne bir miktar geçebilir ve doğal olarak nemlenmesini sağlayabilirsiniz.

Doğru bir şekilde cildi yıkamak aslında sağlık sorunları olmayan bir cildin nemlenmesi için yeterli olmaktadır. Yani cilde özel ve asit baz dengesi iyi ayarlanmış temizleyici ürünleri kullanmak ve musluk suyu fazla sertse onun yerine içme suyu kullanarak yüzü yıkamak temelde cilt kuruluğunu önlemek için yeterli olacaktır. Fakat daha hassas bir cildiniz varsa ve dikkat etmenize rağmen cilt kuruluğundan kurtulamıyorsanız elbette yapabilecekleriniz de var.

İlk olarak kullandığınız nemlendirici ürünlerin kaliteli olduğundan ve temiz bir cilde uygulandığından emin olmalısınız. Böylece gözenekleri açılmış bir cilt üzerinde daha kolay nemlendirme yapabilirsiniz. Makyaj yapmayı tercih ediyorsanız makyajdan bir süre önce nemlendiricinizi sürmeyi ve böylece makyajın altında boğulacak olan cildinize destek olmayı kesinlikle unutmamalısınız.

Gün içerisinde doğru ve yeterli miktarda su tüketerek, aynı zamanda tüm besin değerlerini içerecek bir beslenme programını takip ederek çok daha sağlıklı ve nemli bir cilt yapısını koruyabilirsiniz. Aslında cilt sorunlarının pek çoğu yetersiz beslenme ile direkt alakalıdır ve bu durum cildin nemini alamamasına neden olur.

Eğer iş veya özel hayatınızda stres ve baskılara sahipseniz bunların cilt kuruluğunu tetikleyeceğini de unutmayın. Gerekirse psikolojik destek alarak bu sorunların üstesinden gelebilir ve daha sağlıklı bir cilt yapısına da kavuşabilirsiniz.

22 Nisan 2014 Salı

A’dan Z’ye Güzellik

Estetik-ve-Güzellik
Bazı vitaminler ve doğal asitler erken yaşlanmayla sa­vaşta önemli maddeler arasında değerlendiriliyor. Bunlar ara­sında A,C, E, meyve asitleri ve Co-enzim Q 10′u saymak müm­kündür. Ancak sağlıklı yaşlanmanın yolu yıllara meydan okur­ken atılan doğru adımlardan geçiyor.

Bilindiği gibi cildimiz vücudumuzun en büyük organıdır. Tüm organizmayı kaplıyor ve dış etkilere karşı koruyucu bir gö­rev üstleniyor. Bunlar sıcak, soğuk ya da herhangi bir fiziksel değişim olabilir. Bu yaklaşık 2 mm kalınlığındaki manto altında korunması gereken her şey güven altında oluyor. Ama yine de hepimizin sıkça hatırlaması gereken bir şey var ki, o da cildimi­zin hassas olduğu ve özel bir bakıma gereksinim duyduğudur.

Bu bakımın en çok ihtiyaç duyulduğu bölge ise ilk kırışıklıkların oluştuğu cildimizdir. Cilt yaşlılığın hızı genetik özelliklere bağlı olarak değişim gösteriyor. 80 yaşındaki bir kişinin cildi 18 ya­şındaki genç birinin üçte bir oranında incedir. Azalan kas ger­ginliğinin sonucu cilt elastikiyetini kaybeder ve böylelikle yaş­lanmanın belirtileri ortaya çıkar.

Bugüne kadar üst derinin yaşlanmasını önleyebilecek her­hangi bir gelişme kaydedilmedi. Ancak kırışıklıkların oluşması­nı geciktirip kontrol edebilecek önlemler var. Yaşlılığın baş düş­manlarından biri serbest radikallerin de oluşumunu sağlayan ve UV ışınlarını aktive ettiği oksijen olarak gösterilmektedir.

Oksijen ve hücre duvarlarına zarar verir, hücre yapısını değişti­rir ve oluşabilecek yeni cilt hücrelerinin kalitesi olumsuz etkile­nir. Bunun sonucunda da olgun ve genç bir cildin ayırt edilebil­diği o fark ortaya çıkıyor; yaşlanma… Serbest radikaller ve do­layısıyla “photoaging” ışık yaşlanması A, E ve C vitaminleriyle alman anti oksidanlar tarafından önlenebiliyor.

Bu maddeleri içeren meyve ve sebzeler ya da evde yapabileceğiniz kremlerle de yaşlılığı geciktirmeniz mümkün. Kremlerin içeriğinde bulu­nan mucizevi bir madde olan koenzim Q10′u da ette, balıkta, fındıkta ve baklagillerde bulmak mümkün. Bu koenzim sadece serbest radikalleri karşı değil aynı zamanda hücresel enerji ka-zanımında da oldukça etkili.

Cilt üzerinde tıpkı yaşlılığı gecikti­rici bir fren sistemi etkisi var. Eğer bebek cildi gibi pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyorsanız o zaman sigara kullanımında da uzak durmalısınız. Hem bileşimindeki maddeler hem de dudak mimikleri özellikle üst dudakta ince kırışıklıkların oluşmasına yol açıyor. Sağlıklı bir cilt için gerekli olan ise temiz hava ve ye­terli miktarda güneş, kalan kısım ise alınan besinlerin, bakımın ve yaşam tarzının iyi bir karışımı.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Evde Cilt Temizliği Nasıl Yapılır?

cilt-tonigi
Cildin kuru ve bakımsız görünmesi pek çok kadının karşılaştığı olumsuz durumlar arasında yer alıyor fakat aslında bu cildin yapısının kötü olmasından değil, bizim ona yanlış bakım yapmamızdan kaynaklanıyor. Cildiniz için özel bir bakım kürü uygulamasanız bile onu doğru bir şekilde temiz tutmanız doğal ve güzel yapısını korumasını sağlamaya yetecektir. Gün içerisinde çok sert hava koşullarına ya da ağır streslere maruz kalmıyorsanız cildinizin güzelliğini onu sağlıklı bir şekilde temizleyerek korumaya devam edebilirsiniz.

Cildin doğru bir şekilde nemlenmesi için ne kullandığınız nemlendiriciler, ne de cildinize sürdüğünüz özel sular ve sıvılar kesinlikle yeterli olmamaktadır. Elbette temiz ve cilt yapısına uygun yumuşaklıkta bir suyla cildinizi temizlemek önemlidir fakat günde iki litreden fazla su içerek cildin kendini içten temizlemesini ve nemlendirmesini de sağlamalısınız. Yetersiz su tüketimi cilt hücreleri içerisinde zararlı maddelerin birikmesine neden olacaktır ve cildi kötü gösterecektir.

Maalesef takıntılı bir şekilde cildini temizleyen kadınlara kötü bir haberimiz var. Cildi fazla miktarda temizlemek ve sürekli olarak yağından arındırmaya çalışmak ona oldukça zarar veren bir davranıştır. Sürekli olarak fabrikalar gibi yerlerde çalışmıyor veya dışarıda dolanmıyorsanız cildinizin çok fazla kirlenmesi mümkün değildir ve sabah kalktıktan sonra, akşam da yatmadan önce temiz ve ılık bir suyla cildinizi yıkamanız günlük olarak yeterli olacaktır. Zaten cilt yapınıza uygun bir sabunla banyo yapıyorsanız yüzünüzü yıkarken sürekli sabun kullanmak zorunda da değilsiniz. Tabii ki makyajınız olmadığını varsayıyoruz zira makyajı olanların makyaja ihtiyaç bittiği anda yüzlerini kozmetiklerden arındırmaları gerekmektedir.

Yüzdeki siyah noktalar da kadınların en büyük şikayetleri arasında yer alıyor ve doğru şekilde temizlenmeleri önemli. Hiç bir temizlik ürünü ve kimyasalı kullanmadan siyah noktalardan kurtulmak için ilk olarak yüzünüzü on beş dakika boyunca sıcak su buharına tutabilir, böylece siyah nokta gözeneklerinin gevşeyerek açılmalarını sağlayabilirsiniz. Açılan gözeneklerin içerisindeki siyah noktaları cilde zarar vermeden hafifçe sıkarak çıkartabilirsiniz. Gözeneklerin içinin yeniden dolmaması için temizlikten sonra hemen yüzünüzü soğuk bir suyla yıkamayı da unutmamalısınız.

Cilt temizliği için su tek başına en sağlıklı malzeme diyebiliriz. Bu nedenle özel bir sebebiniz olmadıkça suyu başka kimyasallar ile karıştırmamaya çalışın.

Ciltte Yaşlılık Etkileri

yasli-olgun-cilt-tipi
Cildimizin kaderinin sadece genlerimize bağlı olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Cildin görüntüsü aynı zamanda ona nasıl davrandığımızı da büyük oranda ortaya koyuyor. Yaşam tarzı faktörü yaşlanma sürecinde önemli bir role sahiptir. Özel­likle genç kadınların ciltlerinde görülen erken yaşlanma fazla güneşin, sigaranın ve stresin bir eseridir. Solaryumdan uzak duran, sigara ve alkol bağımlılığı olmayan ve olumsuz dış et­kenlerin cildine zarar vermesini önleyenler, sadece genel sağlı­ğını değil aynı zamanda cildini geleceğini de ellerinde tutuyor demektir.

Güneş ışınlarının cildin doğal düşmanı olması uzun zaman­dır bir sır değil. Gençlik yıllarından itibaren kendini güneşin za­rarlı kollarına teslim edenler ya da solaryuma gitmeyi alışkanlık haline getirenler, 30′lu yaşlarından itibaren cildinin giderek hassaslaştığının farkına varacaktır. Ancak yine de henüz o ka­dar geç kalmış sayılmazsınız. En azından işlediğiniz geçmiş gü­nahların bir kısmını düzeltme şansına sahipsiniz. Yaşlılığı ge­ciktirici doğru adımlardan biri UV korumalı günlük bakımları asla ihmal etmemektir. Başka bir deyişle koruma faktörü, cildi sadece oluşabilecek yeni zararlardan korumakla kalmaz aynı zamanda geçmişte ortaya çıkmış büyük zararların da hafifle­mesini sağlıyor. Koruma faktörü sayesinde cilt yeni saldırılar­dan kendini korumak için daha az enerji sarf eder. Ayrıca, geç­mişte cilde verilen zararları da tamir etmeye ve kendini yenile­meye gücü vardır. Bakım kremlerinde bulunan E ve C vitamin­leri gibi antioksidanlar ise cildin kendini toparlamasına yar­dımcı olur.

Eğer cildinizdeki sorunlu akne ya da siyah noktalardan şikayetçiyseniz, ergenlik dönemindeki gençler için üretilen güçlü içerikleri bulunan bakım ürünlerini asla kullanmayın. Olgun bir cilt daha az yağlı olduğundan hem tahriş olur hem de doğal nemini kaybedebilir. Olgun ciltler için üretilmiş anti-akne te­mizleme ürünü ve haftada bir kez kullanabileceğiniz yumuşak bir cilt peelingi sizi hızlı bir çözüme götürebilir.

Cildinizin ek bir nemlendirilmeye ihtiyaç duymadığını dü­şünseniz de her zaman mutlaka bir nemlendirici kullanın. Özellikle geceleri cildinizin gerekli besin maddelerini almasına dikkat etmeniz gerekiyor. Gün içinde cildiniz olumsuz dış et­kenlerle savaşmak zorunda olduğundan ancak kendine gecele­ri zaman ayırabilir. Gece boyunca süren dinlenme sırasında be­sinleri alma süreci de daha hızlı gerçekleşmektedir. Bu yüzden gece kremi satın alırken retinol ya da AHA (alfa hidroksi asit) içeriyor olmalarına dikkat edin. Kesin bir sonuç içinse gece kre­mini nemli cilde uygulayın. Bu sayede cildin kremi emmesi ko­laylaşacaktır.

20 Nisan 2014 Pazar

Saçımda Pullanma ve Kepek Var, Ne Yapabilirim?

kepeklenme
Saçlarda karşılaşılan pullanma ve kepeklenmeler maalesef oldukça sık olarak gerçekleşiyorlar ve bilhassa mevsim geçişlerinde kadınlar için büyük sıkıntı yaratıyorlar. Her ne kadar bazen gerçek rahatsızlık ve hastalıklardan kaynaklansalar da, genellikle basit deri sorunları ya da nem sıkıntılarından kaynaklanan bu duruma karşı elbette yapılabilecekler var. İlk olarak pul pul kepeklenme sorununa kısa bir bakış yapalım ve ardından yapabileceklerinize göz atalım.

Saç diplerimizde bulunan deri genellikle hiç bir belirti göstermeden kendi kendine dökülür ve yenilenir. Banyo yaptığımızda tüm ölü derilerin ortadan kalkması neticesinde herhangi bir pullanma ya da kepeklenme yaşanmadan hayatımıza devam ederiz. Ancak çok nadir banyo yapma, deri kurulukları, sedef gibi hastalıklar ve uygun olmayan kozmetik malzemelerin kullanımı neticesinde bu ölü derilerin miktarı artabilir veya saçtan atılması mümkün olmayabilir. Özellikle psikolojik olarak sorunlar yaşanan dönemlerde deriye ve dolayısıyla saç diplerine yönelik rahatsızlıklarda artışlar kaydedilmiştir.

Marketlerde satılan kepeğe karşı üretilen şampuanlar pek çok vakada işe yaramaktadır ve kepekler ortadan kaldırılmaktadır. Ancak saçlarınızdaki pullanmış bu deriler ortadan kalktıktan sonra kepek şampuanı kullanmaya bir son vermeli ve standart şampuanınıza dönmelisiniz. Bilhassa belli mevsimlerde pullanma varsa o mevsimlerde bu tip ürünleri kullanmak ve diğer zamanlarda normal temizlik ürünlerine dönmek saç sağlığı açısından oldukça önemli.

Tabii ki hormonal dengelerde büyük değişikliklerin yaşandığı zamanlarda da bu tip saç derisi sorunlarıyla karşılaşmak olası. Ergenlik dönemi geçişlerinde, adet döneminde, menopoz döneminde veya çeşitli hormon tedavilerinin gerçekleştirildiği zamanlarda maalesef deride pul pul dökülme gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu tip hormonal değişiklikler cildin nem ve yağ dokusuna zarar verdikleri için uygun bakım ürünlerini kullanmak problemlerin üstesinden gelmekte etkili olabiliyor.

Eğer saçlarınıza sık sık fön yapıyor, maşalıyor veya çeşitli düzleştirici ürünler kullanıyorsanız bunlara biraz ara vermek de saç derisi dökülmesine karşı önlem olacaktır. Zira saçın tüm dengesini bozan ve ısı ile operasyon yapan bu uygulamalardan mümkün olduğunca kaçınmak genel saç sağlığı bakımından da gereklidir.

Eğer çok sert iklim koşullarının olduğu yerlerde yaşıyorsanız mümkün olduğunca saçlarınızı ve diplerini bu koşullardan korumanız da pullanmaları azaltacak ya da bitirecektir.

16 Nisan 2014 Çarşamba

Bir dokunuşla kendinizi baştan yaratın

3gunluk-diyet-programi
Sürekli yeni bir diyet denemekten ve sıkı egzersizlerin görüntünüzde istediğiniz etkiyi yapmadığını görmekten sıkıldıysanız belki de amacınıza uygun bir yol izlemiyorsunuzdur. Vücudumuzun genetik olarak miras aldığı yapı ve eğilimleri nedeniyle geniş basen hatları, üst bedene göre kalın alt beden ve bacaklar, kalın göbek çevresi, vücuda oranla kalın kollar veya sarkan gıdı gibi istenmeyen durumlarda diyet veya spor fayda vermeyecektir.

Çünkü incelme sağlanabilir, ancak kollarımız vücudumuza göre yapısal olarak kalınsa, yine öyle kalacaktır. “Son on yıldır FDA onaylı Lazer Lipoliz yöntemiyle genel anesteziye gerek duymadan yaklaşık bir saat içinde basen, gıdı, kalın kol, göbek bölgesinden yağ alarak, kısaca bir seans içinde rahatsız olunan her bölgeden kurtulmak mümkün” diyen Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nden Op. Dr. Coşkun Taşçı Uygulama sırasında özel bir lazerle yağ alınan bölgenin gerginleştirilerek sarkmamasının sağlandığı ve işlem sonrası hastanın 1-2 saat dinlenmesinin ardından günlük hayatına devam edebileceğini ifade ediyor.

Bunun yanı sıra alnınızdaki hafif çizgilerden, göz çevrenizdeki yaşlanma belirtilerinden, dudak kenarlarınızdaki kırışıklardan kurtulup, taptaze bir gülümsemeyle gençleşmiş bir görünüme kavuşabileceğinizi belirten Op. Dr. Coşkun Taşçı, kişinin ihtiyacına göre farklı yöntemleri kombine ederek istenen görünümü elde etmenin artık bir doğru analiz ve tercih meselesi olduğunu vurguladı.

Taşçı: “Her bölge ve sorun için farklı çözümler söz konusudur. Arzu edilen doğal görünümü elde etmek, sadece tek bir tekniğin, her duruma uygulanmasıyla mümkün olmaz. Uluslar arası onaya sahip güvenilir Kök hücre, lazer biyostimülasyon veya ultherapy yöntemleri arasından hedeflenen bölge, cildin gördüğü hasar derecesi ve boyutuna göre öngördüğümüz etkileri yaratacak olan en uygun yöntemi tercih ederek çalışıyoruz. Teknolojinin sağladığı imkanlar ve klinik tecrübemiz dahilinde işimizi şansa bırakmamaya çalışıyoruz.”

15 Nisan 2014 Salı

Kısa sürede pürüzsüz bir cilt

cilt-sikilastirma
Philips’in Lumea ailesine katılan en yeni üyesi Lumea Precision Plus ile pürüzsüz bir cilde daha güvenli ve kolay bir şekilde sahip olmak mümkün. Vücut ve yüz uygulamaları için ayrı aparatları bulunan tek IPL cihazı Philips Lumea Precision Plus, yüz uygulamaları için de ekstra güvenlik özelliklerine sahip.

Tüylerin yeniden uzamasını önlemek için Yoğun Darbeli Işık (IPL) teknolojisini kullanan ve kablosuz bir çözüm sunan Philips Lumea Precision Plus’ın, diğer IPL teknolojili cihazlardan farklı olarak, geniş yüzeyler için daha büyük bir uygulama penceresi bulunuyor. Böylece, her iki bacak için yalnızca 15 dakikalık bir uygulama ile etkili sonuçlar elde edilebiliyor. Philips Lumea Precision Plus’ın geliştirilmiş pil ömrü, ürünün tekrar şarj edilmesine gerek kalmadan, tek bir uygulama ile tüm vücutta ve yüzde kullanılmasını sağlıyor. Philips Lumea Precision Plus, yüz ve diğer hassas bölgelerde kullanım için özel olarak tasarlanmış ekstra güvenlik özelliklerine sahip hassas bir başlık da içeriyor.

Evde rahatça kullanılabilecek bir epilasyon çözümü olan Philips Lumea Precision Plus, ısıyı tüy foliküllerine iletmek için tüy köklerine yumuşak ışık darbeleri veriyor. Bu işlem tüy foliküllerinin bekleme aşamasına geçmesini sağlıyor. Bunun sonucunda tüy doğal yollarla dökülüyor ve yeniden büyümesi önleniyor. Yapılan çalışmalar; iki ay boyunca, iki haftada bir gerçekleştirilen yalnızca dört uygulamadan sonra tüylerin yüzde 80'in üzerinde azaldığını gösteriyor.

Kablosuz tasarımı Philips Lumea Precision Plus'ın kullanımını büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Philips Lumea Precision Plus, çok çeşitli cilt tonlarında ve tüy renklerinde hassas ve etkili uygulamalar için beş farklı ışık ayarına sahip. Entegre UV filtresi ve gelişmiş güvenlik özellikleri cilt için en üst düzeyde koruma sağlıyor. 100.000 ışık darbeli uzun bir lamba ömrüne sahip olan Philips Lumea Precision Plus, yeni bir yedek lamba gerektirmeden, cihazın en az 5 yıl boyunca kullanılabilmesine olanak tanıyor.

Yeni Philips Lumea Precision Plus 1.499,90 TL’den satışa sunuluyor.

14 Nisan 2014 Pazartesi

Hassas ve nemsiz ciltlere özel bakım serisi

ciltguzelligi
Crème Fraîche de Beauté serisi, cildinize muhteşem bir görünüm kazandırıyor.

İçeriğinde bulunan badem ve portakal ağacı çiçekleri, aloe vera ve alantoin kökleri sayesinde hassas ciltleri yumuşatan seri, ciltteki kırmızılık, sızlama, yanma, kaşınma ve gerginliğe karşı da 24 saat yatıştırıcı etki sağlıyor.

Susuz kalmış tüm hassas ciltler için nem kaynağı olan Sérum Crème Fraîche de Beauté kullanımın 8 saat sonrasında cildi %60 nemlendirirken, hassas ve karma ciltler için uygun olan Crème Fraîche de Beauté Light matlaştırma özelliğine sahip.

Hassas ve normal ciltler için Crème Fraîche de Beauté yumuşatma özelliği ile dikkat çekerken, kuru ciltler için besleyici özellik taşıyan Crème Fraîche de Beauté Enrichie, bakımına önem veren kadınların yardımcısı oluyor.

Tüm ciltleri yatıştıran ve güzelleştiren tamamlayıcı bakım maskesi Masque Crème Fraîche de Beauté ise rahatlatıcı ve tazeleyici etkiyi bir arada sunuyor.

13 Nisan 2014 Pazar

Parlaklık giderici kremlerle bakım yapın

cilt-tipleri
Fransız dermokozmetik markası NUXE'ün karma ve yağlı ciltlere özel bakım serisi Aroma Perfection, ciltteki parlamaya, geniş gözeneklere, pürüzlere ve kırmızılıklara karşı etkili bakım sağlıyor.

Serinin en sevilen ürünlerinden Aroma Perfection Fluide Prodigieux Matifiant Parlaklık Giderici Bakım Kremi karma ve yağlı ciltlerin gün boyu karşılaştıkları parlama veya kızarıklık problemlerine karşı savaşırken bir yandan da nemlendirici ve yatıştırıcı bakım sağlar.

Gündüz kullanım için uygun olan bakım kremi kaolin, marrow tohumu ve jojoba yağı, portakal ve mısır çiçeği suyu, alantoin, şeftali ve calendula çiçeği özü, imperata cylindrica yağı ve E Vitamini içeriyor.

Aroma Perfection bakım serisi arındırıcı temizleme jeli, pürüzlü ciltler için düzenleyici bakım kremi, parlaklık giderici bakım kremi, arındırıcı temizleme losyonu ve arındırıcı termoaktif maskeden oluşuyor.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Göz çevresi estetiğiyle genç bir görünüm

estetik
Yüz estetiği denilince akla ilk gelen bölge, göz çevresi oluyor. Yüzün en dikkat çekici yeri olan gözler, yoğun iş temposu ve yorucu kent yaşamı derken daha yaşlı ve bitkin bir görünüme neden olabiliyor. Göz kapağı sarkması, kaz ayağı çizgileri, göz altı torbaları ve göz kenarlarında oluşan kırışıklıklar yaşınızı ele vermesin istiyorsanız göz estetiği size göre. Peki, göz çevresine yapılacak uygulamaların görme kalitesini etkilemesini istemiyorsanız uzman doktorlar tarafından yapılması gerektiğini biliyor muydunuz?

Yüzünüzün kaybolan canlılığını göz estetiğiyle yapılacak birkaç küçük dokunuşla geri kazanmanız mümkün. Yaş ilerledikçe göz çevresindeki kas ve deri dokusu yerçekimiyle aşağı doğru sarkar. Bu durum göz etrafındaki yağ dokusunun fıtıklaşması ve gözün önündeki yağı tutan sağlam yapının gevşemesine neden olur. Göz ve göz çevresine yapılacak küçük estetik ve fonksiyonel operasyonlar ile bu problemlerden kurtulmak mümkündür.

Hastalara en sık uygulanan estetik operasyonların başında; göz kapağı estetiği, üst kapak düşüklüğü ameliyatları, göz çevresi botoksu ve göz kapağı şekil bozukluklarının geldiğini ifade eden Dünyagöz Etiler’den Opr. Dr. İskender Alkın Solmaz, “Kapak düşüklükleri doğuştan olabilir ya da ileri yaşlarda oluşabilir. Görmeyi ve görme alanını etkilediği için düzeltilmesi gerekir. Göz kapağını kaldıran kas tamir edilir ya da kapak askı yöntemi ile kaldırılır. Çocuklarda göz tembelliğine neden olan kapak düşüklükleri yani ptozisin düzeltilmesi çok önemlidir. Doğuştan ya da yaşa bağlı olarak göz kapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, kirpik bozuklukları, göz kapağı tümörleri gibi hastalıkların tedavileri yapılır. Bunun yanı sıra kaz ayağı bölgesi, burun kökü, alın çizgileri kırışıklık tedavisi, kaş kaldırma ve şekillendirme botoks yöntemleri de gerekiyorsa hastaya uygulanabilir. Botoks ile 15 dakikada tüm bu sorunlardan kurtulmak mümkündür. Ancak kullanılacak malzemelerin kalitesi de başarıyı bir o kadar artırır. Gözaltı torbaları ve üst göz kapağındaki hatta kaştaki sarkma gibi sorunlar ise göz kapağı ve kaş estetiği ile rahatlıkla çözümlenebilir. Burada önemli olan konu ise sadece estetikle kalmayıp hastanın hem fonksiyonel hem de estetik görünümünü hastaya kazandırabilmektir” diyor.

Estetiğin Görme Kalitenizi Engellememesi İçin Bir Uzmana Başvurun
Göz estetiğinin yeni teknolojik yöntemlerle, çok daha kolay ve ağrısız yapılabildiğini sözlerine ekleyen Opr. Dr. İskender Alkın Solmaz yapılacak estetiğin görme kalitesini etkileyip kalıcı hasar bırakmaması için, alanında eğitim almış cerrahlara başvurulması gerektiği konusunda uyardı. Opr. Dr. Solmaz göz estetiği ameliyatlarının önemini ve taşıdığı riskler hakkında da şunları söyledi: “Göz kapağı vücuttaki diğer dokulardan çok farklı bir bölge. Göz kapağını açan ve kapayan kas, yağ dokuları, gözyaşı bezi, cilt ve destek dokularından oluşur. Göz estetiği ameliyatlarında, genel göz sağlığının korunmasına hassasiyet gösterilmesi gerekiyor. Cerrahi girişimlerin tümünde sağlam dokuların zarar görmemesi ve sadece gerekli yere müdahalenin yapılması çok önemli. Göz çevresi estetiğinin, göz kapağı anatomisini ve estetik cerrahi ilkelerini bilen göz doktorları tarafından yapılması büyük önem taşıyor.”

Göz Estetiğine Uygun Ameliyathane Önemli
Göz estetiği ameliyatlarında kişilerin, hekimin deneyiminin yanı sıra teknolojik ve hijyenik altyapısına da dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Opr. Dr. İskender Alkın Solmaz, “Komplikasyon riskinin az olması ve hızlı bir iyileşme süreci için ameliyatın göz estetiğine özel tasarlanmış ameliyathanelerde gerçekleşmesi çok önemli” dedi.

Opr. Dr. İskender Alkın Solmaz’dan Göz Estetiğinde 4 Temel Uygulama:
Göz çevresi botoksu: Kaz ayağı bölgesi, burun kökü, alın ve çatık kaş çizgileri, kaş kaldırma ve şekillendirme amaçlı olarak botoks uygulanır. Hasta, botoks uygulamasından hemen sonra günlük hayatına geri dönebilir. Etkisi yavaş yavaş başlayan botoks, 15 gün içinde etkisini maksimum düzeye ulaştırır ve 4-6 ay süre ile devam eder. Kırışıklıklar tekrar ortaya çıkmaya başladığında enjeksiyonunun tekrarlanması gerekir.

Göz kapağı estetiği: Gözaltı torbaları ve üst göz kapağındaki estetik sorunlar tedavi edilebilir. Ameliyatlarda Karbondioksit Lazer cihazı ya da radyofrekans kullanılabilir. Böylece kesi yerinden kanama çok az olur, iz kalmaz ve iyileşme süresi kısalır.

Kapak düşüklüğü ameliyatları: Kapak düşüklükleri hem yenidoğan bebeklerde hem de erişkin ve yaşlılarda görülebilir. Göz kapağını yukarıda tutan sinirdeki problemler, göz kapağı kasındaki kusurlar, yaşlanma, göz ameliyatları ve kapak tümörleri gibi mekanik nedenler kapak düşüklüğüne neden olabilir. Görmeyi etkilediği için düzeltilmesi gerekir. Göz kapağını kaldıran kas tamir edilir ya da kapak askı yöntemi ile kaldırılır.

Göz kapağı şekil bozukluklarının tedavisi:
Doğuştan ya da yaşa bağlı olarak göz kapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, kirpik bozuklukları, göz kapağı tümörleri gibi hastalıkların tedavileri yapılır.

10 Nisan 2014 Perşembe

Cildi Gençleştiren Yosun Maskesi

yosun-maskesi-nasil-hazırlanir
Yaşlanmanın etkisi ile nemi azalan ciltte kırışıklıklar oluşur. Bu kırışıklıklar sayesinde yaşlı bir görünüme kavuşan yüze, cildin kaybettiği nem tekrar kazandırılarak genç görünüm kazandırmak mümkün.

İnsan cildi yılların etkisiyle yaşlanır. Yaşlanma sonucu ciltte nem azalır ve kırışıklıklar ortaya çıkar. Cildinizi gençleştirmenin yolu kaybedilen nemin cilde verilmesi ve canlandırılmasıdır. Cilt güzelliği için birçok yöntem ve maske kullanılmaktadır.

Güzellik merkezlerinde son yıllarda bu iş için genellikle yosun maskesi kullanılmaktadır. Cilt lekeleri ve kırışıklıklar için kullanılan yosun maskesini evinizde doğal malzemelerle hazırlayabilirsiniz.

Yosun maskesinin faydaları
Yosun maskesinin faydalarının başında cildin yaşlılık etkilerinden arındırılması gelir. Yosun maskesinin cilde faydalarını özetle sıralarsak;

- Sivilcelerin giderilmesine yardımcı olur.
- Yosun maskesi olarak kullanılır ve çok etkili sonuçlar oluşturur.
- Kırışıklıkların giderilmesine ve nem oranını dengeleme yardımcı olur.
- Antioksidan özelliğiyle cilde zarar veren toksinlerin uzaklaştırılmasına yardımcıdır.
- Hücrelerin iyi beslenmesine ve yenilenmesine yardımcı olduğundan cildin güzelleşmesine olumlu etkisi vardır.
- Ayrı ayrı besinlerden alınması gereken cildi besleyici vitamin mineral ve proteini zengin olarak içerisinde barındırmaktadır.

Suna Dumankaya’dan yosun maskesi tarifi
Hazır satılan yosun maskelerinin fiyatları 50 TL ile 90 TL arasında değişmektedir. Bunun yerine doğal yosun ve malzemeler kullanarak ekonomik bir sonuç elde edebilirsiniz. Suna Dumankaya tarafından tavsiye edilen yosun maskesinin yapımını aşağıda bulabilirsiniz.

Yosun maskesi için gerekli malzemeler

- 3 yemek kaşığı spirulina (yosun)
- 2 çay kaşığı zeytinyağı
- Su

Bu malzemeleri karıştırarak haftada 1 defa 1 saat süresince yüzünüze uygulayın. 4 seans sonrasında etkilerini göreceksiniz.

Yosun maskesinin zararları tespit edilmemiştir. Hassas ciltlerde kaşınma yapabilir.

Spirulina yosunu nedir?

Spirulina yosunu mavi-yeşil algler grubuna ait mikroskobik bir yosun türüdür. İlk foto sentetik canlıların torunu olarak kabul edilir. Spirulina, doğaya son derece saygılı, dünya kaynaklarından minimum ölçüde tüketen çevreye zarar vermeyen havuzlarda üretilen bir üründür. Olgunlaşan spirulinalar, sudan süzülerek kurutulduktan sonra herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğal haliyle, toz olarak ya da tablet haline getirilerek tüketime sunulmaktadır.

Spirulina, içerdiği % 65 protein oranıyla en iyi bitkisel protein kaynağıdır. Günde 3-5 gr. Spirulina günlük beta karoten, vitamin B12, vitamin B kompleks, demir, esansiyel mineraller ve gama-linolenik asit ihtiyacının tamamına yakınını karşılar.

8 Nisan 2014 Salı

Yaz Yaklaşırken Detoksla Canlanın

detoks_banyosu
Yazın yaklaştığı bugünlerde vücudumuzu arındırmak için:
Size öncelikli tavsiyem gerginliklerinizi bir kenara bırakmanız ve özünüze dönmeniz olacaktır.

Temiz havada yürüyüş yaparak ruhunuzu dinlendirin. Bu sayede fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamda gevşeyip sakinleşebilirsiniz.

Vücudunuzdaki asitleri atmak için ise 3 günlük bir detoks programı uygulayabilirsiniz. Bu 3 günlük süreç boyunca her sabah 500 gram ılık suyu, içine yarım limon ve 1 tatlı kaşığı bal karıştırıp için.

Ayrıca 1 kâse kara buğdayı geceden ıslatın. Sabah kalktığınızda bunu 1 tatlı kaşığı tereyağı ya da zeytinyağıyla hafif kavurun. Bol dereotu, maydanoz, limon ve cevizle tatlandırın.

Arzu ederseniz içine 1’er tatlı kaşığı nar ekşisi ve deniz tuzu da katın. Bu lezzetli karışım vücudunuzda detoks etkisi yaratacaktır. Gün içinde kuşkonmaz salatası yemek ve sebze suyu içmek böbreklerinizi ve mesanenizi temizleyecektir.

Ayrıca, günde 6 adet badem yiyin. Bir sürahi suyun içine 1 tatlı kaşığı karbonat ve bolca nane yaprağı katıp için. Hamama gidip kese ile masaj yaptırın. Sıcak yağlarla masaj yaptırın, el ve ayak bileklerinizi ovalayarak kan dolaşımınızı hızlandırın.

Bütün bunların yanı sıra hiçbir şeyi kafanıza fazla takmayın. Hayatı akışına bırakın ve anın tadını çıkarın.

6 Nisan 2014 Pazar

Sizin saç modeliniz hangisi?

sac-bakimi
Dünyada saç trendlerini belirleyen ülkeler Paris, Milano, Londra ve New York… Bu ülkeler moda ikonlarını yarattıkları için tüm dünyada takip ediliyor. Tonı & Guy, Vidal Sassoon, Tyler Johnston gibi saç kesim modasını belirleyen moda öncülerinin trendleri takip ediliyor. Peki ya 2014 yılında hangi saç modelleri moda olacak? Saç modeli nasıl belirlenir, sizin saç modeliniz hangisi? Hepsini öğrenmek için sonraki butonuna tıklayarak ilerlemeye devam edin.

Uzun Saçlar Moda
Kadınların en çok tercih ettiği saç modellerinden biri olan uzun saçlar 2014 yılı içerisinde de oldukça ön planda olacağa ve çokça tercih edileceğe benziyor.

Uzun saç kesim modelleri birçok kadın tarafından tercih edilen ve modası hiç geçmeyen bir saç kesim modelidir. 2014 yılında da uzun saçlar yine çok moda ve trendi bir görünüm kazanmak isteyen bayanların tercihi olacak gibi görünüyor.

Uzun Saç Kesim Modelleri Nasıl Olmalı?
Uzun saç modelleri 2014 yılının favori saç modellerinden biri. Bu nedenle uzun saç kesim modellerine göz atarak size en uygun saç kesim modeline karar verebilirsiniz.

Katlı Kesim Saç Modeli
Uzun saçları daha hacimli ve daha havalı gösteren bir saç kesim modelidir katlı kesimler… Saçınızın daha dolgun ve kendinden hareketli bir görünümü olsun istiyorsanız uzun saç kesim modellerinde dünyaca ünlü yıldız Honnah Montana gibi katlı kesimleri tercih edebilirsiniz.

Kakül Kesim Saç Modeli
Uzun düz saçlara fazlasıyla yakışan ve 2014 yılında çokça tercih edilen kaküllü saç modelini sizde deneyebilirsiniz. Kakül kesim modeli ile uzun saçlarınıza ayrı bir hava verebilir ve görüntünüzü tamamen değiştirebilirsiniz. Bir Hollywood yıldızı Taylor Swift’de kakül kesimli saç modeli trendine uyan ünlülerden.

Düz Kesim Saç Modeli
Saçlarımın önden veya arkadan bakıldığında aynı hizada olmasını istiyorum diyenlerdenseniz uzun saçlarda düz kesim modelini tercih edebilirsiniz. Düz kesim modeli ile saçlarınız daha sade ve doğal görünüme kavuşabilir. Düz kesim saç modelini günümüzde başarılı bir şekilde kullanan ünlülerden biri de Hülya Avşar.

Uzun Saç Kesim Modeli Kimlere Yakışır?
Uzun saç kesim modellerinden birine karar vermeden önce kuaförünüze giderek bu saç modeli ile ilgili yardım almanızda fayda var. Özellikle de ortalama veya uzun boylu bayanlara uzun saç daha çok yakışabilir. Çünkü kısa boylu bayanlar için çok uzun saç boyu daha da kısa gösterebilir.

Uzun saç kesim modelleri hemen hemen birçok yüz şekline yakışır. Yalnızca kesim modelinin yüze doğru uygulanması gerekmektedir. Bunun için de uzun saç kesim modeliniz katlı kesim mi, düz kesim mi veya kaküllü kesim mi olacağına kuaförünüz ile birlikte karar vermeniz sizin için daha sağlıklı ve doğru bir karar olacaktır.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Cildinizi Bahara Hazırlayın

kuru-ciltler
Cilt bakımı ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için, kış aylarından bahar mevsimine geçtiğimiz şu günlerde hem cildimize hem de yaşantımıza maksimum düzeyde önem vermeyi gerektiriyor.

Bahar yaklaşıyor… Nasıl mağaza mağaza gezip gardırobunuz için mevsime uygun kıyafetler seçiyorsanız cildiniz ve vücudunuz için de aynı özeni göstermek zorundasınız.

Sağlıklı bir cilde sahip olmak istiyorsanız ne yemelisiniz, nasıl bir cilt bakımı yapmalısınız, nelerden kaçınmalısınız?
Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Şengör kıştan bahara geçerken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı…

Güzel bir cilt için makyajla uyumayın!

“Cildinizi mutlaka düzenli olarak temizleyin. Cildinize her gün günde üç defa parmak darbeleri ile masaj yapın. Haftada bir kez peeling yaparak cildinizi ölü deriden arındırın. Makyaj ürünlerinin doğal, mineral bazlı olmasına özen gösterin ve asla makyajla uyumayın Fondöten ve pudra kulanımını en aza indirin ki gözenekleriniz nefes alsın. Detoks ve şok zayıflama programlarını yaparken de cildin şok olabileceğini yani sarkma ve bağ dokusunda bozulma olabileceğini unutmayın.”

Haftada bir gün peeling yapılmalı

“Makyaj yapan kadınların birçoğu pudra ve fondöten kullanıyor. Sık kullanım cilde zarar vereceğinden her gün ciltlerini düzenli olarak temizlemeliler. Cildin üstündeki ölü derilerden kurtulmak için haftada bir de olsa peeling yapmalılar. Cilt her zaman temiz olmalı. Özellikle makyaj yapan kadınlar ciltlerine nefes aldırmalı. İyi temizlenmeyen bir cilt aknelere de yol açar. Böyle bir durumda da aknelerden kurtulmak için düzenli olarak sabah ve akşam ılık suyla ve yağlı veya akneli ciltlere uygun jellerle yıkayın.

Ardından tonik kullanmak bu tip durumlarda kalan yağı uzaklaştırmak ve gözenek içlerini daha iyi temizlemek için uygundur. Temizlenen cilde akneli ciltler için tasarlanan nemlendiriciler kullanılabilir. Doktorunuzun önerdiği akne ilaçlarını sabah ve akşam düzenli olarak kullanmalı ve özellikle de iki üç ay sabretmelisiniz. Çünkü cildin aylık döngülerini atlatıp kullanılan ürünlerin olumlu yanıt vermesi için en az bu süreye ihtiyaç var.”

Her yaşın ayrı bakımı var
“20’li yaşlarda korumak, dengeli beslenmek, iyi uyumak ve güneşten korunmak çok önemli. Bu yaşlarda cildin tipine göre temizlik yapmak ve hafif bir nemlendirici yeterli olur.

30’lu yaşlarda biraz önce saydıklarıma ek olarak daha fazla nem, ince çizgileri önleyen hafif dozda glikolik asit içerikli veya retinol içerikli ürünlere başlamak yerinde olur.

40’lı yaşlarda yine aynı yaklaşıma ek olarak peptid veya daha yüksek oranda glikolik asit içerikli, özellikle vitaminlerden zengin ürünler nemlendirici olarak tercih edilebilir. İhtiyaca göre nem maskeleri uygulanabilir.

50’li yaşlarda ise menopoz dönemine ait hormonal değişiklikler yüzünden daha yoğun içerikli biraz daha yağlı ürünler tercih edilebilir. Hepsinde ortak nokta; kronolojik yaşa göre değil cildin durumuna göre yaklaşmak. Gerekiyorsa kremlerin yanına gıda takviyeleri ilave edilebilir. Cildin anti-aging’ini sağlayan vitaminler kür halinde kullanılabilir.”

Bronzlaşmak yaşlanmaktır
“Cildimizi doğru şekilde uyararak daha toleranslı, daha sağlıklı ve genç yapabiliriz. Bahar aylarında cildinizi düzenli olarak temizleyin. Her gün güneş koruyucu ürün kullanımına dikkat edin. Yaza bronz bir tenle girmek için baharda çalışmaya başlayanlardansanız dikkat! Çünkü bronzlaşmak eşittir yaşlanmak. Bu nedenle mümkünse solaryum yerine otobronzan sistemlerini tercih edin.”

Kilonuzu aynadan kontrol edin
Yaz öncesi fit bir vücuda sahip olmak için hangi sporları yapmalıyız? Nasıl beslenmeliyiz? Hangi saatler arasında uyumalıyız? Fitness koçu, fitness modeli ve yazar Murat Tavman, yaza daha fit girebilmek için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi…

Sıkı bir vücut için yürüyün
“Yaz yaklaşınca herkesi bir telaş alıyor ama bu telaşı yaşamamak adına bence herkes sürekli yaz ayları yaklaşıyormuş gibi yaşamalı. Masanın dört bacağı var. Beslenme, ağırlık egzersiz, kardiyo egzersiz ve dinlenme. Bunları yaptığınız zaman özel bir hazırlık yapmanıza gerek kalmaz.

Herkes güzel bir vücuda sahip olmak ister. Bunun için vücudu sıkı, güçlü ve şekilli yapacak ağırlık egzersiz sistemi, fazla yağların depolanmasını önleyecek ve vücuda ekstra dayanıklılık sağlayacak kardiyo egzersizlerini öneririm. İlla spor salonuna gitmenize gerek yok. Açık havada yapılan yürüyüş, bisiklete binme, yüzme ve paten kayma da işe yarayacaktır. Salona gittiğinizde de bütün vücudu harekete geçirdiği için elliptical kullanılmasını tavsiye ederim.”

Antrenman öncesi yemek yenebilir
“Sık sık karşılaştığımız sorulardan biri de antrenman öncesi yemek yemeli mi yememeli mi? Yenilecekse karbonhidrat tüketilmeli mi? Antrenman öncesi katı bir öğün tüketilecekse en az bir buçuk iki saat önce yenmeli. Karbonhidrat cinsi de kompleks olmalı. Merak edilen bir başka konu da diyet. Her zaman söylüyorum, kadının ayrı erkeğin ayrı diyeti yok. Her ikisi de aynı diyeti uygulayabilir. Sadece hormonal yapı farkı ve kadınların bazı gıda tiplerine verdikleri yanıt farklı olduğundan bunlara dikkat etmeli.”
Gece yarısından önce uyuyun

“Kilo verirken sağlığınızdan olmak istemiyorsanız bazı kurallara dikkat etmelisiniz.

Kural 1: Kilo kaybını tartıdan değil, aynadan analiz edin.

Kural 2: Benim meşhur fit mutfak kanunum. 4N1Y… Yani neyi, ne zaman, ne kadar, niçin yiyorsun? Bunu kendilerine sürekli sormalılar.

Kural 3: Ter borcu ödendi mi? Her gün farkında olmadan imzaladığın bir borç senedi var. Bunun bendeki adı ter borcu. Bunu her gün ödemezsen, faizle ödemek hiç de kolay olmaz. Kardiyo ve ağırlık egzersizleri ter borçları. Bunları ihmal etmeyin!

Kural 4: Dinlenme ve uyku. Gün 24 saat. Bir iki saat spor ise geriye 22 saat kalıyor. Bu 22 saatte ne yaptığın vücudun yağ mı yakacak yoksa yağ mı depolayacak kararını verecektir. Uyku yorulan kasların bakımı ve vücudun optimal yağ yakımı için en geniş ve önemli saat. Ama bunun da zamanı var. 23.30-06.30 ideal bir uyku zaman dilimi.”

1 Nisan 2014 Salı

Limon maskesi ile lekelerden kurtulun

limon-maskesi
Uzmanlar, ciltte bulunan lekelerden kurtulmanın en kolay, zahmetsiz ve risksiz yönteminin limon maskesi olduğunu belirtiyor. Ciltte bulunan lekeleri yok etmek için önerilen doğal bakım yöntemlerinden biri de limon ile yapılan cilt maskesidir.

Hem hazırlanışı hem de kullanımı ve uygulaması kolay olduğu için tavsiye edilen limon maskesi ile ciltte bulunan rahatsız edici lekeleri tedavi etmek mümkün. Cilt lekelerinizden kurtulmak istiyorsanız bu maskeyi düzenli olarak uygulayın.

Limonlu cilt maskesinin malzemeleri
- 1 yemek kaşığı limon suyu,
- 1 yemek kaşığı buğday yağı,
- 1 tatlı kaşığı menekşe yağı,
- 10 dal maydanoz.

Cilt lekeleri için limon maskesinin hazırlanışı
Öncelikle maydanoz rondodan geçirilerek iyice ezilir. Sonra içerisine limon suyu ve bitki yağları ilave edilir. İyice karıştırılır.

Cilt lekeleri için limon maskesinin uygulanışı
Hazırlanan karışım cilde masaj yaparak sürülür. 15 dakika bekletilip ılık su ile yıkanır. Bu maskeyi haftada iki gün cildinize uygulayabilirsiniz.

Cilt lekeleri için limon maskesinin yararları
Cildinizdeki lekelerin zamanla azaldığını ve kaybolduğunu göreceksiniz.